Avrupa ülkeleri ekonomik krizle cebelleþirken, Fransa, iþsizlik oranlarýyla tarihinin rekorunu kýrarken...
Türkiye tarihinin en büyük barýþ projesini hayata geçirmek üzereyken...
1 Mayýs günü Taksim ve Ýstanbul’dan gelen görüntüler uluslararasý haber ajanslarýnýn ilk haberi oldu.
Paris’in ünlü Bastille Meydaný ve de müge çiçeði, 1 Mayýs’ýn simgesi olan iki olgu. Müge, sanki sadece 1 Mayýs günü açan bir çiçek Fransa’da...
Sokaklarda müge buketleri vardý...
Fransa’da iþçi sendikalarý arasýndaki bölünmüþlük nedeniyle 1 Mayýs mitingleri beklenen katýlýmý yakalayamadý. Üstüne havanýn soðuk olmasý da eklenince cýlýz bir 1 Mayýs meydaný ortaya çýktý. Ýranlý, Suriyeli, Tunuslu muhalif gruplar...
Türkiyeli gruplar...
Herkes vardý meydanda... Paris’teki 1 Mayýs kutlamalarýnda yerde sofrasýný kurup, gözleme açýp, orada piþiren ve satan kadýnlar bile vardý.
Herkes vardý ama çevre sokaklarda önlem almýþ ekiplerin dýþýnda göze çarpan bir tek polis bile yoktu.
Tam bir gösteri toplumu panayýrý þeklinde geçti Paris 1 Mayýs’ý...
Ekonomik krize, artan iþsizliðe, cumhurbaþkaný François Hollande’dan rahatsýzlýða raðmen 1 Mayýs bir panayýr havasýnda geçti.
Sadece Paris’te deðil...
Ekonomik krizin daha fazla vurduðu Ýspanya ve Yunanistan’da, hatta aþýrý saðcý neo-nazilerin sahneye çýktýðý Ýsveç’te de herkes sloganýný, pankartýný aldý ve meydana çýktý.
Günün sonunda o ülkelerde sessizlik, Türkiye’de ise genç bir insanýn, baþýna gaz bombasý isabet eden Dilan’ýn yaþamasý için edilen dualar vardý. Avrupa ülkelerini, hele Fransa’yý örnek olarak göstermek, hiçbir zaman bir haberci olarak tercih ettiðim bir nokta olmadý. Çünkü Avrupa ülkelerinin örnek alýnacak bir þeyi kalmadý. Sosyal ve toplumsal krizle baþ aþaðý durumdalar. Memleketimiz ise en zor meselesini en zor yöntemle, nakýþ gibi iþleyerek çözme yolundayken, neden Türkiye 1 Mayýs’ý Avrupa’da birinci haber oldu?
Paris’te müge çiçeklerinin sembolize ettiði 1 Mayýs bir gösteri toplumu panayýrý havasýnda geçerken, Türkiye’den neden üzücü görüntülerle bahsedildi uluslararasý kanallarda?
Bunu bürokrasinin siyasetle senkronize olamamasýnýn bir baþka sonucu olarak yorumladým. Sendikal inat ise ikinci baþlýkta didik didik tartýþýlmasý gereken bir unsur elbette.
1 Mayýs’ýn tek kurbaný Kutluay
Türkiye’de halay ve rengarenk bahar görüntülerini beklerken, polisleri ve biber gazlarýna boðulmuþ sokaklarý izledik. Ýzmir’den gelen haber ise güçlü-güçsüz formülünün sol gruplar için de geçerli olduðunu gösterdi.
1 Mayýs günü Ýzmir’de EMEP’e yakýn üniversiteli gençlerin ayný grubun eski üyelerinin oluþturduðu yeni bir dergi çevresi olan Halkýn Kurtuluþu grubuna saldýrýsýnda yaralanan Ýbrahim Kutluay kalp krizi geçirdi ve hayatýný kaybetti.
Halkýn Kurtuluþu grubu EMEP’i suçluyor, EMEP “olayla ilgimiz yok” diyor.
EMEP Ýzmir Ýl Baþkaný, saldýrýda bulunanlarýn kendilerine yakýn üniversiteli gençler olduðunu, Kutluay’ýn vefat haberinden önce açýklamýþ.
Neyse ne! 58 yaþýnda, 1 Mayýs’ý kutlamak isteyen bir adam, solcularýn “bu pankartý açamazsýnýz” kavgasýnda yaralanýp, kalbi dayanamayýnca da hayata veda ediyor.
Bir ülkenin bir meydanýnda panayýr formatýnda bir gösteri toplumu aktivitesi olarak geçen bir gün, baþka coðrafyalarýn baþka meydanlarýnda tek ses “barýþ” sesine sahne olmasý gerekirken, irili ufaklý inatlarýn adý oluyor...
Çok üzücü...