Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Baþkaný Mesud Barzani’nin baðýmsýzlýk hayali hüsranla bitti. 25 Eylül’de Türkiye’nin samimi bütün ikazlarýna raðmen baðýmsýzlýk referandumu yapan Barzani, elbette en büyük darbeyi, kendisini yýllardýr teþvik eden Batýlýlardan yedi. 16 Ekim’de, Kerkük’ün, havaalanýnýn ve petrol bölgesinin çatýþmasýz elden gitmesinden sonra Batý kendisini yalnýz býraktý.
ABD Baþkaný Trump “Onlarýn (Kerkük'te) çatýþýyor olmasýndan memnun deðiliz. Bu savaþta (ikisi arasýnda) bir taraf tutmuyoruz” dedi.
2014’ten beri Kuzey Irak'ta Peþmerge güçlerini eðiten Almanya bu eðitimi askýya aldýðýný açýkladý. Der Spiegel dergisi, söz konusu kararýn, Almanya’nýn tarafsýzlýðýný tehlikeye atmamak için alýndýðýný yazdý.
Hâlbuki Barzani, referanduma giderken Batý’nýn desteðinden söz ediyordu. 15 Nisan 2016’da Al Jazeera televizyonuna verdiði röportajda “Batý karþý deðil. Onlar Kürtler’in durumunu ve gerçeklerini anlýyor” diyordu... ABD’nin, Ýsrail’in, Almanya’nýn, Ýngiltere’nin güler yüzüne, kapý arkasýndaki pohpohlamalarýna kandý.
Batý’nýn, bölgede “Kürdistan” kurulmasýný isteyen Kürtlere bu kaçýncý vaadiydi, tarihe bakýlsýn. Hele Türkiye’den ayrýlma zehrini, asýrlardýr nasýl sinsice, bazen açýktan (NATO seminerinde harita, Suriye’de PYD’ye 3500 TIR silah vererek) bizim Kürt kardeþlerimize akýttýklarý bilinmiyor mu?
Aslýnda soru çok basitti: Kürtlere karþý kim samimi olabilir? Kürtleri gerçekten insan ve Ýslam kardeþi olarak Türkler mi daha çok düþünür? Yoksa Ortadoðu’da/bölgemizde yýllardýr menfaat hesaplarý ile Türkleri de, Kürtleri de his sevmemiþ Batýlýlar mý?
Menfaati yoksa Batý, Kürtleri, Araplarý ve Türkleri neden sevsin? Batý, sadece kendini sever. Petrolü sever, yeraltý madenlerini sever, yerüstü zenginliklerini sever. Köle olarak siyahlarý sever. Gücü sever...
Söz konusu hele bizim Müslümanlýðýmýz ise Haçlý zihniyetleri birden hortlayýverir.
Aramýza nifakla girerler. Çekildikleri zaman arkalarýnda fitne, çatýþma, kaos, kan ve gözyaþý býrakýrlar.
Barzani’yi cesaretlendiren Batý (hele Ýsrail), þimdi “ne yapalým, reel politika” diyor.
Sonuç ne? Baðdat ve Erbil ekseninde Kürt-Arap çatýþmasý daha büyük potansiyel tehlike oldu. Kuzey Irak’taki Kürtler ve PKK arasýnda da ciddi bir iktidar mücadelesinin zemini hazýrlandý.
Barzani liderliðindeki KDP; Kerkük’te, Talabanilere (KYP’ye) baðlý Peþmerge güçlerinin Irak merkezi hükümeti ile gizli bir anlaþma sonucu mevzileri terk ettiðini, Kürtlere ihanet ettiðini söylüyor.
Kürdistan Yurtseverler Birliði (KYB) ise referandum öncesi uyarýlarýný dinlemeyen Barzani yüzünden beklenmedik baþa çýkýlamaz bir durumla, tehlikelerle karþýlaþtýklarýný savunuyor.
PKK-HPG ise hem Barzani hem de Talabani güçlerini yani Peþmergeleri suçluyor. Kendi iktidarý için baðýmsýzlýk referandumu yapan Barzani’nin bir kez daha Þengal’de (Sincar) olduðu gibi kaçtýðýný, Güney Kürdistan’ý kendi iktidarý için ateþe attýðýný iddia ediyor.
Referandumun ertesi günü bu köþedeki yazýmýn baþlýðý þuydu: “Barzani’nin sonu: Elindekileri de kaybedecek...”
Kaybetti, daha çok þey de kaybedecek. Muhteris ýrkçý liderler hep kendi insanlarýna zarar verdi/veriyor.
Kim kendi milletine deðil de yabancýlara yaslandý ise hüsrana uðradý.
Þimdi sýrada FETÖ elebaþý Fetullah Gülen var. Hala videodan helikopterle, uçakla örtülü suikast talimatlarý veriyor. Devlete savaþ açan ve sýrf Mehdi olduðuna inandýðý için kazanacaðýný zanneden, darbe giriþimine kalkarak milletine ihanet eden Gülen de yapayalnýz kalacak.
Güvendiði daðlara kar yaðacak, Batý, Gülen’i yüzüstü býrakacak. FETÖ’cülere dünya dar gelecek...