Batý bataklýðýnda debelenmek!

Batýlaþma ya da Batýcýlaþma III.Selim döneminde Osmanlý’nýn ayakta kalmasý adýna baþlatýlan bir dizi kökten siyasi deðiþikliðin adýdýr. Ancak bu deðiþiklikler amacýnýn çok ötesinde siyasi sonuçlar doðurmuþtur. Devþirilen Batýcýlarýn katýnda Doðu yobazlýðý, gericiliði, ilkelliði ve karanlýðý simgelerken Batý uygarlýðýn, ilericiliðin ve aydýnlýðýn simgesi olmuþtur. Batý çýkarlarý doðrultusunda devþirilen mürekkep yalamýþlar çok hýzlý bir biçimde dönekleþerek geçmiþe, inanca, toplumsal yapýya sýrt çevirmiþ, düzen ve düþünce biçimi adýna ne varsa yok etmek için ellerinden gelen her türlü çabayý göstermiþlerdi. Böyle yapýnca var olan sorunlarýn ortadan kalkacaðýna inanmýþlardý, hala da inanýyorlar. Bu devþirme yarý aydýnlar, ülkede baþ gösteren, topluma yeniden gerçek benliðini ve kimliðini kazandýrmaya yönelik her deðiþime “Acaba Batý ne der? Yahu bunu yaparsak Batuý’ya rezil oluruz!” gibi bir devþirme zihniyetiyle yaklaþmýþ bu giriþimleri baþlatanlara düþman kesilmiþ, alaþaðý etmiþ ve ülkeyi bataklýktan bataklýða sürüklemiþtir.

Cumhuriyetle birlikte batýcý olmamak devlete ihanetle bir tutulmuþ, CHP bunun baþ savunucu ve uygulayýcýsý olmuþtur. Bu yarý aydýnlar katýnda Batýnýn deðer ve çýkarlarýna karþý çýkmak, kendi yararýmýza da olsa, vatana ihanet olarak ilan edilmiþ, Batýcý olmayan neredeyse toplum dýþýna itilmiþtir. Batýcýlýk bizi almýþ Fransýzýn soykýrýmý uyguladýðý Cezayir’in baðýmsýzlýk çabalarýna bile karþý çýkmaya sürüklemiþtir.

Aslýna bakarsanýz batý hayranlýðý, Batýnýn bütün katliamlarýna, vahþet ve adaletsizliklerine, kusurlarýna onay vermek, destek çýkmaktýr! Kemal Tahir, Osmanlý’nýn 1800’lerden 1923’e kadar, bilerek ya da bilmeyerek bu soygun düzenine katýlmak için çabaladýðýný, bu yüzden de tarih sahnesinden silindiðini anlatýr. Osmanlý devleti kurtarmak adýna Batýcýlýða sarýlmýþ ama sonunda batmýþtý. Cumhuriyet’se batýcýlýðý bir yaþam biçimi olarak benimsediðini söyler ki bu saptamalarý kimilerinin aymazlýktan kurtulmasýný saðlamýþken kimilerinin de ona bu gün bile saldýrmasýnýn nedenidir.

Bakýnýz, hem Batýcý hem de emperyalizm karþýtý olmak mümkün deðildir. Hem Batýlý olup hem de mazluma arka çýkmak düþünülemez; iþte Suriye bunun son örneðidir. Batýcýlýðý bir yana býrakýp özüne dönerek Suriye’de kimyasal silahlarla katledilenlere arka çýktýðýnýz, Gazze’ye kan kusturanlara “yetti be yetti!” diyebildiðiniz an gerçek kimliðinize kavuþursunuz ki,  bu ne Batý katýnda ne de onun uþaklarý nezdinden kabul görür. Bizim Batýcýlarýmýz ister kabul edin ister etmeyin emperyalizmin uzantýlarýdýr. Nasýl ki barýþ içinde bir arada yaþamak görüþü emperyelizme karþý bir duruþ sergilemekle uyuþmazsa, Batýlýlaþma da antiemperyalizm düþüncesiyle baðdaþmaz, baðdaþamaz. Eþyanýn doðasýna aykýrýdýr çünkü.

Batý’nýn tarihsel özellikleri bu gün deðiþmiþ midir? Kafasýna estiðinde Irak’ý yerle bir edebilmekte midir örneðin, bir haçlý dürtüsüyle? O zaman batýcýlaþmayý sür-git savunan çevreler nasýl ilerici olabilir? Kendi olmayan, bu ülkeden utanan, aþaðýlýk duygusu içinde debelenen, geçmiþini bir hamlede silip atabilen kiþiliksiz ve de kimliksiz aydýnlardan olsa olsa Batý tetikçisi olur. Ve bu tetikçiler Batý çýkarlarýna en küçük bir zarar vermeye baþladýðýnýz an kollarýný sývar ülkeyi karýþtýrmaya soyunur. Bu geçmiþte de hep böyle olmuþtur bu gün de böyle. Bize biçilen kaftan üçüncü dünya kaftanýdýr; onu sýrtýnýzdan atacak kiþilere karþý gerek muhafazakar gerekse de ilerici maskesi altýnda mücadele edenlerse düpedüz Batý uþaðýdýr, o kadar!

(Meraklýsýna Not: Kemal Tahir 100 Yaþýnda Kültür Bakanlýðý Yayýnlarý)