BATI BLOK’u olarak adlandýrýlan ve içinde Amerika-Ýngiltere çekiþmesinin hala devam ettiði YAPI’yý analiz ederken, 1900’lerin baþýna dönmek ve bazý detaylara bakmakta yarar var.
BATI DÜNYASI iki farklý dönemde analiz edilebilir.
Birincisi 1919 Paris Konferansý’na denk gelen dönemdir ve BATI için en büyük düþman BOLÞEVÝZM olarak tespit edilebilir.
Ýkincisi ise 1997’de baþlayan ve 2001-11 Eylül sonrasý BATI DÜNYASI için en büyük düþmanýn, onlarýn tabiriyle, “ÝSLAM” olduðu halen devam eden dönemdir.
1919 döneminin BATI dinamiði liderleri Wilson, Clemenceau ve Lloyd George olup, 2001 sonrasýndan son döneme kadar yukarýdaki isimlerin yerlerini yenileri almýþ ama BATI’nýn ÝSLAM DÜNYASI’na bakýþý asla deðiþmemiþtir.
1919 Paris konferansýnýn en iyi analizinin yapýldýðý eser, Margaret Macmillan’ýn çalýþmasýdýr. Bu çalýþma 2001 sonrasý hýzlanmýþ, 2002’de 11 Eylül saldýrýsýný takip eden 12 ay içinde bitirilmiþ ve dünya kamuoyu ile paylaþýlmýþtýr. O çalýþmada 1919 BOLÞEVÝZM karþýtlýðýnýn yerini ÝSLAM karþýtlýðýnýn alacaðýnýn izleri görülebilir.
Sevgili dostlar, Amerikan Devletinin 19. yüzyýldan günümüze etkilendiði 3 ana doktrinden bahsedebiliriz.
19. Yüzyýlda Monroe ve 20. Yüzyýlda Truman ve günümüzde özellikle 2014 sonrasý “2003 özüne” dönen Obama Doktrinidir. Trump henüz bir doktrin ortaya KOYAMADI, KOYMAYI DENEME SÜRECÝNDE!
Eisenhower’in “askeri-endüstriyel yapýlanmaya” karþý çýkýþý, Obama’nýn ilk çýkýþýna ilham kaynaðý olmakla birlikte “doktrinlerin” NEYÝN üstüne bina edildikleri ANA BELÝRLEYÝCÝ unsurdur.
Monroe Doktrini “Amerika’nýn YALNIZLIÐI” olarak tarif edilebilir ve özü “Amerika’nýn her zaman tarafsýz kalacaðý ve ülke güvenliðinin esas” olmasý üzerine kurulmuþtur.
Truman Doktrini “Sovyetlerin Avrupa ve Orta Doðu’da etkinliðini kýrmak amacýyla, Avrupa, Yunanistan ve Türkiye ile yeni bir iliþki kurmak” olarak tanýmlanabilir. Truman doktrininde temel Avrupa’ya yerleþik askeri güç özellikle Türkiye ve TSK ile yeni bir iþbirliði tanýmlamasýna dayanýr.
Peki OBAMA DOKTRÝNÝ neye dayanýyordu ?
Kritik sorular sýnýrý da burada baþlar!
1997’de NEO-CON’lar tarafýndan Clinton için hazýrlanan “YENÝ BÝR YÜZYIL ÝÇÝN STRATEJÝ BELGESÝ” yeni bir doktrin denemesidir ve “Türkiye-TSK” denklemi yerine “Kuzey Irak-Kürtler” üzerine bir tercihi konumlanma söz konusudur. Bu raporun sonucu 4 Temmuz 2003’te Süleymaniye’de görülmüþ ve Truman Doktrini terk edilerek “Kuzey Irak sana yasak mesajý” verilmek üzere Türk askerinin baþýna çuval geçirilmiþtir. TSK yaþananý “analiz edebilmiþ” ve yaklaþan fiziki iþgale karþý MÝLLÝ ASKERÝ KONSEPT BELGESÝ’ni (MASK) deðiþtirmiþtir.
Sevgili dostlar, bu noktada duruyorum! 2003 sonrasýný bir sonraki yazýda ele alacaðýz... Bitirmeden bir not düþeyim; 2006’da Alman DER SPÝEGEL dergisine konuþan Brezezinski “Ýslam coðrafyasýnda radikalleþmesin olduðunu aslýnda bu cini þiþeden kendilerinin çýkarttýklarýný ama bunun LOKAL bir durum olup sadece Orta Doðu ve Doðusunda etkili olacaðýný” söylerken, ayný Brezezinski 2014’te katýldýðý TV programlarýnda “radikal Ýslam tehlikesinden bahseder ve bunun ARTIK LOKAL bir sorun olmadýðýný, büyük coðrafyalara yayýldýðýný ve önümüzdeki 20 sene bunla savaþacaklarýný” söyler… BU NOT SONRASI SORALIM; SÝZCE BÝRÝLERÝ COÐRAFYAMIZA NASIL BAKIYOR VE YAÞADIÐIMIZ BÜYÜK SALDIRININ ALTINDA NELER VAR!!