Batý Mitolojileri'ndeki ‘Catoblepas' ve ‘Amok Koþucusu'nun âkýbetleri de unutulmamalý

Amerika'da 1935'lere kadar, toplumu derinden sarsan, öfkelendiren cinayet iddialarýnýn faili olduðu iddia olunan zanlýlarýn, yargýlanmaksýzýn, toplum tarafýndan 'linç edilmesi hakký' vardý. Buna göre, -genellikle de siyahî sanýklar-, altýnda alevler yükselen bir aðacýn dallarýna asýlýp, canlý canlý yakýlýr ve o sahneler, kitlelerce çýlgýnca alkýþlanýr, sevinç çýðlýklarý atýlýrdý. Ama o kiþilere, o sahnelerin filmi seyrettirilince, büyük çoðunluðu, 'Öyle bir barbarlýða biz nasýl destek verdik?' diye hayretler içinde kaldýklarý belirlenmiþ. Amerika ve Avrupa toplumlarýnýn büyük kesimlerine Gazze'deki barbarlýðýn haber filmleri gösterilmedi, engellendi. Görebilenlerden yüzbinler ise meydanlara taþtýlar, insanî ve vicdanî olan tepkiyi gösterdiler.

40-50 yýl öncelerde, Amerikalý bir sosyolog, 'Bir toplumun medya vasýtalarýnýn yönetimini bana verseler, o toplumu, istediðim þekle getiremem; ama onlarý kýsa sürede kendilerini tanýyamayacaklarý duruma getiririm.' demiþti. Alman tarih felsefecisi Oswald Spengler, 100 yýl öncelerdeki 'tarihi, kör bir tabiat oyunu'na benzetip, 'dünya tarihinin biyolojik esaslara göre þekillendiðini' ileri sürmüþtü.

'Avrupa' veya 'West Civilisation / Batý Medeniyeti' denilen dünyanýn genel durumunu bu tesbitler aslýnda çok net olarak ortaya koymaktadýr. Oradaki savaþlar veya o dünyanýn, baþka coðrafyalarda tahrik ettiði veya tezgâhladýðý siyaset entrikalarýyla, nasýl korkunç barbarlýklar sergilediðinin tarihi yeni deðil. '9 Haçlý Seferi'nden ayrý olarak, kendi içinde 100 Yýl savaþlarý, 30 Yýl Savaþlarý, özellikle Katolik Mezhebi- Kilisesi ile Protestanlýk Hareketleri ve Mezhebi arasýnda süren korkunç boðuþma ve boðazlaþmalar.

Bunlar çok geride kalmýþ denilebilir; (1914-1918) arasýndaki Birinci ve (1939-1945) arasýndaki Ýkinci Dünya Savaþý'nýn asýl cephelerinin on milyonlarca insanýnýn, büyük çapta Avrupa coðrafyasýnda cereyan ettiði ve etnik veya diðer sosyal sýnýflar arasý boðuþmalarýn bütün Avrupa'yý, herkesin sadece kendisini düþündüðü noktaya nasýl getirdiði bilinmiyor deðil..

Böyleyken dünyadaki birçok ülkelere ve en hazini, bizim toplumumuza da kendilerini 'aydýn' diye sunan mâlûm 'laik-despotik' kesimlerin 'Avrupaî deðerler sistemi' diye yaldýzlayarak sunduklarý sistemin, fikrî ve ahlâkî temelleri, o dayatmacý kesimlerin tahakkümü yüzünden, toplumlarýn idrakine sunulamamýþtýr.

*

Halbuki ünlü Fransýz sosyolog Alain Touraine, daha 2022'de, 'Batý'da toplum öldü, tam bir boþluk içindeyiz ve bu krizden nasýl çýkacaðýmýzý bilmiyoruz' diyordu.

Bunu þu son 'Gazze Buhraný' sýrasýnda, Amerika liderliðinde, ortak bir emperyalist cephenin nasýl bir çaðdaþ barbarlýðý temsil ediþinde de görmedik mi?

*

Ama bu barbarlýk hep sürer mi?

Batý mitolojisinde 'Catoblepas' denilen et-obur bir heyûla yaratýk vardýr.

Bu mitolojik hayalî yaratýk, o kadar þiþer ki, sonunda hareket edemez hâle gelip devrilir ve kalkamadýðý için kendi aðýrlýðýnýn altýnda kalýp ölür. Emperyalist güçlerin her birisinin âkýbetinin 'Catoblepas' gibi olacaðý da, bir tarihî gerçektir.

Firavunlardan geriye kalan nedir, taþ heykellerinden veya leþ mumyalarýndan gayri?

*

Gazze'de ve Filistin'in her köþesinde 75 yýldýr kanla beslenen Siyonist Ýsrail rejime gelince.

Yahudi Alman yazarlarýndan Stefan Zweig'in 'Der Amokläufer / Amok Koþucusu' isimli hikâyesindeki âkýbete uðramasý temennisiyle baðlayalým sözümüzü: 'Bir gücetaparlýk sarhoþluðu içinde olan bir kiþi, kör bir öfke ile sadece düþmanýna deðil, önüne çýkan herkese saldýrýr. Kan kokusu onu daha da çýldýrtýr; aðzýndan köpükler saçar; tiz çýðlýklar atarak çýldýrmýþ gibi ulur, devamlý ve geliþigüzel koþar. Onu bilen çaresiz kitleler birbirlerini 'Amok geliyor, Amok!.' diye ikaz ederler.. Amok ise, hiç bir þey görmeden, duymadan, önüne çýkaný devirerek koþar ve sonunda, ya, birisi onu vurup öldürür; ya da, aðzýndan köpükler saça-saça düþüp ölünceye kadar sürdürür koþusunu.'

Masallarda da misâller vardýr. Darýsý, Netanyahu ve benzerlerinin baþýna...

*