ABD ile AB daha önce uygulanan yaptýrýmlarýn geniþletildiðini ilan ettiler. Buna göre ABD ve AB vatandaþlarýnýn üç büyük Rus bankasý ile finansal iþlem yapmalarý, bazý askeri araç, silah ve teçhizatýn alým ve satýþý, doðal gaz, petrol ve su sondajlarýyla ilgili materyaller baþta olmak üzere enerji ve teknoloji alýþ veriþi yapmalarý yasaklandý.
Ayrýca Putin’e yakýn olduðu ileri sürülen 95 kiþi ile 23 firmanýn AB ve ABD’ye giremeyecekleri ilan edildi. Öte yandan Rusya da , bu ölçüde olmasa bile, karþý önlemler alarak Avrupa’dan taze meyve ve domuz eti ile ABD’den tavuk alýmýný durdurdu.
Rusya’ya yönelik bu yaptýrýmlarýn Soðuk Savaþ sonrasý uygulanan en sert cezalandýrma sürecine karþýlýk geldiði söylenebilir. Bununla birlikte, esas mesele alýnan bu önlemlerin Rusya’yý ekonomik ve mali açýlardan baský altýnda tutup tutmayacaðý. Rusya, AB ya da ABD ile yaptýðý alýþveriþ kesildiðinde ihtiyaçlarýný alternatif baþka piyasalardan saðlayamýyorsa, ABD ve AB mallarýný baþka ülkeler üzerinden temin edemiyor ya da ambargoya takýlan kalemlerin alternatif ticareti çok daha maliyetli oluyorsa, o zaman Rusya’ya uygulanan yaptýrýmlarýn iþe yarayacaðý ileri sürülebilir.
Konu Ukrayna mý?
Rusya’nýn yaptýrýmlardan ne ölçüde etkileneceði açýk deðil; zira alýnan bu yeni kararlara karþý kendilerinin yeni önlemler almayacaklarýný duyurdu. Bununla birlikte, taraflarýn karþýlýklý olarak yatýrýmlarý ertelediklerinin de altýný çizmek gerekiyor.
Ukrayna krizinin üzerinden epeyce vakit geçmiþ olmasýna raðmen, yaptýrýmlarýn dozunun Temmuz sonu itibarýyla geniþletilmesinin bir nedeni olmalý. Açýklanan neden, düþürülen Malezya uçaðýyla ilgili. Rusya’nýn Ukrayna’nýn doðusundan elini çekmediði ve Ukrayna’nýn kendi kaderini belirlemesine izin vermediði gerekçesi ileri sürülüyor.
Ukrayna’nýn kendi kaderini tayin etmesinden kasýt ise, muhtemelen önce NATO’ya üye, ardýndan AB’ye ortak üye olmasý. Yoksa Ukrayna uðruna taraflarýn bu denli sert tavýrlar almalarý anlamlý deðil. Kýrým iþgal edilirken, yani Karadeniz’deki Rusya hakimiyeti garanti altýna alýnýrken tepki gösteremeyen batý, þimdi kýlýcýný çekmiþ vaziyette. Anlaþýldýðý kadarýyla ABD ve AB Ukrayna’nýn ikiye bölünmesine itiraz etmiyor, ülkenin iki taraf arasýnda paylaþýlmasýna ikinci tercih olarak sýcak bakabileceklerini ima ediyor. Ukrayna’nýn bölünmesine esas karþý çýkan Rusya. Zira bölünürse, en az yarýsý NATO’ya girer; batý kampý Rusya’ya doðru geniþler.
Kim zarar görür ?
Ancak ambargolarýn þimdiden Rusya’da deðil AB ülkelerinde etkileri olmaya baþladýðý söylenebilir. Örneðin Belçika meyve üreticilerinin en büyük alýcýsý Rusya, 160 milyon euroluk bir ticaret hacmi söz konusu ve iki haftalýk ambargonun bile bu yýlki rekoltede büyük kayýplara yol açacaðý hesaplanýyor. Benzer biçimde Doðu Avrupa ülkelerinin domuz satýþýný durdurmalarý da günde 4 milyon euroluk bir kayýp anlamýna geliyor.
Ambargoya konu olan, özellikle de tarým ve hayvan ürünlerinin fiyatlarý þimdiden % 10 düþmüþ durumda Ayrýca Euro’nun Dolar karþýsýnda sert düþüþ riskine girdiði söylenebilir.
Ekonomik yaptýrýmlarýn anlaþýldýðý kadarýyla ABD’ye bir maliyeti söz konusu deðil, ama Avrupa’da etkileri olacak. Bu durumda Rusya’yý cezalandýrmak için atýlan adýmlardan AB’nin cezalandýrýlmasý gibi bir sonuç çýkabilir.
Sonuçta AB’nin Rusya ile iliþkilerini gevþetip ABD ile serbest ticaret anlaþmasý imzalamaya zorlandýðý ileri sürülebilir. Kýrým’ý Rusya’ya hediye eden AB, bugün de kendisini ABD’ye baðlýyor. Anlaþýlan ABD’nin derdi Rusya ile deðil, AB ve AB’nin ekonomik kaptanýyla.