Yine Türkiye'nin yüreðini daðlayan þehitler... Vurulduk. Acý kýyým kýyým Türkiye'nin yüreðini daðlýyor. Bir kere daha analar, babalar, evlatlar gözyaþýna boðulmuþ durumda. Toplum ise hem haklý bir öfkeye yöneliyor hem de, “Bizi yýkamazlar” kararlýlýðýna...
Ama bir de mücadele etmek ve tekrarýný önlemek için vuraný, düþmaný bulmak lazým.
“Bizi kim vurdu?”sorusunun cevabýna bakýldýðýnda tetikçilik safhasýnda gözler PKK, TAK, DHKP/C, DEAÞ ve FETÖ'nün imzalarýna çevriliyor. Ancak devletin tepesinden medyanýn manþetlerine kadar her yerde, “Arkadaki”lere iþaret ediliyor.
Eylemlerin amacýnýn“Türkiye'yi vurmak” olduðu, buna da, Tayyip Erdoðan'ýn önderliðinde Türkiye'nin kendisine ve bölgeye iliþkin emperyalist hesaplarý bozma yolunda ilerlemesinin yol açtýðý ifade ediliyor. Beþiktaþ'ta yaþanan vahþette, ABD'den, Almanya'dan, Ýngiltere ve Fransa'dan, NATO'dan tepkiler gelmesine raðmen, “Batý tavrý” adýna bunlar deðil de, AB'nin sade suya tirit tavrý öne çýkýyor, bu arada Putin'in ilk tepki jesti, not ediliyor.
Pazar günü Milliyet gazetesinde yayýnlanan bir kamuoyu araþtýrmasýnda, “Türkiye genelinde her 5 kiþiden 4’ü ABD’yi, her 5 kiþiden 3’ü de AB’yi dost ve müttefik görmediði” sonucu çýkýyor. Buna raðmen toplum zemininde farklý partilere göre “ABD ve AB ile diyalogun sürdürülmesi” görüþü önemli bulunuyor.
Gelinen noktada Türkiye – Batý iliþkilerinin çok ciddi bir türbülans yaþadýðý açýk.
Þimdi biraz geriye dönüp bakarsak, Ak Parti'nin “Kategorik Batý karþýtlýðý” ile yola çýkmadýðýný görüyoruz. Hatta Refah çizgisinden farklý olarak, hem ABD hem AB ile çarpýcý bir diyalog içinde yüründüðü biliniyor. Ýslamcý zeminden gelen bir siyasi kadronun bu tavrý çok da dikkat çekici bir durumdu. Bu süreçte “Medeniyetler Ýttifaký” giriþiminde de öncülük etti Erdoðan ve arkadaþlarý.
Sonra...
Ayrýþmalar geldi.
Batý, “Ýslamcý Erdoðan” üzerinden Ýslam coðrafyasýnda kendisini yeniden üretmeyi mi hesaplamýþtý? “Yükselen Ýslami zemin”i kontrolün aracý olmasýný mý tasarlamýþlardý?
Böyle bir hesap varsa, bu hesap Tayyip Erdoðan için tutmazdý. Diyalog, eþit eþite bir proje ise evet o realize edilebilirdi. Yukardan aþaðý deðil, göz hizasýnda bir iliþki mümkün olabilirdi.
Ama Batý hegemonik tavrýndan vazgeçmedi.
Erdoðan ve arkadaþlarý da, kendi özgün misyonlarýndan...
Ýslam dünyasý diye bir gerçeklik vardý öncelikle...
Ve onun içinde Türkiye...
100 yýldýr süren bir çarpýklýk vardý. Bu coðrafyada sistem yapýlanmalarýný, yönetim kadrolarýný, dýþ iliþkileri ve sýnýrlarý etkileyen açýk - örtülü sömürge statüsü vardý.
Demokrasi ise hadi demokrasi olsun. Halkýn iradesi yansýsýn yönetime... Batý ilk Cezayir'de yan çizdi. Sonra Türkiye'de, sonra Filistin'de.
Kýbrýs'ta kalleþlik yapýldý.
Sonra Arap Baharý'nda bir yerde (Mýsýr'da, Suriye'de) su koydular.
Ve sonra Tayyip Erdoðan'a yönelik “yol kesme” politikalarý... Suriye'de PKK/PYD'ye sinyal vererek çözüm sürecini dinamitlemek ve 15 Temmuz'da dini zeminde oluþmuþ bir yapý ile dindar bir siyasi kadroyu vurmak...
28 Þubat'ta Ýslam'ýn her alanda azaltýlmasý iþini içerde askeri - siyasi kadrolara icra ettirdiler.
Þimdi Tayyip Erdoðan'a bedel ödetme hamlesindeler.
Kendi kendimize yapacaðýmýz stratejik deðerlendirmeler þüphesiz var. Onlarý yapmalýyýz.
Ama burada Amerika'ya, AB'ye seslenmek isterim:
Aklýnýzý baþýnýza toplayýn. Ýslam coðrafyasý ve Türkiye, evet Tayyip Bey'in söylediði gibi “1918'lerin dünyasýnda deðil!” Diyalog tamam, karþýlýklý çýkarlarýn konuþulmasý tamam ama yukardan aþaðý tanzim psikolojisine hayýr. Bu sürdürülemez. Bunu ne bilinç düzeyinde kabul ettirmek mümkün bu coðrafyanýn insanýna, ne fiili güç noktasýnda...
Ýçerden hainler bularak netice almak mümkün deðil. Bu ülkenin bebeleri bile kinle dolar hainlerin arkasýndaki güçlere karþý. Aklýnýzý baþýna alýn. Olay Tayyip Erdoðan olayý deðil sadece, çok daha derin bir millet bilincinde sorgulanýyorsunuz.
AÇIKLAMA: Twitter'da yer alan, @A_Tasgetiren hesabý ile hiçbir ilgim yok. Ýsmim ve fotoðrafým benden habersiz kullanýlýyor. Paylaþýmlar bana ait deðil. Ýtibar edilmemesini dilerim.