Artýk çok net bir þekilde söyleyebiliriz ki, kriz Türkiye ile ABD arasýnda bir kriz deðildir. Kriz ABD ile Dünya (diðer ülkeler) arasýnda bir krizdir.
ABD’nin posta koymadýðý, haraç almaya çalýþmadýðý, tehdit etmediði, bir þekilde kontrol edip yönetmeye çalýþmadýðý ülke neredeyse kalmadý.
ABD’nin yeni güvenlik konseptine göre bir ABD var, bir de dünyanýn geri kalaný…
D. Trump yönetimi Çin’den Rusya’ya, Kanada’dan Ýran’a kadar her ülkeyle dalaþmýþ durumda.
Körfez’de yaþananlar hala hafýzalarýmýzda, krallýklara/prensliklere nasýl salma salýndýðýný bütün dünya gördü.
ABD’de öyle bir siyasi akýl var ki, en öncelikle hedef dediði Kuzey Kore ile görüþürken, stratejik müttefik dediði Türkiye ile kapýþýyor.
Suriye’de, Afganistan’da, Sudan’da omuz omuza mücadele ettikleri Türkiye’ye neredeyse düþmanmýþ gibi çok hasmane bir tavýr var.
ABD’nin bu yeni anlayýþýna göre ülkeler ya yandaþ, iþbirlikçi, uydu olacaklar ya da ‘düþman’…
Dünya ticaret savaþý þeklinde geliþen krizin ekonomik sebeplere dayanmaktan ziyade doðrudan siyasi yönlendirmeyle ortaya çýktýðý görülüyor. ABD baþkaný bir sabah uyanýyor aklýna gelen bir ülkeyi hedef gösteriyor, tarifeleri indiriyor kaldýrýyor…
Dünya ekonomisinin kendi þartlarý ve zemini üzerinde iþlemek yerine siyasi etkilerle yolundan çýkarýlmasý tam bir fecaattir.
Ekonomideki öngörülebilirlik ve güvenirlilik hukuk devleti normlarýnýn varlýðýyla mümkündür. Keyfi, tek taraflý, dayatmalara dayanan siyasi tavýrlar ekonominin yaþam alanýný zehirlemekten baþka anlam taþýmaz.
Þu anda ABD yönetiminin yaptýðý, ekonomik düzeni keyfi þekilde tahrip etmek ve dayatmalar/tehditler üzerine bir ekonomik yapý inþa etmeye çalýþmaktýr.
Ekonomik alaný sabote eden siyasi yaklaþýmýn en kötü tarafý ise sapkýn dini ütopyalar üzerinden hareket etmesi, gerçekliðin buharlaþmaya baþlamasýdýr.
ABD’deki evanjelistlerin kýyamet senaryolarý, neoconlarýn yeni dünya düzeni ütopyalarý, Ýsrail yönetiminin karanlýk hesaplarý, FETÖ’cülerin sapkýn hedefleri sanki ayný potada erimiþ, dünyanýn baþýna bela olmuþ durumda.
Ekonomi dayatmacý siyasetten, siyaset ise fanatik/yobaz anlayýþlardan çeker hale geldi.
ABD’nin küresel bir soruna dönüþen bu savrulma hali sadece iç siyasi hesaplarla (politik sýkýþma ve güç çekiþmelerini örtme gayretiyle) izah edilemez.
Trump yönetiminin iç dengeleri ve uyumu saðlamakta zorluk yaþadýðý elbette biliniyor. Ancak iç sýkýntýlarý aþmak için bütün dünyaya sýkýntý yaþatmak bir yol olmasa gerek!
Bu kadar sorunlu bir dýþ politika anlayýþýnýn irrasyonel kabullere dayanýyor olmasý kaçýnýlmazdýr. Adeta mesiyanik/masonik bir yapýnýn dünyaya nizam verme gayreti içinde olduðu anlaþýlýyor. Ekonomi dünyasýndan gelen ve hayatýn gerçeklerini bilmesi gereken Baþkan Trump’ýn bu kadar irrasyonel bir vizyonun peþinde koþmasý ilginçtir. Acaba dünyaya tehditler yaðdýran ABD Baþkaný’nýn kendisi de tehdit altýnda mý? Pragmatist bir iþ adamýnýn bu kadar ‘misyoner’ olmasý akla yakýn görünmüyor. Acaba neoconlar ve evanjelistler Trump’ý böyle bir yaklaþýma mý zorluyorlar?
Neticede küresel düzeyde gerilimi artýran, ayný zamanda ABD karþýtlýðýný da fena halde arttýran bu halin ABD’nin de, dünyanýn da lehine olmadýðý çok açýk.
Devletlerarasý iliþkiler uzun vadelidir ve farklý aþamalardan geçebilirler. Ama kötü olan liderler arasýndaki güvenin ve kiþisel iliþkinin sarsýlmasýdýr. Erdoðan gibi samimiyete önem veren bir liderin güvenini kaybetmek Bay Donald için gerçekten büyük bir kayýp olur.