Eðri oturup doðru konuþalým. Cumhurbaþkanlýðý sözcüsü Ahmet Sever’in Ruþen Çakýr’a verdiði röportaj üzerine, AK Parti Genel Baþkan Yardýmcýsý Hüseyin Çelik’in twitter hesabýndan ivedi bir þekilde yazdýðý “bu iþten ekmek çýkmaz, heyecanlanacak bir þey yok” sözleri hariç, yazdýðý 4-5 tweet’in altýna imzamý atarým.
Belki “artýk” dediðiniz anlamda “çatýþma çýkartacak” olanlara “ekmek çýkmaz” Hüseyin Bey ama bu teknede çok hamur yoðrulur ve o hamur da çok su götürür!
Anlatayým...
Cumhurbaþkanlýðý Sözcüsü Ahmet Sever’in, “Beyefendi dýþarýya yansýtmadý ama yeniden aday olmasýný engellemeye yönelik bir yasak konulmasýný kendisini gerçekten çok üzdü ve kýrdý” cümlesi elbette malumun ilanýndan baþka bir þey olmasa da üzerinde konuþulur, yazýlýr ve tartýþýlýr.
Köþk’ün bir çalýþaný ve “yetkili” de olsa personeli olan “yetkilerinin sýnýrlarýný” bilecek kadar aklý baþýnda birisidir sanýrým Ahmet Sever. Öyle kendi baþýna Cumhurbaþkaný adýna konuþabilecek kadar toleranslý mýdýr ya da iþgüzar mýdýr, bilmiyorum.
Abdullah Gül’ün “yeniden aday olmasýna iliþkin” Anayasa Mahkemesi’nin aldýðý kararýn akabinde Nurettin Canikli, Bekir Bozdað gibi AK Parti içerisinde yetkili isimlerin Cumhurbaþkanýnýn ne yapmasý gerektiðini bile öðütleyen -çok lüzumsuz- konuþmalar yaptýklarýný biliyoruz.
Kabul edelim ki, ne “üzerinde” konuþulan sayýn Erdoðan ve Gül ülke açýsýndan sýradan kiþiler, ne de iki isim üzerinden “ne olacaðýna” iliþkin “yorum-açýklama” yapan kiþiler sýradan...
Dolayýsýyla iki yýl sonrasýnda yapýlacak olan Cumhurbaþkanlýðý seçimi yaklaþtýkça bu tartýþmalar hem hýz kazanacak hem de “en sýradan” açýklamalardan fitne kazanlarý tutuþturulmaya çalýþýlacak. Kazanýn baþýnda ellerinde kepçe bekleyenler “ekmek ne kadar bayat olursa olsun” ondan hamur yoðurup mayalandýrmaya çalýþacaklarýndan hiç kuþkunuz olmasýn...
Eðer AK Parti içindeki herkes aðzýndan çýkan kelimelere son derece dikkat etmezse, bu hassas süreçte Hüseyin Çelik’in “buradan ekmek çýkmaz” diyerek vermeye çalýþacaðý ayar pek tutmaz.
Kaldý ki Erdoðan ve Gül’ün arasýndaki dostluk AK Parti tüzüðüyle oluþmuþ bir birliktelikle baþlamadý. Henüz öðrencilik yýllarýnda Milli Türk Talebe Birliði’nde kesiþen yollarý bugün hala iyi bir yol arkadaþý olarak devam ediyor.
***
Peki aralarýnda hiç mi fikir ayrýlýðý yok, hep ayný pencereden mi bakýyorlar her þeye, hiç mi ayrý düþmüyorlar, tartýþmýyorlar, birbirlerine kýrýlmýyorlar...
Böylesi bir durum insanýn doðasýna aykýrý elbette... Ancak ben de bunu fazlasýyla merak edenlerdenim...
Baþbakanýn yaklaþýk 20 yýllýk çalýþma arkadaþý olan Hüseyin Besli’nin, bir gazeteye verdiði söyleþide, Erdoðan ve Gül arasýndaki fikir ayrýlýklarý konusunda, “Olmaz mý! Bu baðlamda tabi ki farklý düþünceler vardýr, farklý bakýþ açýlarý vardýr. Fakat bütün bunlar yol arkadaþlýðý yapmaya engel deðildir. Tayyip Bey ile Abdullah Gül iyi yol arkadaþýdýr” demesi her þeyi gayet net ifade ediyor.
Birbirlerine Cumhurbaþkanlýðý ve Baþbakanlýk makamýný altýn tepsi içerisinde sunan iki kiþiden bahsediyoruz.
Defalarca test edilmiþ, birlikte eþikler aþýlmýþ ve kader birlikteliði yapmýþ “yol arkadaþýnýn” arasýnýn “makam ve mevki” için açýlacaðýný düþünüyorsanýz, yanýlýyorsunuz...
Ýki ay önce yaptýðým kulis çalýþmasýnda, “Köþk sonrasý ne yapacak?” tartýþmalarýyla ilgili olarak Gül’ün, yakýnlarýna “Ben hiçbir zaman siyaseti býrakacaðým, siyasete dönmeyeceðim demedim ki, Köþk sonrasý emekliye ayrýlacaðým da demedim” dediðini biliyorum.
Tecrübeli bir siyasetçi olan Gül’ün Köþk sonrasýnda elbette siyaset dýþýnda kalmasý hem kendisine haksýzlýk hem de ülke açýsýndan büyük bir kayýptýr.
Ancak “ülkeye hizmet” anlayýþý demek “baþbakanlýk ya da cumhurbaþkanlýðýndan” ibaret deðil.. Buna ikisi birlikte karar verecekler...
Baþbakan da olsa Cumhurbaþkaný da olsa neticede ikisi de insanlar ve “kýrýlmak ve gücenmek” gayet insani bir duygu...