PKK’nýn üst kadrolarýndan Cemil Bayýk’ýn önce Ýngiliz BBC’de, sonra Times’ta yayýnlanan mülakatýndaki þu sözleri pek çok yoruma konu oldu, tepki çekti: “Erdoðan’ý ve AKP’yi devirmek istiyoruz. Erdoðan ve AKP devrilmedikçe, Türkiye asla demokratik bir ülke olamaz.”
Bayýk’ýn sözleri þüphesiz küstahça, haddini aþan bir düþmanlýðý yansýtýyor ve her türlü tepkiyi hak ediyor. O tepki de gösterildi zaten.
Ben burada konunun baþka ve ülkenin uluslararasý alandaki mücadelelerini de etkileyen farklý bir boyutunu tahlil etmek istiyorum.
Bayýk bu mülakatý bir Ýngiliz gazetesine veriyor. Buna dikkat etmek lazým, bir. Yani Avrupa’ya, daha ötede dünyaya sesleniyor. Ayrýca Ýngiltere’nin tanýnmýþ uluslararasý medya mecralarýnýn Bayýk’la mülakata bir medya hamlesi de ya da renk olarak baktýklarýný da düþünmemek gerekiyor. Ve ayrýca benzeri dilin, baþka Ýngiliz organlarýnda (mesela The Economist gibi) da yer aldýðý gerçeðini unutmamak gerekiyor.
Bayýk’ýn sözlerine geri dönersek, söz konusu terörist, sonra “Türkiye’nin demokratik bir ülke olmasý” gibi bir ortak cepheye iþaret ediyor. Bunu bir terör örgütünün temsilcisi olarak söylüyor. Bu sözler, ne kadar elleri kanlý bir adamýn demokrasiden söz etmesi gibi bir saçmalýðý ifade ediyor olursa olsun, buna raðmen dünyadan karþýlýk bulacaðý ümidine dayanýyor olmasý dikkat çekici.
Ve asýl ortak cephe gerekçesi: “Erdoðan ve Ak Parti’nin devrilmesi.”
Bayýk’ýn bütün ümidini böyle bir ortak cephe oluþumuna baðlayabilmesini dikkatle deðerlendirmek gerekir diye düþünüyorum.
Soru þu: “Erdoðan ve Ak Parti’nin devrilmesi” denen þeyin dünyada, bir terörist tarafýndan seslendirildiðinde bile ciddi bir alýcýsý mevcut mudur ki, Bayýk böyle bir þeye tevessül ediyor?
Malum bu söylem, 7 Haziran seçimlerinde HDP tarafýndan da kullanýldý ve ona yüzde 13 oy getirdi.
O dönem HDP Eþ Baþkaný Demirtaþ’ýn uluslararasý zeminlerde de benzeri bir ortak cephenin oluþumu yönünde faaliyet gösterdiðini ve önemli ölçüde karþýlýk bulduðunu söylemek mümkün.
HDP’nin ulaþtýðý en yüksek oy oraný yüzde 13, PKK Türkiye’de bir nefret objesi, bunlar gerçek. Ayrýca PKK Türkiye’nin müttefikleri tarafýndan terör örgütü olarak niteleniyor, bu da gerçek. Ancak HDP ve PKK ile bölgede bir aktör olarak oynandýðý da bir gerçek. O yüzden Cumhurbaþkaný Erdoðan sýk sýk “Türkiye’nin müttefikleri”ne “Kiminle dostsunuz, müttefiksiniz, stratejik ortaksýnýz?” diye sorma gereði duyuyor.
Þöyle bir soruyu sormak lazým:
Bayýk’ýn “Erdoðan ve Ak Parti’yi devirme” çaðrýsý, hiçbir anlamý olmayan bir çaðrý mý, yoksa, Türkiye’deki alýcýlarýndan ayrý, dünyada da bir takým odaklarýn ilgi göstereceði bir çaðrý mý?
Ve bir teröristi, demokratik bir seçimle yüzde 52 oyla seçilmiþ bir Cumhurbaþkanýný ve yüzde 49 oyla seçilmiþ bir hükümeti devirmek için ortak cephe oluþturmaya yönelten cesaret nereden geliyor?
Evet, Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn seçildiði oy oraný yüzde 52. Bu çok önemli bir meþruiyyet tabaný. Ak Parti yüzde 49 oy almýþ, bu da çok önemli bir meþruiyyet zemini. Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn Türkiye’de ve elbet Ýslam dünyasýnda halklar zemininde çok önemli bir sempatiye sahip olduðu kuþkusuz.
Ancak, bir baþka gerçek daha var ki Erdoðan, dünyada birçok odaðýn ayaðýna basmýþ olmak hasebiyle, düþmanlýklarýn da hedefi.
Bu durum karþýsýnda ne yapýlacak?
Tereddütsüz Cumhurbaþkaný’nýn yanýnda yer alýnacak. Bayýk gibi isimlerin saldýrý ve ortak cephe çaðrýlarý ile, Türkiye’de Erdoðan’a yönelik halk sevgisi azalmaz. Ayný þekilde Batý’dan gelen saldýrýlarla Erdoðan’ýn Ýslam dünyasýndaki sevgisi de azalmaz. Aksine bunlar hem bizde hem Ýslam dünyasýnda hedef alýnan liderlerin itibarýný artýracak durumlardýr.
Ancak, “Erdoðan karþýtlýðý”nýn uluslararasý alanda nasýl bir etkinlik oluþturduðunu ve bunun Türk dýþ politikasýný hangi boyutta etkilediðini deðerlendirmek ayrýca önem taþýyor. Bunu izale edecek bir kamu diplomasisi gerekiyorsa onun tedbirlerini almak da tüm devletin hassasiyetini gerektiriyor.