Bayrak rüzgâr bekliyor

BDP toplantýlarýnda artýk bayraðýn eksikliði hissedilmeyecek; en yetkili kiþilerden biri, son katýldýðý toplantýda, bayrak getirilene kadar konuþma yapmadý. Simgesel deðeri yüksek bir jest bu. BDP liderleri kendileri dýþýnda görüþ açýklamaya kýsýntý getirerek söz-birliðine önem verdiklerini de belli etmiþ oldular.

Keþke bir de Ýmralý’ya kimin gideceði konusundaki inatçý tavýrlarýndan vazgeçseler...

Ýçinde bulunduðumuz süreç ‘siyasi’ kararlar almayý gerektiriyor. Karar alýcýlar açýsýndan olaðanüstü ‘riskli’ kararlar bunlar... Ancak yolun sonunda beklenen türden bir ‘anlayýþ’ (siz buna ‘barýþ’ da diyebilirsiniz) egemen olursa, risk üstlenenlerin kazançlý çýkacaklarý da muhakkak...

Geçmiþte sonunda barýþa ulaþtýracak süreçlere niyetlenilmediðini sanmýyorsunuz herhalde? Eski dönem iktidarlarýnda da bugünküne benzer açýlým hevesleri görülmüþtü. Süleyman Demirel - Erdal Ýnönü ikilisinin “Kürt realitesini tanýdýk” demesi sonu gelmeyen bir baþlangýçtý. SHP de ‘Kürt sorunu raporu’ ile açýlým beklentisini seslendirmiþti.

Turgut Özal’ýn, son günlerinde, “Hayatýma da mal olsa” kararlýlýðýyla üzerinde çalýþtýðý konu da buydu.

Olmadý, olamadý. Arkasýna halkýn yarýsýnýn oyunu almýþ bir iktidar, onun kendi içinden çýkardýðý yol açýcý bir cumhurbaþkaný ve sözüne güvenilen bir baþbakan gelene kadar beklemek gerekti. Buna raðmen ilk denemede engeller çýktýðýný hep birlikte yaþayarak gördük.

Hiç unutulmamasý gereken gerçeði hatýrlatayým: ‘Açýlým’ türü süreçler birden çok tarafýn eþit veya eþite yakýn ‘risk’ üstlenmesiyle sonuca ulaþabilir... Taraflardan biri kendini konuya yeterince vermez ve risk almaktan kaçýnýrsa, ya da anlamsýz çýkýþlar ve küçük pazarlýklarla süreci baþka noktalara çekmeye kalkýþýrsa...

Yazýk eder sürece...

Elini taþýn altýna koyan ilk taraf ortada: Devleti de arkasýna almýþ siyasi iktidar... Ancak öteki taraf tam belirgin deðil. Devlet de bu sebeple ‘siyasi’ kimliði bulunmayan bir adresle kendisi görüþüyor...

Doðru mu bu? Olayýn böyle olduðu doðru da, süreç açýsýndan böyle olmasý doðru deðil... Doðru olan, devlet adýna davranan siyasi iktidarýn kendisi gibi siyasi kimliði bulunan bir muhatapla bu sorunu çözmesidir.

Bizde bu muhatap ‘BDP’ olabilir, olmalýdýr da...

Acaba BDP’nin içindeki ‘hiyerarþik’ yapýnýn korunmasý mý daha önemli, yoksa BDP’nin bir parti olarak süreçten topyekün kazançlý çýkmasý mý? “Eþ-baþkanlar gitsin” ýsrarý þimdiye kadar ilk seçeneðin tercih edildiðini gösteriyor ve süreci geciktiriyor. Oysa hiyerarþi-dýþý bir temsil de mümkün olmalýydý BDP için...

Ýktidar partisi, Baþbakan Erdoðan, süreci küçük siyasi çýkarlara âlet etmeyeceði sýnanarak öðrenilmiþ kiþileri karþýsýna muhatap almak niyetinde; BDP’nin üzerinde ýsrarcý olduðu isimlere karþý çýkýþý onlarý sýnavda baþarýsýz saydýðý için; hiç deðilse ben baktýðýmda böyle olduðunu görüyorum...

Galiba özellikle temsil konusunda kritik bir karar alýnmasýný getirecek bu hafta... BDP konunun kendisine yakýn yörelerinde ne kadar taraf varsa hepsinin vekâletini alarak, iktidara da güvenilir gelen temsilcileri eliyle, sürecin belirleyicisi haline dönüþebilir.

Bayrak tamam da þimdi rüzgâr bekliyoruz...