Eser KARAKAŞ
Eser KARAKAŞ
ekarakas@stargazete.com
Tüm Yazıları

Bayrak ve İstiklal Marşı

Geçenlerde bir gün Vatan Gazetesi’nde Sayın Can Ataklı’nın “Maçlarda İstiklal Marşımızı söylemeyecek miyiz?” mealinde bir yazısını okudum, Sayın Ataklı’yı şahsen de tanırım, ulusalcıdır ama gerçekten kabil-i hitab, medeni, iyi bir arkadaştır; yazıyı okuduğumda bu konuda mutlaka bir şeyler yazmanın gerektiğini düşündüm.

Bu konularda, bayrak, İstiklal Marşı gibi, kamusal hayatı ilgilendiren başka konular gibi, kullanageldiğim kavram hep normalleşme kavramı oldu, hep normali savundum.

Normal kelimesi, malum, normdan geliyor ve bendeniz normali savunmak isterken hep çağdaş, demokratik, batı devletleri hukuk normları çerçevesinde normali savunmak istiyorum. 

Bayrak ve İstiklal Marşı’nın da bir normali var ama son senelerde bu normalin, bir hukuk devleti normlarının epey dışına çıktığımızı düşünüyorum.

Unutmayalım, bayrak, İstiklal Marşı gibi kavramlar özünde hep devlet temelli ulusal sembollere tekabül ediyorlar ve bu devlet temelli sembollerin ülke içinde siyasal amaçlarla kullanımı kanımca sembol düzeyinde kaldıklarında aklı başında kimsenin saygısızlık etmeyeceği bu sembollere en büyük haksızlık, en büyük kötülüktür.

Milli maçlarda milli marşlar çalınabilir, devletler için sembolik, hoş bir değeri vardır, bendeniz de Fransa ile bir milli futbol maçı oynuyor isek, maçın başında keyifle milli marşımızı söyleyebilirim, normaldir ama Fenerbahçe-Galatasaray maçında Milli Marş neden çalınır, anlamakta zorlanırım, çünkü normal değildir.

Her kapalı salon toplantısı öncesi Milli Marş çalınmasını da anlamakta çok zorlanmaktayım zira bu da normal değildir, hangi amaca yönelik böyle bir uygulamanın senelerdir gündemde oluşunu da anlamamaktayım, bu da normal değildir.

Çok önemli bir devlet sembolü olan bayrağın ülke içinde kullanım serencamı da çok tuhaftır.

Fenerbahçe’nin Benfica ile oynayacağı rövanş maçına gidebilir isem, muhtemelen bir elime Fenerbahçe, diğer elime de kırmızı-beyaz bayrağı alır giderim, takımıma desteğimi vermeye çalışırım, bu da normaldir, muhtemelen portekizliler, benfikalılar da bir ellerine kendi takım bayraklarını, öbür ellerine de Portekiz bayrağını alırlar, karşılıklı, sulh ortamı içinde, hem takımlarımızı, hem de devlet sembollerimizi destekleriz, yarıştırırız.

Ancak, ülkemiz içinde gerçekleştirilen, mesela siyasal toplantılarda, ay yıldızlı bayrağın bazen şevkle, bazen hiddetle sallanmasını anlamakta yine zorlanıyorum, çünkü normal değildir.

Mesela, meşhur Cumhuriyet mitinglerinde kırmızı-beyaz bayrağın bu yoğunlukla kullanımı ne anlama gelmekte idi?

Bayrak gibi bir devlet simgesini bir siyasal açıyla özdeşleştirmenin amacı ne olabilir?

Cumhuriyet mitinglerine katılmayanların, hatta karşı olanların bayrak gibi bir devlet simgesi ile ilişkisi bu durumda ne olmaktadır?

Türkiye’de İstiklal Marşı ve bayrak gibi çok önemli devlet simgeleri bu simgelere çok bağlı (!) olduklarını iddia eden çevreler tarafından kötüye kullanmışlardır, suiistimal etmişlerdir ve maalesef bu nedenden gelinen nokta bugünkü sevimsiz noktadır.

Türkiye’nin acil bir gündem maddesi de bayrak ve İstiklal Marşı gibi devlet sembollerinin kullanımını çok katı kullanım kurallarına bağlanmasıdır ve bu kurallara harfiyen uyulmalıdır.

Bayrak da, İstiklal Marşı da devlet simgeleridir, siyasal amaçlı kullanılamazlar.