Bayram muhasebesi

Mü’minlerin birbiriyle iliþkisinin ancak kardeþlik iliþkisi olabileceðini konuþmak... Dargýnlarýn barýþmasýný konuþmak... 

Mü’minlerin bir duvarýn tuðlalarý gibi birbirini güçlendirdiðini konuþmak...

“Allah’ýn ipine sýmsýký sarýlma”yý, daðýlýp parçalanmamayý konuþmak...

“Allaha sýmsýký sarýlma”yý konuþmak...

Birbirini yýkayan iki el gibi olmayý konuþmak...

Rasulullah Efendimizin “Tebessüm sadakadýr” tembihini konuþmak...

Birbirimizi gýyabýmýzda olumsuz þekilde anmamayý, bunun kerdiniþini öldürüp etini çiðnemek gibi tiksindirici bir þey olduðunu konuþmak...

Her grubun kendi elindekiyle birbirine karþý öðündüðü kalbleri darmadaðýnýk olmuþ topluluklar haline gelmemeyi konuþmak...

“Siz bir ateþ çukurunun kenarýnda, birbirinize düþmanlar idiniz, Allah’ýn lütfu ile kardeþ oldunuz”u konuþmak...

Allah Teala’nýn nazargahý olan bir gönlün yýkýlmasýnýn Ka’beyi yýkmaktan daha beter bir günah olduðunu konuþmak...

Yunus’tan mýsralar okumak gönül yýkmak üzerine...

Bayram günleri namaz öncesinde cami kürsülerinden verilen vaazlarda en çok “küsleri barýþtýrmak sözcüklerini sevmiþimdir. O sözlerin yürekleri yumuþattýðýný, ne bileyim ben, sabah vakti o namaza gelip de evinde eþiyle kavgalý olan ve dönünce yumuþamýþ yüreklerle birbirine sarýlacaðýný düþündüðüm insanlar vardýr saflar arasýnda... Akrabalar vardýr aylarca yýllarca konuþmayan üç kuruþluk miras kavgalarý yüzünden... Çýkýlýr camiden, yolda karþýlaþýlýr ve buruk tebessümlerle de olsa el sýkýþýlýr, tebrikleþilir...

Cami yürekleri ýsýtýr, diye düþünmüþümdür.

Bilmem sizler ne düþünüyorsunuz þu zamanlarýmýz için? Ülkemizdeki iklim için, Ýslam dünyasýndaki iklim için?

“Kardeþlik üzerine” söylenecek sözlerin mü’minlerin yüreðine düþmediði bir iklim tedirginliði sizlerin de yüreðinizi daðlýyor mu?

Mesela “Allah’a sarýlmak” ne zdemek, anlaþýlýyor mu þu sýralar inananlar dünyasýnda?

Merhamet...

Mü’minin farik (ayýrdedici) vasfý.

Rahmann ve Rahim’e yüreðini raptetmiþ adamdýr mü’min...

Neç dersiniz, birbirimize merhamet duyuyor muyuz?

Oysa merhametin küresel çapta sözcüleri, öncüleri olmamýzg erekiyor.

Daða taþa, uçan kuþa merhamet duyma çaðrýsýnýn sahibi olmalý Müslüman...

Birbirimize merhamet ediyor muyuz?

“Doðrular”ý, hatta “En doðrular”ý tekelinde bulundurma duygusu, herkesi ötekileþtirmeye ve ötekileþtirdiklerimizi de zamandan silmeye yatkýn bir halet-i ruhiyemiz var mý?

“Kardeþ Sütunlar” diye bir tanýmlama bile hayali mi sorusu bile sorulabilir, ama daha ötede “Kardeþ sütunlar”ý bile siliyoruz. “Kardeþ gruplar”ý siliyoruz. Kardeþ milletleri siliyoruz. Kardeþ mezhepleri siliyoruz. Kardeþ tarikatlarý siliyoruz. Ve hilkat kardeþlerimizi siliyoruz.

Kemal Sayar, son zamanlarda “Merhamet merhamet” diye çýðlýk atýyor.

Ýnsanlýk gidiyor merhametsizlik yüzünden.

Ve merhameti bir insanlýk çýðlýðý halinde seslendirmesi gereken bizler, terör gündemi içinde savruluyoruz.

Üstadýn “Ey düþmaným sen benim ifadem ve hýzýmsýn. Gündüz geceye muhtaç bana de sen lazýmsýn.” mýsralarýný bir zamanlar çok okuyup, damarlarýmýza nakþettik. Ama ayný Üstad, Reis Bey’inde “Sökün sahte su borularýný ev ev merhamet þebekeleri döþeyin” diye sesleniyordu. Ne yaptýk merhameti?

Bayramlarda çok çok uzunca bir süredir gönül coðrafyamýzýn yaþadýðý hüzünleri hatýrlýyoruz. Ama siz de ayný inançta mýsýnýz bilmem ama, o hüznün temelinde bile bizim “Birbirini hayra çaðýran, iyiliði emredip kötülükten sakýndýran bir ümmet” olamayýþýmýzýn derin etkileri olduðunu düþünüyorum. Çünkü Allah teala, tam da bu ayetin sonunda “Kurtulanlar onlardýr” buyuruyor. (Al-i Ýmran, 104)

Merhametleþenler topluðu...

Ýslam toplumu bu demek.

Selamlaþanlar (birbirine güven, barýþ, iyilik taþýyanlar) topluluðu...

Ýslam toplumu bu demek.

“Birbirini sevmedikçe mü’min olamayacaðýný bilenler” topluluðu.

Ýslam toplumu bu demek.  

Kendi yüreklerinde taþýdýðýklarý bayram sevincini kürüsel boyuta taþýma iradesi kuþananlar topluluðu...

Ýslam toplumu bu demek.

Gelecek bayrama kendi yüreklerimizi derleyip toparlama duasýyla bayramýnýzý tebrik ediyorum. Allah’a emanet olun.