Bayram ruhunu siyasi hayata yaymak...

Siyasi liderlerin ‘bayram’ mesajlarını dinlerken neler hissetiniz? Kendi hesabıma mutlu oldum. Yumuşak, kuşatıcı, kimseyi dışlamayan mesajlar verdiler genellikle; genellikle hoş ve gönül alıcı ifadeler kullandılar...

Liderler yumuşarsa diğerleri ne yapar? Her bayram olduğu gibi, bu kez de, partilerin heyetleri birbirlerini ziyaret edecek ve kameralar önünde yek diğerlerine iltifatkâr konuşmalar yapacaklardır...

Diğer zamanlarda görmek istediğimiz halde pek rastlamadığımız tablolar yaşanacak bu bayramda da...

Bayramların ruhuna uygun olduğu üzere...

İyi de, diğer zamanlarda sergilenen kavgacı görüntüler gerçekten gerekli mi?Türkiye’nin siyasi tarihi partiler arası kavgalarla doludur. Çok uzun yıllar CHP ile DP, daha sonra CHP ile AP, şimdilerde ise CHP ile Ak Parti arasında üslubu bayağı sert kavgalar yaşandı, yaşanıyor.

Seçimler öncesinde, kitleleri ikna etmek üzere çıkılan gezilerde, liderler, öteki partileri hedef alan iddiaları hazmedilmesi güç ifadeler eşliğinde dillendirir, birinin iddiası diğeri tarafından daha şiddetli bir üslupla cevaplandırıldığı için gerilim her geçen gün biraz daha sertleşir...

Ne demek istediğimi biliyorsunuz ya, bilmeyenler bayram sonrasını bekleyen kampanyalar başlar başlamaz önümüzdeki yerel seçime gidilirken kopacak kıyamet sırasında anlayacaklardır...

Tabii her salı günü Meclis’te yapılan grup toplantılarında, kürsüye çıkan liderlerin, her hafta biraz daha artırdıkları ithamlarını, birbirleri hakkında söylediklerini dinlemek de ne anlatmak istediğime dair bir fikir verecektir...

Kavga gürültü siyasetin doğasında vardır diye düşünülür bizim ülkemizde; o kavgalar yüzünden yaşanan olağanüstülükler unutularak... Kavgaların tetiklediği ortamda kaç kez darbe eşiğine geldiğimizi bilmek zor; ancak yaşanan müdahalelerin üçünün (1960, 1971, 1980) hepsinin gerekçeleri arasında partiler arası kavgalar ilk sırada yer alıyor...

Partiler kendilerine oy veren kitlelerin kavga sevdiğini sanıyorlarsa yanılıyorlar...

Çoğunlukla hayretler içerisinde izleniyor siyasi kavgalar; özellikle de günümüzde...

Günümüzün özelliği, insanları birbirine düşman edecek ‘ideolojik’ bölünmüşlüğün etkisini büyük çapta yitirmesi, fikir ayrılıklarının asgariye inmesidir. Eskiden olduğu gibi birbirine nefretle bakmıyor genellikle insanlar, karşısındakini anlamaya ve bilmediğini öğrenmeye çalışıyor. Kırılma noktaları azaldı ve hizmet öncelikli bir yaklaşım beklentisi herkese yayılmakta...

Yoksa bir siyasi parti nasıl olur da her iki kişiden birinin oyunu alır hale gelebildi? Tek başına bu gelişme bile ideolojik bariyerlerin sanıldığı kadar yüksek olmadığını apaçık gösteriyor...

Batı ülkelerinde ise, pek çoğunda, siyasi kavga neredeyse bitti.

Artık bizde de yaşanmalı aynı durum... Bu yolda ilk adımı atacak siyasi parti, hiç kuşkum yok, seçmen karşısındaki şansını da artıracaktır.

Elbette fikir ayrılıkları olacak ve partiler konulara birbirlerinden farklı bakmaya devam edeceklerdir... Beklediğim, ihtilâfların bitmesi değil, üslubun değişerek kavga manzaralarının sona ermesidir... Daha uygar, daha sevecen bir dille farklılıklar daha iyi anlatılabilir.

Hayatı her gün bayram yapmak imkânsız olabilir; ama bayram ruhunu siyasi hayata uyarlamak pekâlâ mümkün...