Bayramý sürekli kýlmak

ÜSTAD Necip Fazýl Kýsakürek, yazdýðý bayram tebriklerinde, “Hakiki bayramlara ulaþmak temennisi ile” diye bir ifade kullanýrdý. Bu dileðin ne kadar yerinde olduðu bugün daha iyi anlaþýlýyor. Türkiye’ye yakýn coðrafya, hakiki bayramlarýn yakýn olduðuna dair bir alâmet göstermiyor. Yine de ümitvar olmaya devam etmemiz gerekiyor.

Mýsýr ve Irak’a Dair

Son günlerde herkes Mýsýr yazýp çiziyor. Gerçeklerle arzular bir çakýþsaydý iþler kolaydý fakat durum pek öyle deðil. Ýspanya ve Portekiz’de demokrasiye geçilirken, Balkan ülkelerinde iyi kötü demokrasi adýmlarý atýlýrken Arap dünyasýnda statükonun devamýndan yana oynayan batý dünyasý, bugün o dünyada demokrasi yolundaki kýpýrdanýþlarý boðan anlayýþlara alkýþ tutuyor. Batý dünyasýnýn darbeye çanak tuttuðu o kadar aþikar ki darbeyi darbe olarak nitelemekte zorlanýyor.

Mýsýr’daki vaziyeti orada yaþayan bir arkadaþýmla ve Mýsýr’ý iyi tanýyan bir kaç entellektüelle konuþtum. Kanaatleri beni biraz ürküttü. ‘Bayram sonrasý Mursi taraftarlarýnýn gösterileri þöyle ya da böyle bitirilecek’ diyorlar. Ýki hususun altýný çiziyorlar. Bir: Er ya da geç Mýsýr’da bir seçim olacak. Bu seçime Müslüman Kardeþlerin girmesi Mýsýr’ýn geleceði bakýmýndan çok önemli. Batý ile ittifak halindeki Sisi’nin Müslüman Kardeþleri seçime sokmamak için her türlü imkaný zorlayacaðý açýk. Ýki: Mursi ve arkadaþlarýnýn akýbeti. Mýsýr tarihinde bizdeki 27 Mayýs’a benzer bir yara açýlmamasý için bir çalýþmaya ve ikaza ihtiyaç var.

Þu anda Türkiye, hem Müslüman Kardeþler ile hem de Sisi yönetimiyle irtibat kurabilecek tek ülke. ‘Baþbakan Erdoðan’ýn sert üslubu bu konuda risk oluþturuyor’ diyenler varsa da, bir konuda prensip sahibi olmanýn ve dik durmanýn da ayrý bir kýymeti olduðunu unutmayalým. Mýsýr’da mevcut durumu 28 Þubat Türkiye’si ile kýyaslayanlar da var. Þöyle diyorlar: “O dönemde Türkiye’de siyaset serbest ama din yasaktý. Bugünün Mýsýr’ýnda din serbest fakat siyaset yasak gibi. Þimdi Müslüman Kardeþlere düþen, geçmiþten ders almak, nerede bir eksik ve yanlýþ varsa düzeltmek ve kendisine çeki düzen vermektir. Ak Parti, 28 Þubat’tan sonra kendisini yenileyen ve yaþananlardan ders çýkaran kadronun baþarýsýdýr. Müslüman Kardeþlerin 28 Þubat dönemini ve Ak Parti örneðini iyi incelemesi gerekir.”

Irak’ta her gün onlarca insan ölüyor. Acaba, diyorum, biz bu ölümleri kanýksadýk mý? Artýk ne yayýn organlarýnda yer buluyor bu ölümler, ne sohbetlerimizde? Bu coðrafyanýn kaderi bu mu? Yok, hayýr, bu deðil. Olamaz. Çok uzun yýllar barýþ içinde geçen Osmanlý dönemini nereye yerleþtirebiliriz eðer öyle olsaydý?

Bayramý sürekli kýlmak için yapýlacak ne çok iþ var. Hem coðrafyamýz, hem jeostratejik konumumuz, hem de tarihi geçmiþimiz bu iþlerle uðraþmak zorunda olduðumuzu haykýrmýyor mu?

Mustafa Miyasoðlu’na Dair

Allah’ýn kime ne kadar ömür biçtiðini bilmek ne mümkün... Mustafa Miyasoðlu’nun bende çok ayrý bir yeri vardý. 1966 yýlýnda Büyük Doðu ile tanýþmamý saðlayan bir kaç kiþiden biridir. Ýstanbul’daki üniversite tahsilimin baþýnda da bana aðabeylik etmiþtir. Yeni Sanat Dergisi’ndeki beraberliðimizin ayrý bir kýymeti olduðunu söylemem gerekir. Kitap zevkimde O’nun payý büyüktür. Hayat daha sonra beni Ýzmir’e sevk etti. Yine de gönül baðýmýzý kaybetmedik. Kitaplarýný ve baþka yazýlarýný okumaktan her zaman derin bir zevk aldým. Bundan bir müddet evvel cumhurbaþkanlýðýndaki bir sanat faaliyetinin kokteylinde beraber olduk. Hastalýðýný duyalý iki ay oldu mu, bilmiyorum. Bayramý Ýstanbul’da geçirmek zorundaydým. Ziyaret ederim diye kurmuþtum. Olmadý. “Allah’ým, O’nu rahmetin içerisine al” diye dua ediyorum.

Ali Sabancý’ya Dair

Geçen haftaki yazýda Ali Sabancý’nýn bir sözünü nakletmiþtim. Þöyle: “(Kayseri Belediye Baþkaný Mehmet Özhaseki’nin) Her iþ adamýyla çok yakýn bir dostluðu var. Ben Tarabya’daki davette de gördüm bunu. Ali Sabancý’yý Çýkrýkçýoðlu ile birlikte yemek sonrasý Sayýn Gül’ün bulunduðu yere davet ettiler. Ali Sabancý ‘bir kumpasa mý giriyoruz’ diyerek gitti Gül’ün yanýna.”
Sayýn Sabancý’nýn nasýl espri yüklü bir kiþiliðe sahip olduðunu bilenler için bu satýrlarýn vereceði negatif bir algý olamaz. Fakat tanýmayanlar için bu bir sorun teþkil edebilir. Ben iþin bu kýsmýný atlamýþým. Bu bakýmdan Ali Sabancý’dan özür dilerim. Ali Sabancý, AGÜ Destekleme Vakfý’na yaptýðý baðýþlardan söz edilmesini istemeyen bir kimse. Ben bunlarý bildiðim halde yazmadým. Sadece þunu söyleyeyim. Bu sene öðrencilere verilecek bursun hatýrý sayýlýr bir bölümü Ali Sabancý’dan.

Bayramýnýz mübarek olsun.