Bildiðimiz kadarýyla, ahalinin büyük bir bölümünün Cumhuriyetle ilgili bir sorunu yok. Geçtiðimiz yýllarda, bu konuda zaman zaman tartýþmalar yapýldý, Cumhuriyeti toplum üzerinde bir ‘baský’ unsuru olarak kullanan kesimlerin ceberrut anlayýþýna iliþkin sert tartýþmalar yaþandý.
Ama özellikle, AK Parti iktidarýnýn demokrasi hamleleri sonucunda Cumhuriyet de milletin koruyuculuðuna emanet edildi. Dolayýsýyla, Cumhuriyete yan gözle bakan yok, ciddi bir itiraz da söz konusu deðil. Ancak ne hikmetse, durup dururken CHP’nin o tek parti günlerinden kalma ‘rejim tehlikede’ hastalýðý nüksetti.
Þimdi daha iyi anlýyoruz ki, Türkiye’nin normalleþmesi, demokratikleþmesi ve sivilleþmesi, ulusalcý, Ergenekoncu bazý kesimlerin ‘yasakçý Cumhuriyet’ ezberini fena halde bozmuþ bulunuyor.
Yýllarca Cumhuriyet deðerlerini savunanlar, toplumun büyük kesimlerinin ‘yeni Türkiye’de demokrasiyle taçlanan Cumhuriyete sahip çýkmasýndan hiç mutlu olmadýlar. Çünkü, onlarýn savunduðu Cumhuriyet, ‘eli sopalý’ bir Cumhuriyetti.
Öyle anlaþýlýyor ki, bazýlarý “askeri vesayetin” kontrolünde iþleyen, zaman zaman darbelerle kan tazeleyen “yasakçý” bir Cumhuriyeti çok özlemiþ. Çünkü onlar için Cumhuriyeti deðerli kýlan, elinde kýrbaçla halký hizaya getiren, cahil halký ‘adam eden’ bir sistemin adýydý. Dolayýsýyla, þimdi halkýn taleplerini dikkate alan, demokratik deðerlerle bütünleþmiþ bir Cumhuriyet, onlar için ‘faziletini’ kaybetmiþ bir Cumhuriyettir artýk.
Ýþte dün, Ýçinde Ýþçi Partisi ve CHP’nin de yer aldýðý, ulusalcý, Ergenekoncu unsurlarýn öncülüðünde gerçekleþen alternatif yürüyüþ, yeni demokratik deðerlerle baþý hiç de hoþ olmayan bir anlayýþýn tezahürüydü.
Kimse kimseyi kandýrmasýn, dünkü yürüyüþ salt bir Cumhuriyet kutlamasý deðil, ‘Demokratik Cumhuriyet’ten rahatsýzlýk duyan, vesayetin geriletilmesiyle ordunun asli görevine dönmesini içine sindiremeyen ve hala darbeci bir ruhla hayaller kuran bazý kesimlerin çaresizlik gösterisidir. Gerçekten, Cumhuriyet bayramýný kutlamak üzere gelenleri elbette bundan tenzih ediyorum.
Hala bu ülkede, “Cumhuriyet tehlikede”, “Ordu neden Cumhuriyet’e sahip çýkmýyor” palavralarýyla iþ görmeye çalýþanlarýn var olmasý ne büyük bir talihsizlik...
Daha dün, CHP Ýstanbul Ýl Baþkaný Ohuzhan Salýcý, törene katýlan 1. Ordu Komutaný Orgeneral Yalçýn Ataman ve yanýndaki askerlere parmaðýný doðrultarak, “Sizin koruyamadýðýnýz Cumhuriyet’e biz sahip çýkýyoruz” diyerek seslenmesi, bu darbeci ve yasakçý zihniyetin en bariz göstergesidir. CHP Ýl Baþkaný “Demokratik Cumhuriyet”ten rahatsýzdýr, “vesayet” dönemi bittiði için adeta öfke içindedir.
Ýþte tam da bu yüzden, CHP Genel Baþkaný Kemal Kýlýçdaroðlu, dün Ýþçi Partisi ile omuz omuza yürüyerek, ‘vesayet’ dönemi Cumhuriyetine ve Silivri’ye selam göndermiþtir.
Dünkü yürüyüþü, Suriye devlet televizyonu canlý olarak yayýnlamýþ. Bence, bu durum, organizasyonda yer alan Ýþçi Partililerin, Atatürkçü Düþünce Derneði mensuplarýnýn, Kýlýçdaroðlu’nun ve bilumum ulusalcý marjinal sol gruplarýn nasýl bir Cumhuriyet özlemi içinde olduklarýný göstermesi açýsýndan son derece manidar bir örnek.