Güzel memleketimin güzide ve tecrübeli ve dahi aklý selim hatta çok bilge “demokrat”larý (onlar bizim büyüklerimiz oluyorlar) bugünlerde yine aralarýnda bir voltran oluþturmuþ durumdalar.
Hep birlikte koro halinde “birlik ve beraberliðe ihtiyacýmýz olduðu þu günlerde” diyerek “demokrasiden” dem vuruyorlar.
Hatýrlayacaksýnýz...
BDP’li Aysel Tuðluk ve 9 milletvekili Zinar ve Okan Bellu kod adlý teröristle sarmaþ dolaþ hasret giderirlerken fotoðraflanmýþlar ve üstüne üstlük “gerillalarý görünce yüreðimiz titredi, ayrýlýrken çok üzüldük, yüreðimizin bir parçasý orada kaldý” gibi açýklamalarda bulunmuþlardý.
Gaziantep’teki bombalý eylemle de öldürülen bir yaþýndaki Almina bebeðin kaný kurumadan “terörü lanetlemek” yerine teröristlerle kucaklaþýp hasret gideren siyasetçilerin (!) dokunulmazlýklarýnýn kaldýrýlmasý demokrasiye darbe vururmuþ!
Demokrat büyüklerimiz böyle düþünüyorlar!
Hukuk devletine uygun deðilmiþ!
Allah’tan yanlarýna düþüncelerini meþrulaþtýracak örnek bir vekil de bulmuþlar. Örnek vekilimiz “BDP’lilerin dokunulmazlýklarýnýn kaldýrýlmasýna karþý” olduðunu söylüyor. Fezleke meclise gelirse de karþý oy kullanacakmýþ!
Bizim “ihtiyar adam” epeyce bir sevinmiþ “genel baþkanýyla ayný düþüncede olmayan” milletvekiline hatta “oh nihayet AK Parti’de çatýrdamalar oldu Tanrým” diyerek pek bir sevinmiþ.
“Dokunulmazlýðýn kaldýrýlmasý kaos yaratýr. Hoþ bir þey deðildir aðabeycim, demokrasimize de uymaz” diyen AK Partili milletvekiline kocaman bir “aferin” verirken, artistik fotoðrafýyla da güzel selam çaktýrmýþ gazetesinden.
***
Bu “tecrübeli ve yaþý büyük demokrat” diðer büyüklerimizin müthiþ bir özellikleri var, en kritik dönemlerde hemen aralarýnda bir voltran oluþturuveriyorlar.
Hassas ve kendilerine mahsus bir demokrasi anlayýþlarý mevcut...
Hemen yine 1994-2012 yýlý karþýlaþtýrmasý yapýverdiler.
Leyla Zana’yý Meclis’te Kürtçe konuþtuðu için elleri kelepçeli yaka paça götüren zihniyetle, devletin resmi kanalýnda Kürtçe yayýn yapan ve Kürt sorununun çözümü için çýrpýnan iradeyi hemen ayný sepete koyuverdiler.
Utanmýyorlar.
Seçilmiþ milletvekillerinin ifade ve fikir özgürlüðü neredeymiþ.
Ben hukukçu deðilim. Ancak dokunulmazlýklarýn kaldýrýlmasýna mevzuatta ortada. Elbette bunlar arasýndan cýmbýzla çeker gibi bazý suçlarý seçip çýkartarak dokunulmazlýklarýn kaldýrýlmasý hukuken subjektif olur ve sýkýntý yaratýr.
Fakat TBMM’de siyaset yeri ve oradan “siyasi” kararlar çýkabilir.
Dokunulmazlýk zýrhýnýn arkasýna saklanarak, terörist baþýna övgüler düzenler de, devletin bakanýnýn üzerine yürüyüp polise yumruk atanlar da... Kendilerine tahsis edilen makam araçlarýnda vekil kimliðinin arkasýna sýðýnýp teröristleri polisten kaçýranlar da... Bizzat molotoflu eylemlerin emrini verenler de... 8 asker öldüren bombacýyý kutsayanlar da... Dokunulmazlýðý kaldýrýlmamasý gereken BDP’li ve baðýmsýz, sözüm ona “seçilmiþ” siyasetçiler! PKK’nýn uzantýsý denildiði zaman kýzýyorlar. Haklýlar. Uzantý filan deðiller bizzat kendileridir PKK’nýn. Meclis çatýsý altýnda adeta sorunun çözümünü zorlaþtýrmak hatta çözülmemesi için ellerinden geleni yapýyorlar.
Sorunun çözümünde yöntem olarak siyasetin hukuka uygun meþru yollarýný kullanmak yerine siyaseti terörize ediyorlar.
Ve yaptýklarý “terör siyasetiyle” meclis çatýsý altýndaki siyasilerin de TBMM’nin de itibarýný zedeliyorlar.
Bence milletin oyunu alarak milletin temsilcisi olarak geldikleri TBMM’nin itibarýný ve kendilerinin onurlarýný kurtarmak için BDP’lilerin dokunulmazlýklarýný kaldýrmalýlar.
Demokratik açýlýmlarýn yapýldýðý bir Türkiye ve Kürt sorununun çözümü, akan kanýn durmasý için gereken herkesle görüþürüm diyen bir siyasi irade var. Buna raðmen siyasetçi gibi deðil terörist gibi davranmakta inat ediliyorsa dokunulmazlýklarý kaldýrýlmalý. Kürt sorununun çözümünü gerçekten istiyorsak siyasetin önündeki engeller gerekirse “dokunulmazlýklarý” ellerinden alýnarak kaldýrýlmalýdýr. Ya adam gibi siyaset yapsýnlar ya da çekip gitsinler meclisten... Demokrat amcalar aðýz yarýmlýðýyla dahi olsa bir kerecik bunu söyleyebilseler...