Mersin karþýsýnda seyrettiðim Fenerbahçe, daha önce oynadýðý ve kazandýðý maçlardan farklý, iyiye yakýn futbol sergiledi. Orta sahasýyla önde basarak, pres yaparak, hücumda çoðalarak gol arayýþlarýnda bulundu. Bu Fenerbahçe’ye skora bakmaksýzýn beðenimi sunmak istiyorum. Fenerbahçe’de her futbolcu üstüne düþen görevi iyi yapmaya çalýþtý. Yaptý da.
Emenike’nin yokluðunu, ne yalan söyleyeyim aramadým. Sow saða sola çok iyi deplase oldu. Girip kaçýrdýðý pozisyonlar olsa bile beðendim. Özellikle Caner ve Gökhan, eski günlerini tekrarlar gibi gözüktü. Emre Belözoðlu’nun, sahada olduðu süre içinde Meireles’in sergilemiþ olduðu futbol, organizasyon adýna mükemmele yakýndý.
Mehmet Topal için ayrý bir parantez açýyorum. Daha önce çok beðenilen, vazgeçilmez gösterilen Mehmet Topal’ý en fazla eleþtirenlerin baþýndaydým. Gerekçem: Ýki stoperin ortasýna çakýlý olmasýndan hoþlanmýyordum. Biraz hücuma katýlma adýna sergilemiþ olduðu futbolla inanýyordum ki, onun da büyük katkýsý olacaktý. Mersin karþýsýndaki Mehmet Topal da orta sahadan hücuma katký saðlayarak, bir pozisyon buldu ve gole çevirdi. Bu golde pasý veren Sow’u ayrýca es geçmeyelim.
Fenerbahçe maçýn son 15 dakikasýna kadar üstünük saðlayan, Sow’la üst üste gol pozisyonlarý bulan, fakat son vuruþlarý biraz þanssýzlýk biraz da beceriksikten yapamayan taraftý.
Hakem Bülent Yýldýrým’a gelince... Maçta kritik iki penaltý pozisyonu vardý. Görüntülere göre ikisi de penaltý deðildi. Diego ile kazanýlmýþ pozisyonun da bana göre penaltý ile alakasý yoktu.
Ayný Diego’nun kaçýrdýðý penaltýyla rahatlayamayan Fenerbahçe, son dakikalarý sýkýntýlarla geçirdi.
Fenerbahçe skoru yakalayamamýþ olsa bile, Mehmet Topal’ýn attýðý golle 3 puaný kazandý ve ligde yoluna devam etti.