Beğenmiyorsan, daha iyisini yaparsın

Kaç saattir, pakette “eksikler” bulunduğunu söyleyen “sol siyaset esnafının” tepkilerini okuyorum.

Pakette “şunlar şunlar” yokmuş...

Nelerin eksik kaldığını da sıralıyorlar...

Ki, birçoğu makul istekler.

İyi de birader, bugün “eksik” gördüğün konularda adım atmak isteyenleri “ihanet” terimleriyle yargılayan sen değil miydin? Elini taşın altına koyanları “laiklik düşmanı” ilan etmiyor muydun? Cumhuriyetin kazanımlarının bir bir elden gitmekte olduğunu söylemiyor muydun? “Bunlar dinciliği getirecek, aman ha dikkat!” diye ortalığı yıkmıyor muydun?

Bir de, senin cemaziyevvelline bakalım:

Hiçbir şey yoktu...

Darbe vardı, muhtıra vardı, yargısız infaz vardı, işkence vardı, gözaltında kayıp vakaları vardı, “Kürtçe yasağı” vardı, kitap yasağı vardı, film yasağı vardı, kıyafet yasağı vardı, nefret suçu vardı.

Kürtçe konuşanı içeri tıkıyordun...

Darbelere karşı duranı “rejim düşmanı” ilan ediyordun.

Dini görevlerini yerine getirmek isteyenleri “mürteci gerici, yobaz” diye aşağılıyordun.

O yok, bu yok, şunlar eksik, tamam da, bir de “olanlar” var...

Neden “olanlara” destek çıkmıyorsun, omuz atmıyorsun, küçük de olsa katkı sunmuyorsun?

Beğenmiyorsan, eksik buluyorsan, fazlasına layık olduğumuzu düşünüyorsan, daha iyisini yaparsın.

Bunun için de hükümet olman gerekiyor elbette.

Daha iyisini yapabileceğine inandırabilmelisin ki, halk icra makamına layık görebilsin seni.

İcra makamına kurulmanın yolu da darbe desteklemekten, rezalet çıkarmaktan, sokağı kızıştırmaktan geçmiyor.

Seçim kazanacaksın...

Her şeyin ondan ibaret olmadığını söylediğin “sandık”tan çıkacaksın.

Madem bizi özgürleştirmeye bu kadar meraklısın, kaç yıldır mevzuatta durup duruyordu o ayıbın da ayıbı “kitap ve film yasağı...” Kaç iktidar geldi geçti, kaç iktidara koalisyon ortağı yazıldın, niçin kılını kıpırdatmadın?

Erken günahı “Kürtçe şarkı yapacağım, bir de klip çekeceğim” diyen adamı histerik çığlıklar eşliğinde linç ettiler.

Niçin müdahale etmedin?

Senelerce “Nazım” eyyamı yaptın... Moskova’daki mezarına su taşıdın... “Varsa yoksa Nazım Hikmet’in vatandaşlığı, başka da bir şey değil...” dedin.

Koalisyon ortağı bulunduğun dönemlerde neden bu konuda bir adım atmadın?

Nazım’ın vatandaşlığı iade ediliyor... Yoksun.

Darbecilerden hesap soruluyor... Yoksun.

Düşünce ve ifade özgürlüğü konusunda 90 yıldır atılmamış adımlar atılıyor... Yoksun.

Faşizan genelgeler dönemi sona erdiriliyor... Yoksun.

Dil yasağı ayıbına son veriliyor... Yoksun.

Milyonlarca kitap hamur olmaktan kurtarılıyor... Yoksun.

Dersim katliamından dolayı özür dileniyor... Yoksun.

Devletteki çete bakıyesi ayıklanıyor, faili meçhul cinayetler muhakeme konusu ediliyor ve suçlular cezaevine tıkılıyor... Yoksun.

Milli Şef’in kaçırttığı azınlıklar ülkelerine dönüyor... Yoksun.

El konulmuş “azınlık malları” sahiplerine iade ediliyor ve 70 yıllık ayıp ortadan kaldırılıyor... Yoksun.

Seçim barajı indiriliyor... Yoksun.

Siyasi Partiler yasası yeniden düzenleniyor... Yoksun.

Cunta anayasasının (senin tabirinle “beşi bir yerde anayasası”nın) değiştirilmesi konusunda çalışma başlatılıyor... Yoksun.

Pardon, varsın... “Bu anayasayı yaptırmam. Ancak cesedimi çiğnerler” diyorsun...

Esasında böyle dediğin için yoksun.

Korkarım, uzun süre “olmamaya” devam edeceksin.