Bilmiyorum genç neslimiz “Beka” kelimesini ne kadar anlýyordur?
Kimi TV – radyo spikerlerinin kelimeyi doðru kullanmadýðýný görüyorum. Kelime Arapça asýllý ve “Be” , “Kaf” ve “Elif” harflerinden oluþuyor. Kalýn okunmasý gerekiyor. “Baki kalma” anlamýna gelir. Ýnce okunduðunda “Be”, “Kef” ve “Elif” harflerinden oluþur ki o da “Aðlama” anlamýna gelir.
Bir süredir“Beka meselesi” Türkiye siyasetinin de gündeminde. “16 Nisan referandumu” da bu mesele ile baðlantýlanýyor.
"Beka meselesi"nden söz ettiðimizdeülkenin hayat - memat, ölüm - kalým, var olma - olmama meselesinden söz etmiþ olmaktayýz.
Mesele, bu yönüyle hafife alýnýr bir konu deðil. Devleti yönetenler bunu kullandýðýnda herkesin bin kere düþünmesi gerekiyor.
Bu, devleti yönetenler tarafýndan sadece referandumda oylarý etkilemek için kullanýlmaz.
Ayný þekilde muhalefetin böyle bir konuyu ýskalamasý akýl alýr tutum olmaz.
Devlet adýna “Ülke beka meselesi ile karþý karþýya” denildiðinde, milletin de “Ne yapalým caným memleket tehlikede ise...” deme lüksü yoktur.
Çünkü böyle bir olay, memleketin bugününün yarýnýnýn, milletin geçmiþinin geleceðinin, çocuðunun torununun ölüm - kalým riskiyle karþý karþýya kalmasý anlamýna gelir.
Belki yapýlacak þey, “Memleket nasýl bir beka meselesi ile karþý karþýya?” sorusunun cevabýný görmektir.
Bir darbe giriþiminin içinden çýktýk. Allah'a þükür atlattýk onu. FETÖ yapýlanmasý þimdi uluslararasý alanda savaþý sürdürüyor ve Türkiye ile hesabý bulunan odaklara odun taþýyor.
Terör belasý vardý, içerde önemli ölçüde tasfiye edildi. Ama içlerinde “müttefiklerimiz”in de bulunduðu uluslararasý odaklar Türkiye'nin mücadele ettiði “terör”ü Türkiye kadar önemsememek bir yana, Türkiye'ye karþý yedekte tutulan bir araç gibi gördüðü izlenimi veriyor.
Ayrýca, ayný “müttefiklerimiz” önce Irak'ta, þimdi Suriye'de, Türkiye'nin bütün tepkilerine raðmen “Terörist yapý”yý koruyup kollamakta ýsrar ediyor. Ýþin baþýný “Baþ müttefikimiz” Amerika'nýn çektiðini biliyoruz.
“Beka meselesi”nde müttefikliði sorgulamak kaçýnýlmaz gibi görünüyor.
Sorguladýðýmýz Amerika'dýr.
Suriye'de, Rusya'nýn hamlelerine baktýðýmýzda onunla gidilecek yol da sýnýrlý gözüküyor. Çünkü terör örgütünün Suriye uzantýsý ile dirsek temasýný Rusya da ihmal etmiyor. Güney sýnýrýmýzda PYD'ye karþý hassasiyetimizi biliyor olmasýna raðmen Afrin'de Rus - PYD iletiþimi bizi rahatsýz edecek boyutlarda.
Demek ki Amerika'ya karþý da teyakkuzda olmamýz gerekiyor, Rusya'ya karþý da.
Amerika ile iliþkilerde FETÖ konusu ayrý bir baþlýk. Amerika o yapýyý koruyacak mý korumayacak mý? Amerika'nýn tavrý “Koruma” anlamý taþýyorsa, Amerika'yý “müttefik - yani bize yönelik tehditlerde savunma ortaðý” olarak deðerlendirmeye devam edecek miyiz?
Bir süredir pek çok Avrupa ülkesi ile iliþkilerde geldiðimiz nokta da müttefiklik ve iþbirliði görünümünün çok uzaklarýna düþmüþ durumda. Bizim duygu dünyamýzý Sayýn Cumhurbaþkaný'nýn sözleri yansýtýyor: “Þu 16 Nisan bitsin, sonra masaya oturacaðýz, konuþacaðýz. Bu devran böyle yürümez, gereði neyse Türkiye olarak biz bunu yaparýz.. Avrupa ülkelerinin yüzlerindeki maske düþtü ve gerçek yüzleri ortaya çýktý. Þu anki Avrupa, 2. Dünya Savaþý öncesinin ýrkçý, faþist, zalim Avrupasý ve Ortaçaðýn Türk ve Ýslam düþmaný Avrupasý'dýr.”
Avrupa'nýn tavrýný ise Geniþlemeden sorumlu Komiser Johannes Hahn'ýn “Türkiye Cumhurbaþkaný Tayyip Erdoðan'ýn otoriter tutumu ve anayasayý deðiþtirerek baþkanlýk sistemine geçme planlarý AB'ye sýrt çevirmektir” sözleri yansýtýyor. Artý, Avrupa'da eylemlerine izin verilen PKK var, FETÖ var.
7 düveli tanýrýz. Yakýnda Çanakkale'yi yadettik. “Beka meselesi” 100 yýl sonra yeniden o savunma hattýna girdiðimiz anlamýna mý geliyor?
“Beka meselesi” güncel siyasetten öte, milletin bütün varlýðýný ortaya koymasý gereken bir meseledir. Meseleyi iktidarýn “milli mesele” olarak anlatmasý, muhalefetin de “milli mesele” olarak anlamasý hayati önem taþýyor. Hani deriz ya: Mesele vatansa gerisi teferruattýr!