Bekaroğlu CHP’de ne arıyor?

Siyasi partiler zaman zaman başka kesimlerin oylarını etkilemek için partileriyle hiçbir bağı olmayan şahsiyetleri parti bünyesine katmak için davet ederler. 

Davet edilen şahsiyetler de ya bir mevki sahibi olmak ya da düşüncelerini o partiye taşımak gibi gerekçelerle kendisiyle ortak yönü olmayan partinin teklifini kabul ederler.

Tıpkı Mehmet Bekaroğlu’nun CHP’ye katılması gibi.

***

Bu tür katılımlar hemen hemen her partide vardır. Sayıları oldukça da kabarıktır.

 İsim vererek kimseyi rencide etmek istemem.

Tabii ki her partinin ya bir ideolojisi vardır ya da ilkeleri.

Çağrılan şahıs kimliğinden ve düşüncelerinden vaz geçmezse o parti ile arasındaki kan uyuşmazlığı devam eder.

Sonunda ya kendisi ayrılır ya da dışlanır.

***

Örnek çok olmasına rağmen sadece Bekaroğlu’nun adını vermem şu anda hazırladığı bir rapor ile gündemde olduğu içindir.

Mili Görüş partilerinde uzun süre siyaset yapmış olan Bekaroğlu’nu ben CHP’ye hiç yakıştıramadım.

CHP’lilerin de kendilerine yakıştıramadığını biliyoruz.

Genel başkan sahip çıktığı için vekil seçilmiş ve sahip çıktığı için başdanışmanlığı devam etmektedir.

Yoksa CHP’li delegenin Bekaroğlu’nu tercih etmeyeceğini kendisi de bilir!

***

Bekaroğlu’nun eski bir parlamenter olarak herhangi bir mevki için CHP’ye katıldığına inanmak istemem. CHP’ye katılması Bekaroğlu’na hiçbir şey kazandırmaz, aksine kaybettirir. Eski çevresi uzaklaşır, yeni çevresi zaten benimsemez!

Peki buna rağmen neden katılmayı göze alır.

CHP önemli bir partidir ve yanlış politikalarla Türkiye’ye de zaman kaybettirmektedir.

Kanaatimce Bekaroğlu  normalleşmesine katkıda bulunacağını düşünerek girmiştir CHP’ye.

***

Bekaroğlu’nun hazırladığı “Tarihi dönüm noktasında CHP” başlıklı rapor bu kanaatimi teyit ediyor diye düşünüyorum.

Rapordaki tespitler isabetli.

 CHP eğer bu tespitlerin gereğini yaparsa sadece CHP kazanmaz Türkiye de kazanır.

Çünkü Türkiye’deki sosyal barışı tehdit eden başlıklar hakkında Bekaroğlu son derece yerinde tespitler yapmıştır.

***

Mesela laiklik konusundaki uyarıları son derece haklı ve yerinde uyarılardır. CHP laiklik anlayışı sebebiyle toplumdaki gerginliğin en önemli kaynaklarından biridir.

Bekaroğlu diyor ki, “Bugün CHP ‘laik eğitim’ dediğinde muhafazakâr halk kitleleri nezdinde anlaşılan hak kısıtlanmasıdır, din eğitiminin ortadan kaldırılması, imam hatip okullarını kapatılmasıdır.”

Tek parti dönemiyle ilgili değerlendirmeleri de isabetlidir.

***

Mesela Türk yerine Türkiyeli teklifini de ben mantıklı buldum.

Diyor ki,”Türk milleti” hiçbir zaman ırk temelinde tanımlanmadı ama bundan böyle hiçbir Kürt’e “Türk’üm” dedirtemezsiniz; anayasal olsa da, kâğıt üzerinde olsa da, bu mümkün değil. Bunun için “Türkiyeli” kavramı en doğru seçenektir.”

Partinin Alevi partisi olduğu tespiti de yabana atılır cinsten değil

Keza CHP’nin ‘Ortadoğu bataklığı’ söylemiyle ilgili tespiti de ciddiyetle üzerinde durulması gereken bir tespittir,

Ulus inşa projesinin geçmişte kaldığını söylemesi de cesaret gerektirir.

İmama karşı öğretmen anlayışının terk edilmesine vurgu yapmıştır.

Ayrıca CHP’nin din ve dindarları istiskal eden dilden uzaklaşması gerektiğini hatırlatmıştır.

***

Yerim müsait olmadığı için fazla alıntı yapamadım ama Bekaroğlu’nun tespitlerini yerinde ve makul tespitler olarak gördüm. Yukarıda da söylediğim gibi gereken yapılırsa hem CHP’yi kurtarır hem de topluma büyük fayda sağlar.

Tabi burada asıl soru şu: CHP bu tespitleri ciddiye alır ve gereğini yapar mı?

Temennim yapması.

Ama geçmişteki örnekler CHP’nin bu rapora itibar etmeyeceğini ve Bekaroğlu’nun da o partide çok fazla kalamayacağını söylüyor.

İnşallah yanılan ben olurum.