Zaman zaman öve öve bitiremediðimiz teknik direktörlerin bula bula bulduklarý iki temel oyun anlayýþý var. Biri, eðer rakibini kendinden güçlü sayýyorsa, sahasýna yýðýlmak, alan daraltmak ve rakibin hata yapmasýný kollayýp kontratakla gol aramak... Rize bu ilke ile oynadý ilk yarýyý. Öteki ilke de, Rize gibi oynayan takýmlarý kendi alanýnda top çevirerek açýlmaya zorlamak... Beþiktaþ da bunu yaptý! Ve ilk yarýda iki taraf da gol heyecaný veren, çerçeveye giden þut bile atamadýlar! Beþiktaþ %70 topa sahipti, ama bu Rize’nin sahip olmayý istemeyiþinden de kaynaklandý. Bir beceri ürünü deðildi. Beþiktaþ kendi alanýnda top çevirerek, bir baþka adýyla ‘hazýrlýk paslarý’ yaptý! Ve bu gerçekte hiçbir þeye hazýrlýk deðildi! Ne önde araya kaçabilen vardý, ne kenarlarda düzenlenmiþ oyunlar ve de oralara ustaca atýlan toplar! Bir de þu var: Bir takým karþýsýndakinin formundan çekiniyorsa, bunu sindirmenin yolu olarak sertliði seçiveriyor! Kimi oyuncular bunu abartýyor. Hakem Hüseyin Göçek’in faullere bakýþý bir farklý. Deðerlendirme deðil, ‘olaný yakalama’ eksiði var. FÝFA kokartýný ne derece hak ediyor, kestiremiyorum.
Beþiktaþ’ýn rakibi çözmesinin yolu, çabuk top kullanmak ve hýzlanmaktý. Ama bunu önce Rize yaptý. Amaçsýzca sahasýnda top tutan Beþiktaþ savunmasýna baský uygulamaya giriþti ve top kazanmayý baþardý. BJK, rakibinin daha açýk oyuna yönelmesini deðerlendirecek etkili bir futbola geçemedi. Biliç’in, Necip’i sað beke sokup, Ýsmail’i dökülen Motta’nýn yerine kaydýrmasý bir arayýþtý, ancak bireysel yetersizliði olan yalnýzca Motta deðildi. Çoðunluk döküldü. Beþiktaþ’ýn bu yýl herkesin beðenisi kazandýran özelliði iyi bir konsantrasyonla oynanan takým oyunuydu. Dün bundan eser yoktu. Sanýrým milli maç arasý o yapýyý darmadaðýn etmiþti. Sonradan kurduðu baský, Rize’nin durumu korumanýn telaþýna düþmesi sonucuydu.