1975 yılıydı yanılmıyorsam Milliyet gazetesinde Burhan Felek, Türkiye’deki nikâh akdinin İsviçre Katolik kilisesinden alındığını, rahip yerine belediye başkanının ikame edildiğini yazmıştı.
Evet, Cumhuriyetin ilk yıllarında batılılaşma adına dini olan birçok uygulamaya devlet eliyle son verilmişti.
Bunlardan biri de nikâh akdiydi.
***
Bu uygulamaya tepki midir yoksa evlenme boşanma hususundaki hassasiyet midir bilmem ama toplum dindarıyla dine mesafeli olanıyla evlenme ve boşanma hususunda İslam hukukuna daima riayetkâr olmuştur.
Dini uygulamalara soğuk bakan aileler bile genellikle dini nikâh kıydırırlar ve çoğunlukla da talak konusunda İslami kurallara riayet ederler.
Anadolu insanı ise nikâh ve talak konusunda dini kuralları esas alır, tavizsizdir!
***
Fakat resmi nikâh olmadan dini nikâh, yaptıran için de nikâhı akdeden için de suç oluşturmaktadır. Resmi nikâhtan sonra dini nikâh kıyılmasında ise yasal bir engel yoktur.
Müslüman aileler dini nikâhı önemsedikleri için esas olarak dini nikâh yaparlar resmiyet kazanması için de belediye nikâhı yapılır.
Çağdaş batılı ülkelerde böylesi bir garabet yoktur.
Batıda da esas olan dini nikâhtır. Kilisenin dini nikâhı aynı zamanda resmi nikâhtır.
Devlet kiliseye bu yetkiyi vermiştir.
***
Bizde de olması gereken dini nikâha resmiyet kazandırmaktır.
Dini nikâhın resmiyet kazanmamasının mağdur olan tarafı kadınlardır.
Hele de kırsalda genelde dini nikâh ile evlenilir, sonra resmi nikâh kıyılır. Resmi nikâh kıymayanların sayısı da az değildir. Resmi nikâh kıyılmadan taraflardan biri öldüğünde veya boşanma vaki olduğunda genellikle kadın mağdur duruma düşer. Dini nikâh kadına yasalar karşısında herhangi bir hak tanımaz. Kadın eşinden ayrıldığı takdirde nafaka talep edemez. Mirasta pay sahibi olamaz.
***
Yönetime düşen sorunu çözmektir.
Biz yıllardır müftülüklere resmi nikâh yetkisi verilmesini yazıp duruyoruz.
Belediyedeki nikâh memuru de devletin memurudur, müftüler ve imamlar da devletin memurudurlar.
Müftülüklere verilecek resmi nikâh yetkisiyle insanlar çifte nikâh yapma garabetinden kurtulmuş olurlar. Devletlerine olan güvenleri de artar güçlenir. Dahası kadınların bir mağduriyeti daha sona ermiş olur.
İsteyen müftülüklerde isteyen belediyelerde kıydırır nikâhını mesele hallolur.
***
Ayrıca bunun laiklikle veya devletin temel esaslarıyla ilişkisi yoktur.
Laikliğin beşiği olan batıda da nikâh kilisede kıyılır.
Batıda esas olan dini nikâhtır, nadir olan kilise dışındaki nikâhtır!
Öte yandan batı devletleri ülkelerinde yaşayan Müslümanların dini nikâhını resmen tanımaktadır!
Çünkü dini nikâhın tanınmaması bir insan hakkı ihlalidir!
Ne garip değil mi, Hristiyan batı tanıyor halkının ezici çoğunluğu Müslüman olan Türk devleti tanımıyor!
***
Başbakanın Salı günü grup toplantısında müftülere nikâh yetkisi verileceğini müjdelemesi halkımızı bir ikilemden daha kurtaracak ve devletine olan güvenini tazeleyecektir.
İnşallah toplumun gerçeklerinden uzak, topluma tepeden bakan ve toplumu adam etmeye soyunan kimi muhaliflerin itirazlarına itibar etmeden bu düzenleme gerçekleşir.
Doğru olan devletin kurumu olan müftülüklere bu yetkinin verilmesidir.
Dileyen müftülükte dileyen belediyede kıysın nikâhını.
Böylece çifte nikah garabetinden de kurtulalım.