Ýstanbul Büyükþehir Belediyesi Kültür ve Sosyal Ýþler Daire Baþkanlýðý’nýn 2013-2014 sezonu sinema faaliyetleri Ekim ayý itibariyle baþladý. Beyoðlu Tarýk Zafer Tunaya Kültür Merkezi, Ümraniye Atakent Kültür Merkezi, Kartal Bülent Ecevit Kültür Merkezi ve Tuzla Ýdris Güllüce Kültür Merkezi’nde 35mm formatýnda, Türk sinemasýnýn geçen sezonlardaki seçme yapýtlarý yýl boyunca seyirciyle buluþacak. 35mm diyoruz çünkü ticari gösterim aðlarýnda artýk hýzla dijital gösterime geçiliyor ve DCP her yerde yaygýnlaþmaya baþlýyor. 35mm’nin nostaljik sayýlabilecek pelikül görüntüleri gümüþ perdenin belki de hatýralardaki yansýmalarý olarak kalacak. Bu kültür merkezlerinde bu ay yer alan filmlere bir göz atacak olursak, 1-6 Ekim tarihlerinde Selim Evci’nin Rüzgarlar, 8-13 Ekim arasýnda Derviþ Zaim’in Devir (Tarýk Zafer’de Arkadaþým Max), 15-20 Ekim’de Murat Þeker’in Arkadaþým Max (Tarýk Zafer’de Devir), 22-27 Ekim’de Mehmet A. Öztekin’in Mahmut ile Meryem, 29 Ekim-3 Kasým’da Altan Dönmez’in Taþ Mektep adlý çalýþmalarý seyircinin ilgisine sunuluyor.
Kasým ayýndaysa 14 Kasým Türk Sinema Günü faaliyetleri çerçevesinde, sinemamýzýn önemli isimleri gündeme getirilecek, oturumlar gösterimler ve kitap basýmý yapýlacak. Türk sinema þahsiyetleri Halit Refið, Metin Erksan, Erol Günaydýn, Giovanni Scognamillo üzerine oturumlar yapýlacak ve filmlerden örnekler gösterilecek. Muhsin Ertuðrul sinemasý ve Türk Sinemasý’nýn 100. Yýlý üzerine de belgeseller beyazperdeye aksedecek. Bütün bu etkinliklerin gerçekleþme mekaný ise Fatih Kültür Merkezi.
***
Kültür merkezi gösterim salonlarýnýn daha önce baþlayan uygulamayla sadece Türkiye sinemasýndan örneklere yer vermesi, salon bulamayan veya çok az kopyayla gösterime çýkmak durumunda kalan yerli film yönetmenlerine bir imkan olarak karþýmýza çýkýyor. Gerçekten de sinemamýzýn kimi nitelikli ürünlerinin seyirciyle buluþmada sýkýntý yaþamasý yapýmcýlar için de bir handikap olarak görülüyor. Gerek büyükþehir gerekse ilçe belediyelerinin böylesi bir hizmet sunmasý sinemamýz için bir kazaným olarak tezahür edecektir. Gerçekten de Üsküdar, Ümraniye, Büyükçekmece, Bahçelievler, Baðcýlar gibi ilçe belediyelerinin salonlarýný Türk sinemasýna açmasý seyirciyle sinemamýz arasýndaki baðý da güçlendirecektir.
Öte yandan sinemamýzýn, toplumumuzun gerçek durumu ve sorunlarýný tasvir ve temsil etmede yaþadýðý bazý problemler seyirci için de maalesef bir bariyer oluþturuyor. Bir yandan böylesi iyi bir niyetle yola çýkýlan adýmlar, bu deðerler karmaþasý baðlamýnda seyirci-sinema iliþkisini zorluyor. Genelde bir deðerler sarsýntýsý geçiren yeryüzü hayatý baðlamýnda, sinema gibi geniþ kitlelere ulaþan bir iletiþim aracýna galiba büyük sorumluluklar düþüyor. Dönüp dolaþýp ayný noktaya geliyoruz ancak sorunlar devam ettikçe biz de bu sorunlardan beri kalamýyoruz. Gönül, sinemamýzýn dili, estetiði, anlatým özellikleri üzerinde daha fazla durmak, akýl yürütmek, önerilerde bulunmak, kimliðimizi bulmak yönünde kafa yormak istiyor ama artýk sinemaya musallat olan baþka sorunlarla uðraþmak zorunda kalmak doðrusu ruhumuzu incitiyor. Umarýz Geliþen Ülkeler Film Festivali gibi platformlarda karþýmýza çýkan, özlediðimiz tarzdaki yapýmlarýn sunacaðý ýþýk bizler için yol gösterici olur. Sinemanýn, sorunlarý iþlemek, dile getirmek gibi iþlevleri olduðu kadar, aþkýn bir boyutta örnek olabilecek karakterler, iliþki biçimleri, insan ruhunu yükseltecek görsel tasarýmlar, imgeleþtirmelerde de bulunmasý gerekiyor. Sinemanýn kendi selameti için izlenecek bu yol aslýnda hepimizin hayrýna olacaktýr ve þeyleri rayýna oturtacaktýr. Kamunun katkýsý ve hizmetleri de bu çerçevede daha anlamlý olacaktýr. Ýnsanlýk durumunu gözeterek yapýlmýþ, yapýcý manada insani olaný merkeze alan, insan olmaklýðýmýzý diðer insanlarýn özgürlük sýnýrlarý, deðerleri ve hassasiyetleri gözönüne alýnarak kotarýlmýþ estetik çalýþmalar içimizi aðartacaktýr.