Belgrad’dan Türkiye'ye bakýþ...

Türkiye’nin son on yýl boyunca nasýl bir deðiþim ve dönüþüm geçirdiðini anlamak için Balkanlarýn Türkiye’ye bakýþýndaki deðiþim ve dönüþümü irdelemek iyi bir yöntem olabilir. Daha önce de söylediðimiz gibi Türkiye’nin geçmiþi ve geleceði üzerinde söz söylemek isteyen herkes Balkanlarý tüm yönleriyle incelemek ve anlamak zorundadýr. Böyle bir arzusu olanlara ilk önerim hatýrat okumak olabilir.  Hatýrat okumanýn meraklýsýna nasýl ufuklar açtýðýný anlamak için isterseniz önce DücaneCündioðlu’nun “Arasokaklarýn Tarihi” adlý kitabýndan baþlayabilirsiniz.

Avrupa Birliðine aday Balkan Ülkeleri zaman zaman bir araya gelip bir ortak strateji üzerinde anlaþmaya gayret ediyorlar. Bu noktada AB birleþtirici bir unsur olsa da baþka kaygýlarýn gün yüzüne çýkmasý gayenin istihsaline mani oluyor.  Sýrplarla Arnavutlarýn Kosova üzerinden çekiþmeleri her toplantýnýn en dikkat çekici tarafýný oluþturur. Bu defa da öyle oldu. Belgrad'da bir araya gelen aday ülkelerin AB Ýþleri Komisyonlarý birçok hususu tartýþtý. Balkan ülkelerinin her biri AB'nin kendileri için bir kurtuluþ ve sýkýntýlardan sýyrýlýþ kaynaðý olduðunda hemfikir. Fakat iç çekiþmelerden nasýl kurtulacaklarýna dair kafa yormakta tembeller. Bunun en önemli sebeplerinden biri kendilerini neredeyse yüz yýldýr kan revan içinde býrakan ýrk kaygýsý. Her ne kadar bundan sýyrýlmak için gayret gösteriyor gibi olsalar da zihinlerinin gerisindeki bu kaygýyý atabilmiþ deðiller. Sýrplarýn Kosova travmasýkolay kolay silinecek gibi görünmüyor. Bir yýl kadar önceki “625 yýllýk Kosova Travmasý” baþlýklý yazým bu hususa iþaret ediyordu. http://haber.star.com.tr/yazar/625-yillik-kosova-travmasi/yazi-875739.

Belgrad’daki toplantýda konuþmacýlardan biri olduðumilk oturum AB'nin geniþleme stratejisi ve temel sorunlar baþlýðýný taþýyordu. AB Uyum Komisyonu uzmaný Fatih Çelebi’nin hazýrladýðý dokümanlarla konuþma yapmak bir hayli kolaylaþýyor.

Ýzmir Milletvekili Oðuz Oyan ikinci oturumda AB’ye giriþ sürecinde ekonomik reformlar ve sosyal politika sorunlarýný ele aldý.

IPA, AB’nin aday ülkelere yaptýðý katýlým öncesi yardýmlarýn kýsa adý. Balkan ülkeleri bu yardýmlarý çok önemsiyor. Bölgesel iþbirliði bu kapsamda ele alýnýyor. Türkiye de 2014-2020 arasýnda 4.5 milyar avro kullanacak. Bu yardýmlarla iþsizliðin azaltýlmasý, yolsuzluk ve organize suçlarla mücadele, altyapýnýn güçlendirilmesi ve daha etkin bir yargý hedefleniyor. Bu konudaki görüþlerimizi dile getirmem yararlý oldu.

Enerji konusunda Türkiye’nin elinin kuvvetli olduðunu herkes kabul ediyor. Mersin Milletvekili Çiðdem Ökten’in enerji konusunu etraflýca ele alan konuþmasý dikkatle izlendi.

Arada kýsa fasýlalar olsa da Osmanlý üç yüz elli yýl hükmetmiþ Belgrad'a. Fatih Sultan Mehmed'le baþlayan Belgrad aþkýna Kanuni Sultan Süleyman nokta koymuþ hemen saltanatýnýn baþýnda. Tuna ile Sava nehirlerinin birleþtiði yerdeki kaleyi tahkim eden Osmanlý, Belgrad'ýn ne kadar stratejik bir konumda olduðunu çok iyi fark etmiþ. Belgrad Büyükelçimiz Mehmet Kemal Bozay'ýn nazik rehberliðinde geldik Kale'nin önüne. Bize Kale'nin ihtiþamlý kapýlarýndan birini göstererek "bu kapý Ýstanbul Kapýsý olarak bilinir" dedi Büyükelçimiz. Ýçimden "Payitahttan gelenlerin girdiði kapýdan biz de Besmele ile girelim bakalým" dedim. Kaleden Tuna ve Sava'ya bakmak, arkasýndaki dümdüz ovayý seyretmek Osmanlýnýn Fetih Rüyasýný anlamak için yeterli miydi, bilmiyorum. Ama baktým ve yutkundum. Kaledeki türbede Damat Ali Paþa iki muhafýz Paþasýyla birlikte sanki hala Kale'yi kollar gibi geldi bana. Fatihalar gönderirken gençlere fetih ruhunu kavratmak için biraz ihmalkâr mý davranýyoruz acaba diye düþünmedim deðil. Orada bir bina dikkatimi çekti, sordum 'bu nedir' diye. 'Osmanlýnýn Belgrad'ý terk ederken attýðý son imzanýn mekâný' diye cevaplandý sorum.

Büyükelçiliðimizin güler yüzlü Müsteþarý Didem Buner, bizi hem Tesla Müzesine götürdü, hem de þehrin önemli yerlerini görmemizi temin etti. Belgrad'da yüz yýl önce 200'den fazla camii varmýþ. Bugün bir tane kalmýþ. Zaten Belgrad bir þahsiyet ifade etmeyen bir þehir gibi geldi bana. Viyana'dan izler taþýyor ama Tito'nun ruhu daha çok damga vurmuþ sanki. Yüz yýl önce yapýldýðý anlaþýlan bir binanýn yaný baþýna bizdeki gibi beton yýðýnlarýný dikmekte mahzur görmemiþ Sýrplar.

Batý þehirlerindeki zenginlik yok Belgrad'da. 1999 bombasýnýn izlerini taþýyan binalarý bilerek mi tutuyorlar yoksa parasýzlýktan mý elden geçirmiyorlar, anlayamadým. Osmanlýnýn izlerini silmek için hem Sýrplarýn hem de þehri bir ara ellerine geçiren Avusturyalýlarýn özel gayret gösterdikleri açýkça belli. Belgrad’ýn içinde bizden bir eser diyebileceðimiz Þeyh Mustafa Paþanýn türbesini niçin yýkmamýþlar, meçhul... Ona Fatiha okuduktan sonra yürüme mesafesindeki Bayraklý Camiinde secdeye vardýk. Tek camisi Belgrad'ýn. Oradan yükselen ezan sesi geleceðe dair umutlar yükseltiyor desem bana katýlýr mýsýnýz?

Belgrad'dan Türkiye'ye kýskançlýkla bakan da çok gýpta ile bakan da…Kýymetini bilelim...