Belli ki, oyun, bitmedi, kendini tekrarlayacak

Dünyanýn yeni dengelerini arayan küresel güçlerin bir hedefi, bizi teyakkuza zorluyor: Ýstikrarsýz Türkiye...

Dýþýmýzdaki planlamalarýn ipuçlarýný elde etmiþ durumdayýz, 15 Temmuz sonrasýnda yaþadýðýmýz bir ay ve 16 Nisan’dan 2 ay önce baþlayan geliþmeler zinciri bize çok önemli kriterler de verdi.

16 Nisan sonrasýnda ortaya çýkan tablo, “tamam artýk bu meseleyi de atlattýk, artýk önümüze bakalým” dediðimiz an, oyunun kendini tekrarlayan yapýda olduðunu gösterdi.

Bu, vahimdir...

Anadolu-Trakya coðrafyasýnda yaþayan insanlarýn emperyalist saldýrýya açýk olduðunu, kendi yaþam hedeflerinin yanýnda, milli var oluþ için de yoðun mücadele etmeleri gerektiðini ortaya koymaktadýr.

Zorlu ve yorucu bir süreç... Belli ki, emperyalizm, 100 yýl önce üstün silahlarýyla savaþ alanlarýnda iradelerini kýrmaya çalýþtýklarý hedef uluslarý, bugün, uzun, sabýrlý fakat ýsrarlý bir süreçte diz çöktürmeye çalýþmaktadýr.

Bu süreç, seçilmiþ bir medya kuruluþunda “yayýnlatýlan” bir makalenin içerde iþaret fiþeðine döndüðü, sosyal medya üzerinden beslenerek bütün bir sistemin üzerine çullandýðý bir süreçtir...

Artýk sosyal medyadaki hedefi belli bir mesaj, Tomahawk füzesinden daha yüksek tahrip gücüne sahip bir silahtýr.

Kýlýçdaroðlu’na minik bir uyarý

Fikir hangi mahfelden kaynaklanmýþtýr þu an için bilemem ama Türkiye’de sokaðýn CHP gibi bir parti üzerinden “hareketlendirilmesi”, zaman içinde önce CHP’nin tasfiyesine yol açar.

Hayýr, konunun hukuki yönünden veya bu partinin siyasi meþruiyet dýþý unsurlarýn baskýsý altýnda kalma riskinden söz etmiyorum.

Türkiye’de þu anda, kim sokaðý hareketlendirirse, sosyal-siyasal yapý, onu, kendiliðinden tasfiye eder.Halk resmi olmayan sonuçlara göre 16 Nisan’da yüzde 48.6 oranýnda "hayýr" kullanmýþ olabilir, meþru bir tercihtir, herkesin saygýsý vardýr. Fakat bu oyu kullanan geniþ kitlenin yine çok geniþ bir bölümü, sokaðýn hareketlenmesine her zaman uzak durmuþtur. Sokak, meþru siyasi hareketleri hýzla kendi çeperine alýr ve marjinalleþtirir, oysa, bu ülkenin fikri ne olursa olsun ana gövdesi “makul çoðunluktan” oluþur ve sokaðýn sesinin yükseldiði anlarda bir adým geride durur.

Zaten sýrtýný sokaða dayamýþ partilerin halk tarafýndan meþru siyaset zemininden tasfiyesi süreci de tam bu noktada baþlar...

Kýlýçdaroðlu’na tavsiye etmem...

Yüksek olasýlýk, kendisini bir “kaset darbesiyle” o makama getirmiþ güçlerin yeni bir isim arayýþlarýnýn yükseldiði bir dönemde kulaðýna fýsýldanan bir takým stratejileri uygularsa, yalnýz, kendi tasfiyesini hýzlandýrmýþ olur, o kadar...

FETÖ, bu milletin tanký-topu, F-16’sýyla sokaða indi, sonuç ortadadýr.

HDP, sýrtýný seçmenine deðil, Kandil’e dayadýðýný açýkladý, sonuç ortadadýr.

Kim sýrtýný sokaða dayarsa, sonucun ne olacaðý da bellidir.

Dünya bir karar vermek zorunda

15 Temmuz kanlý iþgal giriþimini püskürttükten sonra “demokrasi coðrafyasýnda”(!) yaþanýlan bir aylýk sessizliði unutmamýz mümkün deðil. Bu travma yüklü olayý atlatmamýzdan yalnýz altý ay sonra 16 nisan bahanesiyle Türkiye aleyhine ayný baþkentlerden estirilen rüzgarý da...

Bir “kararlýlýk” olduðu açýktýr.

Ýstikrarsýz ve kolay kontrol edilebilir (bunu kendi sözlüklerinde öngörülebilir ülke olarak tanýmlýyorlar) bir Türkiye arayýþýnda ýsrarlý olduklarý görülüyor.

Referandum sonuçlarýnýn açýklanmasýndan sonra izledikleri rota, demokratik iradenin deðil, bu iradeye karþý kýþkýrtýcý çýkýþlarý arayan gruplarýn yanýnda olduklarýný da iþaret ediyor. AGÝT’in sözde gözlemci heyetinin evlere þenlik yapýsý bunun açýk örneðidir.

Oysa artýk, bir karar vermek zorundalar. 2013 Haziran ayýndan bu yana bu ülkede yapmadýklarý kalmadý. Güzel vatanýmýz, neredeyse, emperyalizmin “dýþ müdahale laboratuvarýna” döndü. 17-25 Aralýk’ý bizde baþaramadýlar, Brezilya’da tutturdular, Mýsýr’da baþardýklarýný ise biz burada püskürttük...

Demek bu topraklarda istedikleri olmuyor, geliyor, halkýn iradesine çarpýyor.

Verecekleri karar basit: Türkiye ile çalýþacaklar mý, çalýþmayacaklar mý?..

Zorlanýyorlar.

Çünkü bu kadar açýk saldýrýdan sonra Türkiye’ye teslim olmak, onlar için tüm mazlum coðrafyalarda parlayacak bir kývýlcým demek... Yalnýz bizden deðil, gözlerini Ankara’ya çevirmiþ, Kuzey Afrika’dan Asya içlerine kadar uzanan bir coðrafyadan çekiniyorlar.

Sabýrlýyýz... Kararlarýný bekliyoruz...