Mustafa Sabri Beþer
Mustafa Sabri Beþer
Tüm Yazýlarý

Ben baþka boyuttan yazýyorum

Kâinattaki canlý-cansýz her þey üç boyut olarak yaratýlmýþ durumda. Ýnsan da "en-boy-derinlik" üçgeninde üç boyutlu bir varlýk. Bugün bu üç boyutun içine hapsolmuþ durumdayýz. Bu hapishaneden kurtulmanýn yolu ise yeni boyutlar inþa edebilmemizden geçiyor.

Hapishanemizi teþkil eden boyutlarýn ilki, bizi aile tablosu içerisinde þekillendiren boyut; "en".

Ýkincisi mesleklerimiz, hayallerimiz ve olmak istediklerimizi oluþturan boyut; "boy".

Üçüncüsü aklýmýz, becerilerimiz, düþüncelerimiz, istidatlarýmýza ait boyut; "derinlik".

Oysaki bu üç boyutun dýþýnda görünmeyen ve kendimiz yapýlandýrmamýz gereken boyutlar da var. Ýnsanýn insan olabilmesi, kul olabilmesi için görünmeyen boyutlar inþa etmesi gerekiyor. Üç boyutun dýþýnda bizden istenenler var.

Çevremizdekilere faydalý olma noktasýnda çabalarýmýz var mý?

Yirmi birinci yüzyýl dünyamýzda egoist bir insanlýk var. Bu egoizm, bir bakýþ açýsý ya da düþünme biçimi deðil aksine bakýþ açýsý ve algýya göre geliþen bir yaþama biçimi.

Duygularýmýz, üç boyutlu dünyanýn ve bakýþ açýmýzýn etkisiyle þekillenir ya da muhatap kaldýðýmýz duygular vasýtasýyla biçimlenir. Dünyayý içimize sýðdýracak kadar sevgi taþýrýz fakat hapsolduðumuz boyutlar nedeniyle hoyrat bir tutumla duygularýmýz alt üst olur.

Yaþadýðýmýz acýlar çile tezgahýyla örülmüþ bir halýya benzer. Her nakýþýnda bir gözyaþý her ilmeðinde bir ah vardýr. Ýnsanlar bu üç boyutlu sanat eserine bakar geçer kimse halýnýn hangi acýlarla, nasýl ilmek ilmek örüldüðünü görmez. Bizim içimiz yanmaktadýr.

Bir takdir edilme, bir saygýnlýk beklentisi, bir fark edilme, bir dostça selam, bir sýcak tebessüm, bir içten "nasýlsýn" hitabý... Nafile...

Çünkü üç boyutun dýþýna çýkamamýþ sýradan insanlarýz.

Diðer boyutlarý keþfetmemiz ve hedefler belirlememiz gerekir.

Ýnsanlarýn þu anda dünyada en çok peþinde koþtuðu þey beðenilme arzusu, para ve itibar. Küresel dünya düzenine baktýðýmýzda görüyoruz ki para olmadan itibar, beðeni olmadan kiþilik elde edilemiyor.

Bunlar için Allah; "De ki: Ey mülkün sahibi Allah'ým! Sen mülkü dilediðine verirsin, dilediðinden de onu çeker alýrsýn, dilediðini aziz edersin, dilediðini zelil edersin. Hayýr senin elindedir. Muhakkak ki sen her þeye kâdirsin." diyor. (Ali Ýmran/26)

Karanlýk bir tünele girmiþ bir þeyler ararken tünelin ucundan bir ayet bize ýþýk tutuyor. Bunun karþýlýðýnda Allah bizden ölçülü bir þekilde çalýþmamýzý istiyor sadece.

Biçim olarak ortaya koyduðumuz üç boyutlu dünyada herkesin koþtuðu ve Allah'ýn elinde olan boyutlar...

Allah üç boyutun kendi elinde olduðunu bildiriyor ve bizden diðer boyutlarý yapýlandýrmamýzý istiyor.

Yüzyýllar öncesinde Gazali, Ýbni Sina, Farabi gibi çok boyutlu insanlardan söz edebiliyorken þu anda söz edebileceðimiz insanlarýmýz yok. Çünkü üç boyuta hapsolmuþ bir insan yaþantýsý var ve birbirimize bunu öðretiyoruz.

Kitap okuyor muyuz?

Ecdadýmýz ilimle vaktini kütüphanelerde geçirirken biz lüks kafelerde üç boyutun içine hapsolmuþ kalmýþ durumdayýz.

Akrabaya, arkadaþlara dokunabiliyor muyuz?

Çevremizde bizden imdat bekleyen fark etmediðimiz insanlarýmýz var. Biz insan olabilmenin boyutlarýný elimizden geldiðince inþa ettiðimizde fazlasýný verecektir zaten O.

Sahip olduðumuz mesleklerle yakýnlarýmýza ve akrabalarýmýza tepeden mi bakýyoruz?

Biz büyüdükçe onlar küçülecekse bir kez daha üç boyuta hapsolduðumuzu düþünelim.

Ýnsanlaþmak sürecinde farklý boyutlarý yakalamamýz gerekmiyor mu?

Sahip oluklarýmýzýn O'ndan olduðunu, canýmýzýn sahibinin O olduðunu, bizimse küçük çýkarlar peþinde tevhit inancýmýzý bozduðumuzu düþünelim. Kabaca üç boyutta kalmýþ oluruz.

Modern dünyanýn icatlarý, akýllý cihazlarý, teknolojileri gözümüzü kamaþtýrýyor. Bizim, onlarýn görünen boyutlarýyla gözümüz kamaþýrken onlar bizdeki görünmeyen boyutlarýn avcýlýðýný yapmaya çalýþýyorlar.

Taþýdýðýmýz inançlý ruhun, þecaatin, erdemin, eminliðin, güvenilirliðin ve dinamizmin avcýlýðýna soyunmuþ durumdalar.

Günümüzde birçok bilim adamý dünyamýzýn dahi bilindiði þekliyle üç boyutlu olmadýðýna ve bir þekilde hareket edecek baþka yönler olduðuna inanýyorlar.

O halde görünmeyen boyutlarýn pratikleri üzerinde durmamýz ve kendimizi silkelememiz gerektiðini düþünelim vesselam.