Ben böyle tuhaf ‘arkadaþlar’ görmedim!

Nuray Mert’in Cumhuriyet’ten kovulmasýný kahredici üç yazýyla kýnayan ve “yazarlarýn susturulmasýný” mesele yapmýþ görünen sahtekâr Ahmet Hakan Coþkun, sütun komþusu Akif Beki’den hiç söz etmiyor?

Neden?

Burada bir “mesele” görmüyor mu?

Kendi gazetesinde “mesele” olarak görmediði bir olayý, baþkalarý yaptýðýnda niye “büyük meseleymiþ gibi” görmeye ve göstermeye çalýþýyor?

Bu ne utanmazlýktýr!

Nuray Mert’in kýrmýzýçizgileri ihlal eden yazarlýðý asla ve kat’a cezalandýrýlamaz ama hangi kýrmýzýçizgiyi ihlal ettiði belirsiz Akif Beki’ye her türlü muamele yapýlabilir...

Öyle mi?

Söz hazýr “utanmazlýk”tan açýlmýþken, baþka utanmazlýk örneklerinden de söz edelim:

Hangi kýrmýzýçizgiyi ihlal ettiðini bilemediðimiz ve galiba bilemeyeceðimiz Akif Beki’nin arkasýndan bazý Hürriyet yazarlarý son derece “nesnel” yazýlar yazdýlar ve ortada “problem” yokmuþ gibi davrandýlar.

Hiçbiri de, “bu adamýn iþine niye son verildi ki?” diye sormadý.

Hele, “gerekçesiz” iþ akdini fesheden medya patronundan kimse söz açmadý.

Ýlginçtir, iþten atýlan þahýs ise kurumunu övgülere boðdu ve mutlulukla ayrýldýðýný yazdý.

Niye mutlulukla ayrýldýysa?

Ýþten atýlan þahýs mutlu, arkasýndan gözyaþý dökenler mutlu...

Muhtemelen iþ akdini fesheden medya patronu da mutludur.

Bu kadar mutluluðu bir araya getirdiði için mi kimse “Niye Akif Beki’nin iþine verildi?” diye sormuyor?

Ne tuhaf bir gazete bu!

Ne tuhaf “arkadaþlar” bunlar!

Daha da tuhafý þu:

Hariçten birileri de, kaç gündür, “hükümete çakan yazýlarý nedeniyle Akif Beki’nin gönderildiðini” yazýyor. O tuhaf arkadaþlar da “suskunluklarýyla” bunu ikrar ediyor!

Mesele “hükümete çakmak”sa, bu görevi daha sýklýkla ve en terbiyesiz örnekleriyle yerine getiren, üstelik daha etkili olan baþka Hürriyet yazarlarý da var.

Onlar niçin kovulmuyor?

Hükümetin Akif Beki’yi kovdurmaya “tenezzül” edeceði mi düþünülüyor?

Hükümetin baþka iþi mi yok?

Kovan mutlu, kovulan mutlu, kovulanýn sütun arkadaþlarý mutlu...

Herkes mutlu olduðuna göre, faturayý neden hiçbir “mutluluk fotoðrafý” içinde yer almayan hükümet ödüyor?

Hakikaten ne tuhaf bir gazete bu!

Ne tuhaf “arkadaþlar” bunlar!

Baþka bir utanmazlýk örneði de þu:

Baþta Ahmet Hakan Coþkun olmak üzere, bütün Hürriyet gazetesi yazarlarý, Kemal Kýlýçdaroðlu’nun Focus dergisine yaptýðý açýklamayý, neredeyse özür dilemeci bir tavýr içinde karþýladýlar.

Hele, ismi geçen þahýs, mesele sadece “turizm”miþ gibi, turist kaçýran asýl beyanlarýn Cumhurbaþkaný Erdoðan’dan geldiðini yazdý.

Utanmadan bunu yazabildi.

Mesele bu mudur?

Ülkesiyle ilgili algý faaliyetine içerik ve malzeme üreten bir siyasetçiden söz ediyoruz...

Üstelik “Türkiye düþmanlarýyla” iþ tutmayý alýþkanlýk haline getirmiþ, neredeyse bütün siyasetini FETÖ gibi illegal yapýlarýn ürettiði kirli malzeme üzerine kuran ve bunda ahlaki bir problem görmeyen bir siyasetçi bu...

Bu siyasetçinin “sorumluluðu” sadece turizm alanýyla mý sýnýrlýdýr?

Hürriyet’teki utanmazlarýn korumaya aldýðý ve karþýsýnda utangaç terbiyeli çocuðu oynadýðý bu siyasetçi, iki gün önce de, Karadeniz’deki terör eylemini kýnayan bir açýklama yaptý ve hiç “PKK” demedi.

Bugüne kadar PKK dediði görülmemiþtir.

DHKP-Cdediði de görülmemiþtir.

Hadi Focus rezaletine seyirci kaldýnýz utanmaz adamlar...

Bu durumu yazmayacak mýsýnýz? “Ey Kemal Kýlýçdaroðlu! Terörü uzaylýlar mý yapýyor? Niye hiç PKK’nýn ismini zikretmiyorsun?” diye sormayacak mýsýnýz?