Köstebekgiller dizisinin ve sinema filminin baþrol oyuncusu Ýnci Türkay yaþadýðýmýz dünyaya deðil, fillerin uçtuðu, kelebeklerin konuþtuðu ve çocuklarýn heyecanlarýný, mutluluklarýný paylaþtýklarý bir dünyaya ait olduðunu söylüyor.
Sinemanýn asýl sahibi çocuklardýr. Bu konuda önceleri suskun olan Türk sinemasý ise teknolojinin yeniliklerinden faydalanýp Hollywood yapýmlarýyla aþýk atmaya baþladý. Sihirli Annem, Köstebekgiller gibi çocuk dizilerinin tanýnmýþ oyuncusu Ýnci Türkay geçen ay vizyona giren Köstebekgiller filminin de baþrolündeydi. Çocuklara olan ilgisini ve sinemanýn onlarýn düþleri üzerindeki etkisini anlamýþ, buna deðer veren önemli bir isim Türkay. Bugüne ait olmadýðýný söyleyen güzel yýldýzýn filler uçuþan dünyasýna hep beraber bir girelim dedik. Ýþte o naif ve pembe dünya...
- Köstebekgiller dizisi ve filminde yer aldýnýz. Senaryolarý alýp karþýlaþtýrdýðýnýz zaman arada ne fark görüyoruz?
Film daha heyecanlý, daha entrika dolu, daha sürükleyici. Baþý ve sonu var tabi ki... Biraz daha serüven dolu bu film.
BOÞLUÐA KONUÞMAYA ALIÞTIM
- Animasyon karakterlerle canlý oyuncular birarada. Aslýnda yurtdýþýnda bu tür çok yapým var. Fakat biz Türkiye’de bunlarý yeni yeni görmeye baþladýk. Böyle bir yapýmda çalýþmasý daha zor mu?
Tabii, çok zor. Bir kere boþluða oynuyorsunuz. Biliyorsunuz ben bunu daha önce de yaptým yýllarca. Sihirli Annem’de. Ýguanalar, kertenkeleler, ejderhalar benim rol arkadaþlarýmdý. Burada da güya köstebek var karþýmda. Çocuklar da bunu biliyor, saklayacak birþey yok. Diyaloglarý oynayýp sonradan onlar oturtulduðu için bana da sürpriz oluyor ortaya çýkan sonuç. Zor bir iþ o anda konsantre olmak... Ama çocuk için çalýþmak, çocuk tiyatrosu, filmi, dizisi yapmak gerçekten çok zevkli.
- Peki, tamam çocuklar tarafý böyle. Sizin tarafýnýzdan nasýl, yani çocuklarla çalýþmak size ne katýyor?
Gerçekten ben kendimi bu dünyaya ait hissetmiyorum, ne bileyim filler uçsun, kediler konuþsun istiyorum. Çok pozitif þeyler hissediyorum anlayacaðýnýz. Çocuklarýn doðallýðý, samimiyeti... Gözlerindeki o ýþýk, o saflýk, o gerçeklik beni çok etkiliyor. Tabii ki ayaklarým çok yere basýyor, ne kadar zor günler geçiriyoruz ben fazlasýyla farkýndayým. Ama çocuklarýmýza geleceðin aydýnlýkla dolu olduðunu göstermemiz, onlarý umutla doldurmamýz gerek. Bunun için de pozitif çalýþmalý, doðru mesajlarla doðru iþler yapmalýyýz.
- Çocuklar için çalýþmak belirli bir planlama mý yoksa öyle mi rast geldi? Bundan sonrasý için ne düþünüyorsunuz?
Öyle rast gelmedi, hep bunlarý tercih ettim. Böyle de devam etmek istiyorum. Tiyatroda da tabi çok farklý rollere bürünüyorum fakat tiyatronun ulaþabildiði kiþi sayýsý az. Sinema aracýlýðýyla binlerce çocuða bir mesaj verebiliyoruz. Ben bilinçli olarak bunu seçiyorum ve bu yolda da devam etmeyi çok istiyorum.
OLUMSUZ BÝR ÝFADE GÖRÜRSEM HEMEN ÇÝZERÝM
- Aslýnda dýþarýdan bakýldýðý zaman çocuk iþi falan diyorlar fakat bunun sorumluluðu çok büyük.
Evet öyle. Ben bunun ne demek olduðunu anlayamýyorum. Küçümsemek, burun kývýrmak bence büyük cahillik.
- Bu büyük bir sorumluluk, çocuklardan anlamak zorundasýnýz hem de onlarý baðlayacak mesaja da sahip olmak zorundasýnýz.
Tabii, verilmek istenen mesaj o kadar ters anlaþýlabiliyor ki. Bu gerçekten çok riskli, çok býçak sýrtýnda bir iþ.
- Peki siz dahil olduðunuz senaryolara, projelere bu gözle bakýyor musunuz?
Bakmaz olur muyum? Bir kelime mesela, doðruyu söylememek üzerine, hemen üstünü çizerim senaryoda. Ya da bir durum, olumsuz, umutsuz, bir cümle, bir þey. Hemen çizerim, hemen bununla ilgili yapýmcýyla konuþurum. Bu iþe öyle çok emek verdim ki, artýk her cümlenin her söylenenin, her hareketin her jestin hatta kýyafetlerin bile nereye gideceðini biliyorum. Bunlarýn hepsini örnek alýr çocuklar.