Kemal Kýlýçdaroðlu’nun “Salý konuþmalarý” gündem belirlemeye devam ediyor.
Dün, bu konuþmanýn bir bölümüne deðinmiþtim. 15 Temmuz’u ikiye ayýrýyordu: Halkýn 15 Temmuz’u, Saray’ýn 15 Temmuz’u...
Kendisini hangi 15 Temmuz’a dâhil edeceðimizi bilemedik.
Halkýn 15 Temmuz’u gerçekleþirken, havaalanýndan “kontrollü bir þekilde tüymüþ”, Bakýrköy Belediye Baþkaný’nýn “güvenli evine” sýðýnmýþtý.
Saray’ýn 15 Temmuz’unda da ortalýkta yoktu.
Cumhurbaþkaný Erdoðan ve yakýnlarý ölüm yolculuðunu tamamlamýþ, bombardýman uçaklarýnýn taarruzu altýnda Atatürk Havalimaný’na iniþ yapmaya çalýþýrken, Kýlýçdaroðlu sýðýndýðý güvenli evde duþunu almýþ, gömleðini ve kravatýný deðiþtirmiþ, elinde kahvesi, televizyondan darbeyi izliyordu.
Ýþte bu adam, kalkmýþ, Erdoðan’ýn cesaretini sorguluyor.
Bir de, konuyla çok alakalýymýþ gibi, “karikatürden korkuyor” diyor.
Evet, Kýlýçdaroðu Salý konuþmasýnýn bir bölümünü ODTÜ’lülerin açtýðý “karikatürlü” pankarta ayýrdý ve partililere bir çaðrýda bulundu: “Ben yayýnladým... Erdoðan’ý rahatsýz eden karikatürleri siz de sosyal medya hesabýnýzdan yayýnlayýn.”
Erdoðan’ý türlü þekillerde resmeden Leman dergisinin hayvanlý karikatüründen söz ediyor...
Erdoðan rahatsýz olur mu, bilmem... Ben birazdan bir baþka karikatüre yer vereceðim (daha doðrusu, “karikatür” bir kiþilikten söz edeceðim), bütün Türkiye hop oturup hop kalkacak.
Baþlýyorum...
Kuraldýr: Bir iddiada bulunuyorsanýz, hele bu iddia üzerine siyaset bina ediyorsanýz, önce iddianýzý kanýtlarsýnýz. Yani, iddianýza mesnet teþkil eden bilgileri paylaþýr, kamuoyu oluþturursunuz. Bunun sadece siyasi getirisi deðil, prestij getirisi de olacaktýr ve sözünüzün deðeri artacaktýr.
Bugüne kadar hiçbir iddiasýný kanýtlayamamýþ ve yalanlarýyla suçüstü yakalanýp “müfteri” konumuna düþmüþ Kýlýçdaroðlu’nun hangi sözüne itibar edeceðiz, onu niçin makbul ve muteber bulacaðýz? Dahasý, niçin gidip bu adamýn genel baþkanlýðýný yaptýðý partiye oy vereceðiz?
Ýddia þu:
Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn yurtdýþýndaki bankalarda 3 milyar dolarlýk serveti var. (Ayrýca MAN adasýna para transfer ediyormuþ.)
Koskoca genel baþkan “ortaya karýþýk” bir iftira atýyor... Ýftirasýný itirafla desteklemesi için Cumhurbaþkaný Erdoðan’a çaðrýda bulunuyor, “Biz biliyoruz, bir de sen anlat” diyor.
Peki, önce sen anlatsan, “bildiklerini” kamuoyuyla paylaþsan daha iyi olmaz mý?
Bir iddiada bulunuyorsanýz, kanýtýný da sunacaksýnýz; “Var mý, yok mu? Söyle...” diye ortaya top yuvarlamayacaksýnýz...
O top gider, ehil bir futbolcunun ayaðýndan gol olur.
Nitekim gol oldu.
Erdoðan, dava açtý ve 359 bin TL tazminata mahkûm ettirerek, Kýlýçdaroðlu’nun müfteriliðini tescilledi.
Golü yemiþsiniz, hakem düdüðü çalmýþ, maç bitmiþ, artýk telafi imkâný yok...
Ne yaparsýnýz?
Edepli, onurlu, haysiyetli bir insansanýz muhatabýnýzdan özür dilersiniz... Özür dilemeyi stratejik bulmuyorsanýz edebinizle susup bir kenara çekilirsiniz.
Kemal Kýlýçdaroðlu böyle yapmýyor.
Önce iftira atýyor, sonra “Ýtiraf et” diyor... “Ýddianý ispatlarsan siyaseti ve Cumhurbaþkanlýðýný býrakacaðým. Ýspatlayamazsan, sen siyaseti býrakacak mýsýn?” cevabýný alýnca da, bir zeytinyaðý olarak üste çýkýp þunu söylüyor/söyleyebiliyor: “Ben bu konudaki söylentileri dile getirdim. Cumhurbaþkaný, benim iftiramýn iftira olduðunu ispat etsin.” (Hem “iftira” diyor, hem “iftiramýn iftira olduðunu ispat etsin” diyor. Deðiþik bir iftira atma tarzý var.)
Bu cevap benim akýl melekelerimi dumura uðrattý.
Kötü oldum.
Daha doðrusu, çok güldüm.
Beni her zaman en çok güldüren kiþi Kýlýçdaroðlu olmuþtur.
Mesela, “Atatürk’ün bir sözü var, kimse unutmasýn” demiþtir ama iki saniye sonra kendisi unutmuþtur.
Bir þey daha:
Kýlýçdaroðlu’na 359 bin TL’ye mal olan dekontlara göre para gitmiyor, geliyordu... Ayrýca, o dekontlarýn hiçbir yerinde Erdoðan ve ailesinin ismi geçmiyordu.
Bilmem ki Leman’cýlar ve ODTÜ’lüler, bir “düþüncelilik” edip, gösterilerinde bu karikatüre de yer verirler mi?
Düþündürürken güldürürler mi?