Faysal Soysal’ýn çektiði Üç Yol filminin Hýrvat yýldýzý Kristina Krepela, gerçek bir iç savaþ maðduru... Bu nedenle çekimler sýrasýnda üzüntüden hasta olmuþ.
Türk, sinemasý sadece film sayýsý olarak iyiye gitmiyor. Baþka ülkelerle çekilen ortak yapýmlarýn çoðalmasý da umut verici bir durum. Faysal Soysal’ýn yönettiði ve bu ay vizyona girecek Üç Yol filmi, Bosna-Hersek ortak yapýmý. Batman ve Bosna’da geçen filmin kadrosunda da Türk ve yabancý oyuncular yer alýyor. Game of Thrones gibi ünlü yapýmlarda da rol alan baþrol oyuncusu Hýrvat Kristina Krepela, sette yeniden canlanan iç savaþ anýlarýna ‘ailem’ dediði Türk ekibinin desteðiyle dayanabildiðini söylüyor.
-Senaryo size geldiðinde, bu projeye katýlmanýzý saðlayan etken ne oldu?
Hikayeyi ilk okumamda aðladýðým yerler oldu çünkü bana ülkemde olanlarý hatýrlattý. Projeden korkuyordum, çok karmaþýktý: Hikaye ve hikayeye baðlý bir rüya... Ýki farklý kadýný, Zenka ve Züleyha’yý oynuyorum. O kadýnlarý nasýl bulacaðýmý bilemiyordum ama bir þekilde beni çekti. Sadece Bosna’daki savaþtan deðil, savaþ ve genel olarak o duygulardan da bahsediyor. Hikaye Hýrvatistan’da da geçebilirdi, Ruanda ya da Namibya’da da. Ama bu hikayeye baðlanabildim çünkü Bosnalý kadýnlarý anlýyorum. Kendim de savaþ çocuðuyum. Büyükannem oðlunun nerede olduðunu bilmeyen annelerden biriydi. Hala yaklaþýk 1200 kayýp kiþi var Hýrvatistan’da, anneler kemiklerini arýyor, babalar, aþýklar, kocalar. Senaryodaki bu acý bana çok tanýdýk bir acý geldi. Aþk da hikayede beni çok etkiledi. Çünkü senaryo aþk hakkýnda.
-Sonuçta bir oyuncu bile olsa böylesi acý ve çok yakýn geçmiþte gerçekleþen þeyleri anlatmak ve oynamak insaný duygusal açýdan yýpratabilir. Bununla nasýl baþa çýktýnýz?
Beni gerçekten etkiledi. Çekime Batman’da baþladýk, sahne Zrinka’nýn mutlu, pozitif olduðu bir sahneydi, aþký aramaya çýktýðý bir dönemdi. Çekimleri neredeyse sonundan baþýna doðru yaptýk ki bu çok güzeldi. Çünkü filmin baþýnda karakter çok mutsuz. Bana olan da buydu, çektikçe ben de kiþisel olarak daha çok mutsuzlaþýyordum. Hikayeden kopmak çok zordu. ‘Kendini çok zorlama’ dediler çünkü hikaye benim için çok zordu. Ýki kere hastalandým.
-Filmde bir Türk olan Bünyamin’in tasavvufi aþký dikkat çekiyor. ‘Senden ne kadar ayrý düþersem o kadar aþka sahip olurum’ sözü, Batýlý bir kadýnýn algýlayabileceði bir aþk mý?
O aþký anladým çünkü benim böyle bir aþkým var ve bu yüzden benim için çok özel ve zordu. Senaryoyu beðenmemin nedeni de zaten bu türden bir aþk. Bugün herkes fiziksel bir aþktan bahsediyor, modern aþk. Bugünde yaþýyoruz, her gün bir þeyleri baþka þeylerle deðiþtiriyoruz, bir iliþkiden diðerine atlýyoruz. Bu türden bir deðeri yitirdik, gerçekten birinin mektuplarýna aþýk olabilirsin. Bu yüzden senaryoyu sevdim, böyle bir aþk yüzünden.
-Game of Thrones, Missing gibi TV dizilerinin yaný sýra Türk sinemasýnda Mahmut ile Meryem ve Üç Yol gibi ortak yapýmlarda rol almak nasýl bir tecrübeydi sizin için?
Muhteþem bir ekibim vardý, Türkler de Bosnalýlar da. Bosnalý grupla önceden çalýþmýþtým, tanýyordum. Ama Türk ekibi benim ailemdi. Ýþler gerçekten zorlaþtýðýnda Tanrý bana güç verecek insanlar yolladý. Beni cesaretlendirdiler. Onlar benim ailem, onlar sayesinde bu iþi yapabildim.
-Çok deðiþik bir fiziðiniz var ama
Türklere de çok uygun.
Annem Hýrvatistan’ýn doðusundandý. O bölge eskiden Osmanlý Ýmparatorluðu’nun sýnýrlarý içindeydi. Oradan gelenlerin Türk kökleri olduðunu söyler bazýlarý. Ortak kelimeleri paylaþýyoruz, çay, sokak, kapý, çizme, baklava, çorba...
EN MUTLU KADINLAR HASANKEYF’TE
-Türkiye’deki dizilerde oynamayý düþünüyor musunuz?
Ünlü bir diziden teklif aldým ama þu an imkansýz. Çünkü Türkçe konuþmuyorum. Mahmut ile Meryem’de þanslýydým. Özge O’Neil gibi muhteþem bir diyalog koçuyla iki ay çalýþma imkaným vardý. .
-Türkiye’de tanýdýðýnýz yönetmenler ve oyuncular var mý?
Yýlmaz Erdoðan, Nuri Bilge Ceylan, Fatih Akýn. Türkan Þoray’la çalýþmayý isterim. Zaman verilirse Türkçe de oynayabilirim.
-Batman’ý nasýl buldunuz?
Batman karanlýktý. Gettoda sahneler çektik, hayatýmda ilk defa böyle bir þey gördüm. Ýlk çekim mezarlýktý. Psikologlarla kadýn intiharlarýyla ilgili konuþtum. Hasankeyf gördüðüm en güzel yerlerden biriydi. Oradaki kadýnlar daha mutlu. Tepedeyken üç kadýn geldi, otlar topluyorlardý, inanýlmaz þarkýlar söylüyorlardý. Oradaki enerji farklýydý.