Milliyet muhabiri Tolga Þardan Telekomünikasyon Ýletiþim Baþkanlýðý (TÝB) ile önemli haberlere imza atýyor. Belki de “Paralel yapý” ile ilgili devlet tedirginliðinin en çok somutlaþtýðý bir alaný oluþturuyor TÝB’deki durum.
Sadece þu tespit yeter vehameti anlamak için: “Burada hangi kablonun nereye baðlý olduðu belli deðil. Çanak antenler “verici” görevi ifa ediyor, bilgilerin nereye servis edildiði belli deðil.”
Ulaþtýrma, Denizcilik ve Haberleþme Bakaný Lütfi Elvan, vehameti açýkça ifade ediyor. Sonunda kurumun adeta gömülmesine, yeni bir TÝB inþa edilmesine karar veriliyor.
Dinlemeler yapýlmýþ, yapýlmýþ, yapýlmýþ, nerelere servis edilmiþ belli deðil.
Camia’ya bakýyorsunuz, þu an bütün mesajlarý uluslararasý alana dönük. Camianýn uluslararasý iliþkilerinin hangi boyutta ve ne kadarýnýn istihbaratla ilgili olduðu belli deðil.
Devlet açýsýndan baktýðýnýzda tam bir istihbarat sorunu bulunuyor ve bu zaaf paralel yapý ile birebir iliþkili.
Dün yine Milliyet’te Önder Yýlmaz imzalý bir haber yer aldý. Ýþte bakýn birinci sayfadaki spot þöyle:
“TÝB’deki kablolama sistemi ve Fuat Avni gibi birçok olaya iliþkin bilgilerin sýzmasý, ‘Yeni bir sistem devrede olabilir’ görüþünü gündeme getirdi. Bakan Fikri Iþýk, ‘Son yaþananlar akla sorular getiriyor. Araþtýrýyoruz’ dedi.”
Haberin þu paragrafýný da paylaþalým:
“Fuat Avni adlý Twitter hesabý sahibinin her türlü önlemin alýndýðý olaylara iliþkin bilgileri sanal ortamda açýklamasý bu þüphenin ilk ayaðýný oluþturuyor. Uzmanlar Türkiye’de bir çýkýþ ucu bulunmayan Fuat Avni’nin Twitter akýþýnýn yurtdýþý kaynaklý olduðu ve bir kiþiden öte ekip tarafýndan yürütüldüðünü düþünüyor. Zaman gazetesi Genel Yayýn Yönetmeni Ekrem Dumanlý’nýn mahkeme görüntülerinin daha baþka bir makama aktarýlmadan kýsa süre sonra kamuoyuna yansýmasý, dört eski bakan hakkýnda yolsuzlukla ilgili MASAK raporunun komisyonda daðýtýlmadan internete düþmesi, TÝB’in yaptýðý dinlemelere iliþkin bugüne kadar rastlanmayan ve çözülemeyen bir kablolama sisteminin tespit edilmesi uzmanlarýn, “Yeni bir sistem mi devrede?” þüphesini güçlendiriyor.”
Ben böyle bir haberi mesela bir Devlet Bahçeli’nin nasýl okuduðunu merak ediyorum.
Anlaþýldýðý kadarýyla muhalefet hala iktidarla hesaplaþma safhasýnda görüyor meseleyi. Kýlýçdaroðlu, hadi “Devlet duyarlýlýðý”ný bir kenara býrakalým, parti bünyesinde kontrol edemediði bir bilgi sýzmasýný normal karþýlayabilir miydi? En azýndan “Paralel veya deðil, bu yapýyý ortaya çýkarýn” denemez miydi?
Haydi daha damardan soralým:
Bizatihi Fethullah Gülen, Pensilvanya’daki binada olan bitenin dýþarý sýzdýrýlmasý halinde etrafýndaki herkesi olaðan þüpheli gibi görmez, bir “ihanet soruþturmasý” yaptýrmaz mýydý? Hatta soruþturmayý yapaný bile soruþturmaya ve “güven sorgulamasý”na tabi tutmaz mýydý?
Tayyip Erdoðan kendisi ile ilgili “arkadan hançerlenme” gerçeðini geçsin, kendisine emanet edilen devletin mahreminde yaban birilerinin dolaþtýðý kuþkusuna nasýl duyarsýz kalabilir?
Mesela þu Hanefi Avcý davasý, Avcý ile ilgili kararýn Yargýtay’da alelacele onanmasý, “Yargýdaki paralel yapý”yý ortaya sermek adýna muhalefet için bir anlam taþýmýyor mu?
Baþbakan Davutoðlu olayý þu sözlerle deðerlendiriyor: “Sembolik bir davada, neredeyse pazardan mal kaçýrýr gibi bir karar almak, ‘biz hala buradayýz, bizimle ilgili þu veya bu kanaati ortaya atanlar bilsinler ki onlarla biz hesabýmýzý görürüz’ demektir.”
Sembolik bir davada böylesine bir karar, evet bir tür meydan okumadýr. Ve devlet içinde bir paralel yapýnýn neler yapabileceðinin tipik göstergesidir.
Fuat Avni ile istihbaratta, Hanefi Avcý mahkumiyeti ile Yargýtay’da “Ben hala buradayým, yani devletin kýlcal damarlarýndayým” diyen bir yapý ile karþý karþýyayýz.
O çocuða ve politikacýlara
Ne demiþ o çocuk: “Benim yerim cezaevi deðil, okul sýralarýmdýr” demiþ. Hele þükür diyelim, çocuðumuz anlamýþ asýl yerinin okul sýralarý olduðunu. Aslýnda o, asýl yerinin okul sýralarý olduðunu Cumhurbaþkaný’na sövmeyi öðrenmeden önce anlamalýydý, deðil mi? Ana muhalefet lideri de o çocuða “Oðlum keþke cezaevine girip çýkmadan anlasaydýn yerini yurdunu da, öyle þuna buna sövmeye kalkýþmasaydýn. Býrak siz sövelim” demeliydi.
Ben, PKK adýna yüzlerine maske takýp, ellerine molotof kokteyli verilerek sokaklara salýnan çocuklar için de bunu söyledim: Bu çocuklarý siyasi malzeme olarak kullanmaktan vazgeçin. Býrakýn çocuklar okusun ve ülkeleri, toplumlarý, ana babalarý için hayýrlý evlat olsunlar.