Malili yönetmen Abderrahmane Sissako, 67. Cannes Film Festivali’nde takdir toplayan filmi Timbuktu’da Boko Haram’ý andýran bir grubun þehri istilasýný anlatýyor.
Abderrahmane Sissako, Afrika sinemasýnýn önde gelen yönetmenlerinden biri. Malili Sissako, 67. Cannes Film Festivali’nde yarýþan filmi Timbuktu’da günümüzün çok önemli bir konusuna deðiniyor: Dinin silahlý gruplarýn tekeline alýnmasýný ve ibadetin zorlama yoluyla tektipleþtirilmesini mizah çerçevesinde eleþtiriyor. Filmini prömiyerinden yirmi gün önce bitirmenin yorgunluðunu ve sevincini yaþayan; “Ben çocuk gibiyim. Çocuk olunca nereye götürseler gidersiniz. Filmde birçok eksik var ama bence bir film mükemmel olmak zorunda deðil, olmamalý, olmaya çalýþmamalý!” diyen Sissako ile Cannes’da konuþtuk.
BALIK SATAN TESETTÜRLÜ BÝR KADIN
Mali’nin yerli halký, Tamaþek dilinde konuþan Tuaregler, baþkent Timbuktu’ya gelen, kimliði filmde belirtilmeyen, elebaþlarý Arapça konuþan, kendilerine mücahit diyen ama ne imama ne müminlere aldýrmayýp camiden içeri ayakkabýlarýyla ve silahlarýyla dalan bir grubun baskýsý altýnda yaþýyor. Pazarda balýk satýp ailesini geçindiren tesettürlü genç kadýný, iþini yapmasýný engelleyeceði halde eldiven takmaya zorlayan, müziði ve futbolu yasaklayan, recm uygulayan, göz koyduklarý kadýnlarla kendilerinin ve ailelerinin rýzasý dýþýnda nikah kýyan bu grup hemen akla Boko Haram’ý getiriyor!
Filmin prömiyeriyle, Boko Haram’ý Nijer’de genç kadýnlarý kaçýrmasýnýn denk gelmesi hakkýnda ne düþündüðünü sordum Sissako’ya: “Ben Afrikalý olduðum kadar Müslümaným da, bu beni zenginleþtiriyor. Öte yandan Ýslam’ýn onu kullanan, sözcüsü ya da yüzü olmaya çalýþan, belirli bir tandansa sahip insanlar tarafýndan rehin alýndýðýný düþünüyorum. Ne yazýk ki Batý’da beþ kiþi ya da beþ yüz kiþi rehin alýndýðýnda olay oluyor. Bir kültür rehin alýndýðýnda, bir þehir rehin alýndýðýnda bu binlerce insan rehin edilmiþ demektir. Bunun farkýna varýlmýyor. Her erkek, her kadýn insanlýðý savunmalý. Ýnsanlýk her þeydedir! Kültürdedir! Müziði yasaklayamazsýnýz, müzik ruhtur. Aþýrý uçlar bunu yapýyor Timbuktu’yu istila edince. Sporu yasaklayamazsýnýz, spor insanlarý bir araya getirir. Birlikte yere düþmek, birbirine tutunarak kalkmak demektir. Bu bana esin veren þeylerden biriydi. Bir vizyonunuz olabilir ama ‘Ýslam budur’, diðeri küfürdür diyemezsiniz. Benim iþim, benim görevim bu meseleyi aydýnlatmak. Ayný zamanda kadýnlarýn ve erkeklerin bununla mücadele ettiklerini göstermek, bir kadýna giyim tarzý, biriyle birlikte olduðu vb. nedenlerle eziyet edildiðini göstermek... Ki siz ve baþkalarý ne olduðunu anlasýn. Bir film, biraz da budur, anlamayý saðlamaktýr. Ýnsanlar uzakta olduklarý meseleleri anlasýnlar...”
YÜREÐÝNÝZÝ KOYDUÐUNUZ TABLO GÝBÝ
Konuþma tarzý gibi hayata bakýþý da son derece zarif ve yumuþak olan Sissako, abartýlý, aþýrýya kaçan duygularla, öfkeyle, þiddetle kendini ifade etmekten kaçýnýyor. Abderrahmane Sissako, kendi mahkemelerini bile kuran mücahitlerin kimliðini özellikle vurgulamamýþ:”Dýþarýdan gelen yabancýlarýn istilasý altýndaki Timbuktu realitesini anlatmak istedim. Dýþarýdan gelenlerin halka kendi imanlarý, kendi kültürleriyle ‘Bundan sonra böyle yaþayacaksýnýz’ diye dayatmalarý boyutunu ele almak istedim. ‘Böyle yürüyeceksin, böyle davranacaksýn, þarký söylemeyeceksin, kadýn erkek bir araya gelmeyeceksin’. Bunun yerel geleneklerden, ata yadigarý deðiþim ve açýk olma geleneðine uymadýðýný gösterdim. Timbuktu her þeyden önce ‘açýk’ bir þehirdir. Bu filmi tetikleyen asýl dram bir insanýn öldürülmesi. Nedeni her ne olursa olsun barbarlýðý, birinin canýna kast etmeyi kabullenemeyiz.”
Timbuktu, Cannes’da sinema otoriteleri tarafýndan beðenilen, takdir edilen bir film oldu. Eleþtirmenlerden hep olumlu yorumlar aldý. Sissako, sinemada onu baþarýya taþýyan anlayýþý þöyle özetliyor: “Film bir dildir. Görkemli olabilir, aksiyon filmi olabilir, eðitim amaçlý çekilebilir, birçok iþlevi vardýr. Bir bütündür ve bu bütünün ne olduðu önemlidir benim için. Sinema haklý olmak da deðildir. Bundan çok daha fazla insanidir. Sanat yapmak, kullandýðýnýz biçem önemlidir. Bir film tablo gibidir. Yüreðinizi, duygularýnýzý, kuþkularýnýzý koyarsýnýz. Kuþkular çok önemlidir. Kuþku duymalýsýnýz ki derinden etkileyici bir üretimde bulunasýnýz”.