Ben hizmet diye buna derim!

Çoğumuz Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı’nın (TÜRGEV) adını 17 Aralık darbe süreciyle duymuş olabiliriz, ama TÜRGEV 18 yıldır İstanbul merkezli hizmet veren İstanbul Eğitim ve Gençliğe Hizmet Vakfı’nın (İSEGEV) devamı olan bir vakıf. İki sene önce hizmet alanlarını İstanbul’la sınırlamayıp Türkiye geneline yaymaya karar verdiklerinde TÜRGEV adını aldılar. Vakıf iş idealist ve hayırsever insanların yapabileceği bir iştir. İslami camianın en önemli sermayesi de kanımca bu olmuştur; öğrenci okutmak, öğrencilere kalacak yer temin etmek...

Çoğu İmam Hatip bu dernek ve vakıflar sayesinde kurulmuş ve ayakta kalabilmiştir. Anadolu’dan üniversite okumak için büyük şehre gelen kız ve erkek öğrencilere başta yurt ve burs imkanı olmak üzere pek çok konuda yardımcı olmuştur bu vakıflar. Hem sosyalleşme imkanı sağlamış hem de aileler üzerindeki maddi külfeti kaldırmıştır. Aksi takdirde fukaranın üniversitede çocuk okutması hayaldi. Devlet yurdu çıkmaz, yurt çıksa burs çıkmaz... Şimdiki gibi harçların olmadığı üstüne devletin de hemen her başvurana burs verdiği bir dönem değildi.

Hülasa dezavantajlı muhafazakar kesimin çocuklarını okutabilmeleri vakıf ve derneklerin burs ve yurtları sayesinde oldu.

Gülen Cemaati de gençlere yurt ve burs imkanı sağlayan yapılardan biri oldu. Ama bir farkla; zeki ve başarılı öğrencileri dershane aşamasında devşirmek, onları parasız okutmak, diğer öğrencilere de üç beş kuruş indirim yapmak suretiyle...

Cemaat’ten mezun olanlar

Öyle tahmin ediyorum, her evden en az bir kişi Gülen Cemaati’nin dershanelerine gitmiştir. Bizim evde de epeyce Cemaat mezunu var.

‘Hizmet’ işi Allah rızası içindir deyip bundan 5 yıl önce Rize’nin bir dağ köyünde anasız babasız 5 kardeş içinde tek okuma istidadı gösteren gariban bir kız çocuğunun elinden tutup Rize’deki bir dershanelerine götürmüştüm. “Kızımızın hali durumu budur, anne baba yok, yardımlarla ev döndüren beş kardeşin ikincisi, tek okuyanı... İyi bir üniversite kazanırsa bütün kardeşlerine faydası olur. Eti sizin kemiği bizim. Alakadar olun, güzel bir indirim yapın, yurdunuza da alın, gidip gelemez kızcağız” dedim.

Sınavda derece yapıp reklamı yapılacaklardan değildi. İndirim yapılacaksa Allah rızası için yapılacaktı. “Buna yönetim kurulumuz karar verir” dediler.

Tamam dedim. Söyledikleri tarihte artık İstanbul’a dönmüştüm. Bu arada Cemaat’ten arkadaşlarımızdan da yardım istedim, referans olmaları için.

Oldular mı bilmiyorum.

Yeniden aradığımda neticenin olumsuz olduğunu öğrendim.

Yapacak bir şey yoktu. Üç kuruş oradan beş kuruş buradan parayı toparladık ve yine Cemaat’in dershanesine gönderdik kızımızı.

Bunu yazmayı düşünmüyordum ama TÜRGEV’le ilgili tezviratlardan sonra ve geçen gün TÜRGEV’in yurtlarını da gezince yazmaya karar verdim. Allah rızası ve tabii genç nesillere sahip çıkabilmek için kurulan bir vakıf. Binlerce kız çocuğuna burs ve yurt imkanı sunuyor. Tek ölçüleri yeterli ekonomik imkana sahip olmamak. Hangi bölümde okudukları, kaç puan aldıkları ya da TÜRGEV bağlısı olup olmayacaklarına bakılmaksızın hem de...

Okulunu bitirip giden kendi hayatını kuruyor, yurtta kaldığı müddet içinde ondan herhangi bir cemaate tabi olması istenmiyor.

Ben hizmet diye buna diyorum!

Ha bu arada Başbakan’ın meydanlarda söylediği Cemaat’in yurtlarından atılan gençler bahsini sürreal bulanlar olabilir.

Maalesef doğru! TÜRGEV, yurtlardaki mescitleri koğuş sistemi yatakhaneye çeviriyor. En azından dönem sonuna kadar açıkta öğrenci kalmasın, yurtlardan atılanlar sığınabilsin diye...

Allah TÜRGEV’e destek verenlerden razı olsun!