Ben mi çok safým, yoksa...?

7 Haziran gibi herkesin çok hayati olduðu noktasýnda ittifak ettiði bir seçim öncesinde,  siyasetin en merkezindeki parti olarak Ak Parti’nin çok boyutlu bir hareketlilik yaþadýðý açýk. 

“Tabii lider”ini Cumhurbaþkanlýðýna göndermiþ.

Yerine Baþbakan ve Ak Parti Genel Baþkaný olarak Davutoðlu gelmiþ..

Ancak bu deðiþimle birlikte baþkanlýk sistemi önerisi gündeme girmiþ, dolayýsýyla ilerdeki bir zamanda Baþbakanlýðýn Baþkanlýða yerini býrakacaðý ihtimali belirmiþ.

Bu arada partinin kurucu öncülerinden birisinin, sayýn Gül’ün Cumhurbaþkanlýðý görevi sona ermiþ, bununla birlikte siyaset içindeki varlýðýnýn nasýl devam edebileceði sorusu güncelleþmiþ.

Ve yine bu arada “Üç dönemlikler” uygulamasý ile birçok kurucu üye dahil, partinin baþýndan beri omurgasýný oluþturan kadrolar kýsmen kenara çekilmiþ.

Bütün bunlarýn, partinin yeni yapýsýný nasýl þekillendireceði, partide kimin belirleyici olacaðý sorularýný da beraberinde getireceði tabii.

O noktada Erdoðan etkisiGül etkisi ve Davutoðlu etkisi gibi baþlýklar açýldýðýný gözlemliyoruz.

Tayyip Bey’in etrafýndakiler, Davutoðlu’nun etrafýndakiler, Gül’ün etrafýndakiler...

Hükümetin kuruluþunda kimin belirleyici olduðu yorumlarý...

Ve nihayet, aday belirlemelerinde kimin aðýrlýðý olduðu spekülasyonlarý...

Bu alanda yazýlan yazýlarýn bir kýsmý kuþkusuz gazetecilik saikiyle toplumu bilgilendirme niteliði taþýyor, bir kýsmý taraf tutma hedefini kolluyor, bir kýsmý da Ak Parti bünyesinde fay hattý oluþturmayý amaçlýyor.

Belli ki þu hayati dönemde ErdoðanGülDavutoðlu veya Arýnç gibi isimler farklý yönlere savrulursa bunun Ak Parti’ye bedeli çok aðýr olur.

Böyle bir savrulma olur mu, ayrý, ama bu alandaki en küçük farklýlaþmalarýn medya zemininde politik saptýrmalara malzeme olarak kullanýlacaðýný, biraz siyaset mürekkebi yalamýþ herkes bilir. Konuþmak için çaðrýldýðýnýz kürsülerin organizatörleri de, oradaki son derece masum tahlilleri sayfalarýna taþýyan medya odaklarý da pür samimiyet içinde deðildirler.

Bu noktada þöyle bir soru sormak isterim:

Ahmet Davutoðlu’nun adaylarýn belirlenmesinde partinin geleceðine damga vurma gibi bir hesabý olmuþ mudur?

Diðer bir soru:

- Seçim beyannamesinin açýklandýðý toplantýda Davutoðlu, Ak Parti’ye kendi damgasýný vurmuþ gözükmek gibi bir görüntü sergilemiþ midir?

Benim cevabým þu:

Davutoðlu, üzerine aldýðý sorumluluðu bihakkýn yerine getirmek için varýný yoðunu ortaya koyacak bir kiþiliðe 
sahiptir. Mýþ gibi yapmaz. Baþbakanlýksa baþbakanlýðý, parti genel baþkanlýðý ise parti genel baþkanlýðýný... Zaten bunlarý mýþ gibi yaptýðýnýzda belki hiç yapmamýþ olmaktan daha büyük tahribata yol açarsýnýz. Hiç yoksanýz, yeriniz boþtur 
ve birisinin doldurmasý zarureti herkesi harekete geçirir, ama orayý mýþ gibi 
dolduruyorsanýz, bulunduðunuz her 
yeri yalama edersiniz. 

Davutoðlu, bir misyonun yükünü Erdoðan’dan aldý, ama Erdoðan’la birlikte yürüttüðünün farkýnda olan, Erdoðan’ýn “tabii liderliði”niun farkýnda olan bir insandýr. Bana göre, üzerine böyle bir sorumluluk düþmeseydi, “Hoca”lýðý tercih edeceðinden en küçük bir kuþku duymadýðým bir insandýr. Yani ona “siyasi hesap” ile, mesela Tayyip Erdoðan’a, mesela Abdullah Gül’e ya da “Abi” diye nitelediði isimlere karþý “özel hesap” peþinde olmayý asla konduramam.

Dün, Fehmi Koru’nun sütununda þöyle ifadeler okudum:

“SÝYASETÝN hiç yakýþmayacaðý bir kiþi profili aransaydý, akademik hayattan zorla koparýldýðý izlenimi verdiði için adý kolayca akla gelebilecek Ahmet Davutoðlu, kendisine uzaktan bu gözle bakanlarý þaþýrtmaya devam ediyor...

“Partisinin kurucu lideri Tayyip Erdoðan’ýn gönlünü hoþ tutmayý ihmal etmeyen, ama Ahmet Davutoðlu’nun tercihlerini yansýtan bir adaylar listesiyle seçime gidiyor AK Parti; belli ki ayný hassasiyet seçime gidilen dönemde de gözetilecek... 7 Haziran seçimiyle birlikte, AK Parti’ye, kendi mührünü vurma niyeti artýk çok belirgin Baþbakan Davutoðlu’nun...”

Fehmi Bey, bu “kendi damgasýný vurma” yargýsýný yazýsýnýn bir baþka yerinde daha tekrarlýyor. Bu niyet okumayý ilginç bulduðumu söylemeliyim. Acaba ben çok mu safým yoksa...?