Ben söylemiş olayım da...

Sürece desteğin her geçen gün biraz daha arttığısöyleniyor... Güvendiğim araştırma kuruluşlarının yeni anket sonuçlarınıbizzat görmediğim için'mişli geçmiş'zaman kipini kullanıyorum; yoksa el yordamıyla benim vardığım sonuçda pek farklıdeğil: Bugün başlamasıbeklenen militanların sınırlarıterk hareketliliği amacına ulaştığında, şimdilerde endişeli olanlar da umutlanacaklardır...

Umut yeni desteklere yol verecektir.

İnsanlık tarihinde önemli dönüm noktalarına baktığımızda hemen fark edilebilir bir özellik bugünün Türkiyesi için de geçerli: Bazıdönemlerde değişim kaçınılmaz ve dahi durdurulamaz oluyor... Durdurmaya kalkan tarihin dışına itiliyor...

1789 Fransız İhtilâlisözgelimi... Bazılarına göre durdurulabilir bir gelişmeydi; ama öyle olmadı. İhtilâlcilerin kendi iççekişmeleri bile gelişmenin önünükesemedi. Fransa'da meydana gelen değişim dünyanın dengelerini sarstı; sonrasında yaşananlar 1789'u tarihin önemli dönüm noktalarından biri olarak algılamamızısağladı, hâlâda sağlıyor...

Ya 1917 Sovyet devrimi? Durdurulabilir sananlar çoktu onu da; önüne geçilebildi mi?

Pek çok imparatorluğun sonunu getiren başka köklüdeğişimlere de tanık oldu dünyamız. 600 yıla yakın varlığısüren Osmanlı'nın yıkılacağınıkim hesap edebilirdi ki? İmparatorluğun aydınlarımesailerini varolanın nasıl daha iyileştirebilecekleri konusuna ayırıyorlardı.

DurdurulamadıOsmanlı'nın yıkılışı; yerine Türkiye Cumhuriyeti kurularak varta atlatılabildi.

''Akacak kan damarda durmaz'' sözüköklüdönüşümlerin durdurulamazlığınıanlatıyor...

Türkiye şu günlerde yine öyle bir dönemi yaşıyor. Hızınıkesen ayak bağlarından kurtulma dönemi bu. Koşabilmesi için geçmişte ayağına takılmışağırlıklarısöküp atması, yani köklüsorunlarınıçözmesi şart... Kürt sorununu çözmek zorunda Türkiye... Alevi sorununu çözmek zorunda... Ermeni sorununa çözüm bulmak zorunda...

Bugüne kadar bu sorunlarla gelebildi, ancak şimdiden sonra aynısorunlarla yoluna devam edebilmesi zor. Kanatlanmasıgerekiyor Türkiye'nin; halkınımutlu ve müreffeh hale getirmesi, temsil ettiği değerleriyle etrafına örnek olabilmesi şart. 'Sorunlu bir ülke'olmaktan çıkıp 'sorun çözen bir ülke'olmasıkendisinden bekleniyor...

Çektiği değişim sancısıbundan...

Kimse kusura bakmasın; bunun durdurulabilir bir durum olduğunu hiçsanmıyorum. Tam tersine, durdurmaya kalkışanın ciddi zararlar görebileceği, ısrar ederse yokoluşa gidebileceği bir tarihi dönüm noktasındayız.

Tarih mukadder değişimleri durdurabileceğini sanarak ortaya atılmışların çöplüğüdür aynızamanda...

Muhalefet partilerini süreçkonusunda daha 'katılımcı'olmaya davet ederken aklımda hep bu düşünce oldu; Türkiye için doğru olan ayak bağlarından kurtulurken demokrasisini de sağlamlaştırmaktır çünkü... Sorunlarıçözenlerin kazanacağı, durdurmaya kalkışacakların kaybedeceği şimdiden belli bir süreçbu; niye hep birlikte siyaset kazanmasın ki?

Siyaset-dışında yer aldıklarıhalde süreci kaşçatarak izleyen ve önüne geçebilecekleri zannıyla mızıkçılık çıkaranlar da var mıdır? 1789'da Fransa'da, 1917'de Rusya'da, Cumhuriyet kurulurken bizde vardıöyleleri; tarih onların büyük çapta kaybettiklerini yazıyor... Şimdiki mızıkçılar da büyük kaybedebilirler...

Gelişmeleri doğru okuyamayan gelişmelerin altında ezilir.