Üzülmenin hiçbir getirisi yoktur... Oturur birbaþýna üzülür, “ah ah...vah vah...” der demez duygusal çöküntü sizi yatakla buluþturur.
Öfke içinizde küllenmiþ ateþleri yakar; silkinip kendinize gelmenizi saðlar.
CHP’nin haline üzülmüyorum; öfkeleniyorum. Onu için de sýk sýk yazýyorum zaten. Demokrasiyi tek kanatlý bir kuþa çevirdi diye. Ana muhalefeti böyle þaþkýn ördek bir ülkede iktidarý yapýcý anlamda eleþtirmek görevi salt gazeteciye kalýyor. CHP de kendine bir öfkelense, silkinip kendine gelse... Nerde?
Mustafa Sarýgül’ün eteðine yapýþýp Ýstanbul’u devþirme giriþimlerinin altýnda yatan samimiyetsizliðene üzülüyorum, ne öfkeleniyorum sadece gülüyorum. Geçelim siyaseti biran için. Teðet dahi geçmediðim magazine bir göz atalým.
Milyarderin biri Ajda’yý 300 bin lira verdikten sonra sahnede kovalýyor. Üzülmüyorum; adamýn saygýsýzlýðýna öfkeleniyorum. Pýlýsýný pýrtýsý toplayýp sessizce otelden sývýþan Ajda’ya da. Haddini bildireceksin, aldýðýn parayý adamýn yüzüne çarpacaksýn! Ama nerdeee o yürek sende! Magazinin bu kadarý bile fazla laf aramýzda.
Güneydoðu’da eðitimi boykot eden BDP’nin yaptýklarýna üzülmüyorum, öfkeleniyorum. Kendi beceriksizliklerini, siyasi alanda bir arpa boyu bile yol alamamalarýný gördükçe önce baþýmý sallýyorum “tövbe tövbe”diyerek. Sonra bütün eylemlerini mahpus damýnda yatan bir adamýn iki dudaðý arasýndan çýkacak sözcüklere baðlayanlarýn bir baþlarýna karar aldýklarýnda “çocuklarýn eðitimi boykot” etme saçmalýklarýyla ortaya çýkmalarý üzmüyor beni öfkelendiriyor. Ahmet Türk’se bu kararýn alýnmasýný saðlayan onun, yakasýna yapýþýp, “siyaseti çocuklar üzerinden yürütmek ne zamandýr adamlýktan sayýlýyor!” diye öfkemi kusmak istiyorum.
“Her yer Taksim her yer direniþ!” naralarýný futbol statlarýna bile sokmaya çalýþan, becerebilseler neredeyse anaokullarýna dahi yayacak kimi yarým akýllý, kimi kötü niyetli, kimi saf, kimiyse onca yaþýna raðmen geçmiþte olanlarý kafasýndan silip atmýþ, belleðinin kapýlarýna kilit vurmuþlara “Aayyy amanýn pek güzeeellll Kadýköy yanýyooooor...” diye alkýþ tutanlara üzülmüyorum öfkeleniyorum.
***
Ve dönüp dolaþýp Galatasaray’a geliyorum önünde sonunda.
O akýllarla ziyan, muhteþem taraftara üzülüyorum, onlarý üzenlereyse öfkeleniyorum.
Fatih’in maçý izlerken alt dudaðýný çiðneyerek öfkeleniþine ben de öfkeleniyorum. Böyle bir takýmý nasýl sürdün sahaya, diye! En iyi becerdiðin “moral motivasyonu” TFF tesislerinden mi aþýlayacaktýn bu takýma? Ama sen de haklýsýn; milli görev emirdir, emir de demiri keser elbet.
Adnan Nas’ýn öfkelenip Terim’i Fenerbahçe’yi de çalýþtýrmasýný söylemesine ne üzülüyorum, ne öfkeleniyorum, sadece “Sen de bir gün gelir Fatih’in onlarca yýldýr Galatasaray’a verdiklerini verince böyle bir eleþtiride bulunabilirsin!” demekle yetiniyorum...
Uzun lafýn kýsasý hiçbir þeye üzülmüyorum... Ama çok þey öfkelendiriyor beni; çok!