Ben yazayým da...

Biliniyor, ama daha giriþte þu bilgileri sunmayý önemsiyorum:

Kýsaca ‘Cemaat’ diye de anýlan ‘Hizmet Hareketi’ Türkiye’nin yüzünü aðartan en önemli giriþimlerden biri benim için... Kendilerini bir gayeye adamýþ insanlara evvel eski hayranlýk duyarým; ‘Hizmet erleri’ bu hayranlýðý her yönden hak edenlerden oluþuyor. Hizmet’i destekleyenler, takdir edenler, baþarýlý olmasýný dileyenler arasýnda ilk sýraya beni yazabilirsiniz...

‘Tereza Ana’ (Mother Theresa) adlý kadýn misyonere ödül veren Nobel Barýþ Komitesi’nin dikkatini, dünyanýn dört bir tarafýndaki gençlerin eðitimine kendilerini vakfeden kadroya ve liderine çekmek için yazdýðým makalelerden oluþan bir küçük kitabým bile var...

Hizmet alanýnda kendi kiþisel Nobel ödülüm hiç tereddütsüz Cemaat’e verilmiþtir...

Bu hislerim beni Ak Parti’ye düþmanca bakmaya sevk etmiyor; dün de etmiyordu, savaþýn bu en kýzgýn ânýnda da etmiyor...

Türkiye’de iktidar olmayý sadece sorumluluk üstlenme saymakla kalmýyor, olaðanüstü bir cesaret olarak da biliyor ve bu alanda faaliyet gösterenleri takdir ediyorum. Son on yýl içerisinde ülkemin olumlu yönde geliþtiðini, eksikliklerini gidermeye, fazlalýklarýndan kurtulmaya baþladýðýný görerek seviniyorum.

Ülkem için iyilikler düþünen bir kadrosu var Ak Parti’nin; siyasetin kasisli ve çamurlu yollarýnda düþe kalka ilerliyorlar belki, ama bayraðý ellerinden düþürmüyorlar...

“Siyaset alanýnda daha iyi bir seçenek var mý?” diye etrafýma bakýndýðýmda, karar vermek için fazla tereddüt etmem gerekmiyor...

Ýstisna mýyým ben, hizmet alanýnda Cemaat, siyaset alanýnda Ak Parti tercihini yapmakta? Hiç sanmýyorum. Ülkemizin saðduyulu insanlarýnýn büyük bölümünün benim gibi düþündüklerini biliyorum. Birbirine yakýn durduklarýna seviniyor, aralarý açýldýðýnda üzülüyor bu insanlar...

Uzun süre Hizmet Hareketi’nin Ak Parti’ye soðuk baktýðý, siyasette baþka yol arkadaþlarý aradýðý tezviratlarýna kulak asmadým. Son zamanlarda giderek artan biçimde yapýlan “Ak Parti Cemaatçileri fiþledi, kadrolarýný tasfiye ediyor, köklerine kibrit suyu dökecek” tezviratýna da kulak týkadýðým gibi...

Cemaat için hizmetin görülmesidir önemli olan, hizmet de bu son on yýl içerisinde geometrik biçimde arttý...

Parti için iktidarda kalmaktýr önemli olan; her taraftan aldýðý desteklerle oylarý yüzde 50’yi buldu...

Neden birbirine ters baksýnlar, yollarýný ayýrmak için desiselere baþvursunlar?

Bu soru bana hâlâ mantýklý geliyor...

Fiþlemeler? Kadro tasfiyesi? Bu yoldaki iddialar, yayýnlar hiç inandýrýcý gelmiyor bana...

Çok basit bir sebepten: Hizmet Hareketi þimdi köküne kibrit suyu dökmeye azimli bir cepheyle karþý karþýyaymýþ gibi davranmýyor... Öyle cephelerle geçmiþte karþý karþýya kaldýðýnda belâyý ustaca savuþturmayla sonuçlanacak stratejiler izlemiþti; oysa þimdi sonunda mutlaka kazanacaðý bir çatýþmaya girmiþ gibi davranýyor...

Yok edilmekten kurtulmak deðil, sanki yok etmek amaçlanýyormuþ gibi...

Ýçim içimi yiyorsa, sebebi, takdir ettiðim iki bloktan birinin bu sürecin sonunda yok olacaðýný düþünmemdir... Hangisi yok olursa olsun, ben eksileceðim...

Ak Parti’nin Cemaat’i ve hizmetlerini bitirmek gibi bir niyeti ve azmi olduðuna asla inanmam; fakat þimdiki kavganýn Cemaat üzerindeki etkisinin ‘öldürücü’ olacaðýný da düþünmeden edemiyorum.

Kavgayý Cemaat adýna körükleyenler Cemaat’e iyilik yapmýyorlar...