Bence darbe ya olur ya olmaz!

Konuþmaya doyamadýðýmýz ve sýk sýk da kuvveden fiile aktarma heveslerine kapýldýðýmýz bir konu iki üç gündür yine gündemde:

Darbe olur mu?

Normal bir ülkede böyle bir suale verilebilecek en kestirme ve en anlamlý cevab “elinin körü!” olabilir. Ama Türkiye normal bir ülke olmadýðý ve anlaþýlan bu gidiþle daha bir süre de olamayacaðý için suali ciddîye almak zorundayýz.

Benim bu hususdaki sarih ve kesin görüþüm þu:

Vallýyi, olabilir de olmayabilir de...

Hâlen gerek TSK içinde gerek medya ve iþ çevrelerinde darbe olsa da rahat etsek görüþünde birtakým kimseler bulunduðunu herhalde kimse inkâr edemez. Gerçi sayýlarý ne kadardýr, güçleri nedir gibi sorulara alelâde bir yurddaþ olarak tatmîn edici bir cevab vermekden âcizim. Öte yandan ayný soru meselâ bir Almanya, Fransa, Ýngiltere vs. gibi ülkeler için sorulsa cevâbýmýz öylesine kesin (bkz: elinin körü!) olacakken Türkiye için ayný cevâbý veremiyor olmamýz þâyân-ý teessüfdür.

Bunun sebeblerini araþtýrýrken bugüne kadar, bildiðim kadarýyla, kimsenin üzerinde durmak ihtiyâcýný hissetmediði bir husus dikkatimi çekdi. Bunu sizlerle paylaþayým dedim:

TSK’nýn böylesine askerlik dýþý meselelerle ilgilenmesi ve onyýllardýr mütemâdiyen üzerine vazîfe olmayan iþlere burnunu sokma isteði herhalde tesâdüfî olamaz. Yeryüzünün diðer ülkelerindeki askerî darbeler incelenirse, bu ülkeler bâzen birbirlerine çok uzak ve yapýlarý çok farklý bile olsa aralarýndaki bir ortak özellik dikkati çekiyor:

Ordularý gerek yapý ve gerekse eðitim bakýmýndan modern sýfatýna lâyýk deðil.

Bir örnek vereyim:

TSK’nýn mevcûdu 720.648 kiþi, general ve amiral sayýsý 364.

Büyük dostumuz ve çok konuda örnek aldýðýmýz, en azýndan öyle iddia etdiðimiz Alman Ordusu (Bundeswehr) 184.000 mevcudlu, 1955 Yýlý’nda kurulduðu târihden bugüne kadar, yâni 59 yýldýr, general veyâ amiral rütbesine eriþibilen toplam albaylarýnýn mevcúdu ise 47!!! Yazý ile kýrkyedi!!!

Yeryüzünün en güçlü ordusu, donanmasý ve hava kuvvetlerine sâhib, 1,4 milyon (bir milyon dörtyüzbin) mevcudlu ABD Silahlý Kuvvetleri’ndeki hâlen aktif general ve amiral sayýsý kaç, biliyor musunuz?

Allahaþkýna tahmîn edin, bakýn, ölümü görün, bir tahmin?

39!!!

Yazý ile: Otuzdokuz!!!

Þimdi þöyle bir hesab yapalým:

Bizim TSK sayýca onlarýnkinin neredeyse tamý tamýna yarýsý.

Bu hesâba göre (yuvarlak hesab 40 desek) 20 Amerikan general ve amiralinin gördüðü iþi bizde 182 (sayý ile: Yüzsekseniki!!!) amiral ve general görüyor ve o da ne kadar görüyor ayrý mesele!!!

Ama nisbet bire dokuz!!! Yâni bir Amerikan general yâhut amiralinin gördüðü iþi bizde dokuz general veyâ amiral görüyor...

Çünki Amerikan Silahlý Kuvvetleri dünyânýn dört bir yanýnda durmaksýzýn savaþýyor da!

Bizimkiler bir kere Kýbrýs’da savaþýr gibi yapacak oldular, uçaklarýmýz ilk iþ neúzübillah kendi muhribimizi batýrdý!

Orada üçbuçuk Ruma karþý ne kadar zorlandýklarý da ayrý hikâye!

Çýkarmadan sonra Mersin güzergâhý yolda dökülen yüzlerce araçla doluydu.

Þimdi, eðri oturup doðru konuþalým, yüzlerce amiral ve generalinin yýllar yýlý boþ oturup günü dolunca emekliye sevkedildiði ve bunun bilincinde olan generalitenin aklý baþka yerlere kaymaz da ne olur?

Lütfen yanlýþ anlaþýlmasýn! Adamlar haklý, demeye getirmek istemiyorum ama o psikolojiyi de hesâba katýp gereðini düþünsek günâha mý girmiþ oluruz?

Ýkinci bir emre kadar tedfîleri dondurup hiyerarþi piramidini tekrar adam etsek cýz mý olur?

Ve nihâyet son bir soru daha:

Herþeyi biz mi düþüneceðiz?