Almanya’nýn Mülhaim kentinin ortasýndan Ren Nehri akar. Nehrin bir yakasýnda Alman öte yakasýnda da Fransýzlar otururmuþ.
Fransýzlar her yýl ýrmaðýn öte yakasýna geçip Almanlarýn varýný yoðunu talan ettikten sonra ellerini kollarýný sallaya sallaya çeker gidermiþ. O yýllarda henüz birliklerini kuramadýklarýndan Almanlar güçsüzdü, Fransýzlara direnemiyorlardý. Sonunda Osmanlý’dan yardým istemeye karar verdiler ve bir mektup yazdýlar:
“...Fransýzlar bize sürekli zulmetmektedir. Siz dünyayý avucunda tutan dev bir imparatorluðun sultaný, Ýslam’ýn Halifesiniz. Size yalvarýyoruz. Bizi bu zulümden kurtarýnýz. Asker gönderiniz; ürünlerimizi bir yýl olsun toplamamýzý saðlayýnýz....”
Sultan mektubu dinler, yardým göndermenin gereksiz olduðu kanýsýna varýr. Sadece asker elbisesi göndermeyi yeterli bulur; cevabi bir mektupla içi yeniçeri elbisesi dolu dört çuval yollar. Almanlar çuvallarý açýp padiþahýn mektubunu okur Almanlar:
“Fransýzlar korkak adamlardýr. Onlara yeniçeri göndermemize gerek yoktur. Yeniçerinin elbiselerini görmeleri yeterlidir. Yeniçeri urbalarýný adamlarýnýza giydirin. Hasat zamaný, ýrmaðýn kýyýsýnda dolaþsýnlar. Bu Fransýzlar için yeterli olacaktýr...”
Bað bahçe sahipleri hemen yeniçeri kýyafetlerini kapýþýr. Hasat zamaný Mülhaim’lý Almanlar yeniçeri kýyafetlerini sýrtlarýna geçirip ýrmak boyunca dolaþmaya baþlarlar.
Günümüzde bile olayýn yýl döneminde Almanlar karnaval düzenler Mülheim sokaklarýnda....
Osmanlý’dan Cumhuriyetin ilk yýllarýna dönelim þimdi de.
Ünlü þair Yahya Kemal Madrid Büyükelçisidir. Günlerden ir gün Ýspanya Dýþ Ýþleri Bakaný’yla sohbet etmektedir. Ýspanyol bakan Yahya Kemal’e Türkiye’nin nüfusunu sorar bir ara. Üstat biran duraksamadan, “þu sýralar 80 milyon olmasý gerekir..” der.
Bakanýn gözleri faltaþý gibi açýlýr:
Siz ne diyorsunuz? Son sayýmda nüfusunuz 12 milyon deðil miydi?”
Yahya Kemal acý acý gülümser:
“Sayýn bakan...biz ölülerimizle birlikte yaþarýz; hele de þehitlerimizle. Yatanlar da nüfusumuza dahildir...”
Ýngiliz gazeteci Yahya Kemal’le söyleþi yapmak ister. Yahya Kemal’de kabul eder. Gazeteci beylik üç beþ sorudan sonra birden, damdan düþer gibi Osmanlýlarýn Viyana önlerinde ne iþi olduðunu sorar . Yahya Kemal adamýz yüzüne bakar uzun uzun sonra bir kahkaha atar:
“Ýade-i ziyaret efendim bizimkisi...Haçlý seferlerinin iade-i ziyareti....”