Bizim gazeteler Boston’da patlayan ‘düdüklü tencere’ bombalarýyla ilgi kesmiþ gibi; ancak maratonu kana bulayan eylemi Amerika önemsiyor. Önceki gece yarýsý ‘eylemci’ olduklarý düþünülen iki kiþiyi MIT kampüsü içinde kýstýrdý güvenlik güçleri; birini Watertown’a kadar kovaladý...
Olayýn benim için ayrý önemi var: Hayatýmýn tam iki yýlýný geçirdiðim kent, Boston. Bir yandan Harvard’ta ‘master’ yaparken bir yandan da MIT’de (Massachusetts Institute of Technology) ‘araþtýrmacý’ konumum devam etti. Kaldýðým süre içerisinde hiç kesintisiz Yeni Devir gazetesine katkýda bulundum. Maratonun bitiþ noktasý Boylston Caddesi en sýk geçtiðim yerdi. Türkiye’yi, özellikle de mutfak kültürünü özlediðimizde, alýþveriþ için Watertown’a giderdik...
Watertown, Türkçesiyle ‘Suþehri’... 1915 sonrasýnda dünyanýn dört bir tarafýna daðýlmýþ Anadolulu Ermeniler’den Suþehri kökenli olanlardan bir grup Boston yakýnlarýnda yerleþtikleri kasabaya bu adý vermiþler... Doðrudur, yanlýþtýr, bilemem; bildiðim kasabadaki Ermeni bakkal ve manavlarýn baþka marketlerde bulunmasý mümkün olmayan bize özel yiyecekleri bulundurmasýydý.
En iyi peynir ve zeytini ancak Watertown’a gidersek bulabiliyorduk Boston günlerimizde...
Watertown’ý bir baþka sebeple de unutamam: Türkiye’de nüfus artmasýn diye bir dönem çok kapsamlý çalýþmalar yapan bir dernek, baþýnda ülkemizin en büyük holdinginin patronu bulunduðu halde, en ciddi maddi desteði burada kurulu Pathfinder Vakfý’ndan alýyordu.
Kýstýrýlýnca ateþ açarak MIT güvenlik görevlisini öldüren iki kiþiden biri cipe atlayýp kaçmýþ... Nereye? Watertown’a... Boston polisi ve FBI kasabayý çevirmiþ, sâkinlerine evde kalmalarý çaðrýsýnda bulunmuþ...
Ajanslar kýstýrýlan iki gencin MIT çevresinden olduðunu, yurtlarda kaldýðýný bildiriyor...
Türkiye’ye dönmemize iki hafta kala, kira sözleþmemiz bittiði için Cambridge’deki evden ayrýlmýþ, MIT’de doktora öðrencisi bir yakýnýmýzýn yurttaki dairesine sýðýnmýþtýk. Çýktýðýmýz ev Harvard sýnýrlarý içindeydi ve komþularýmýz kendilerini ‘dâhi’ olarak gören bazýsý gerçekten ‘dâhi’ olan Harvardlý öðrencilerdi. Boston’daki son onbeþ günü geçirdiðimiz yurt MIT kampüsü içindeydi ve yüzlerce öðrencinin yaþadýðý binaya girip çýkarken karþýlaþtýðýmýz tipler Harvardlýlar ile mukayese kabul etmeyecek kadar kendilerini beðenmiþ izlenimi veriyordu.
Her yýl tekrarlanan Boston Maratonu’na katýlmayý görev bilirdi Harvard ve MIT öðrencileri... En az Charles Nehri üzerinde yelkenli yarýþý rekabeti kadar önemliydi maraton... Eðer ajanslar doðruysa, MIT’den birilerinin maratona katýlanlarý hedef alacak bir terör eylemi yapmasý ancak ‘delilik’ ile açýklanabilir.
“Eðer ajanslar doðruysa” dememin sebebi, ABD medyasýnýn patlamalar sonrasýnda düþtüðü zavallý durum: Gazeteler ve televizyon kanallarýnýn burunlarýndan kýl aldýrmayan deneyimli muhabirleri hep birbirleriyle çeliþtiler. Daily Beast internet sitesinden Michael Moynihan medyanýn zavallý bir performans sergilediðini geniþ örneklerle sýralýyor.
Çok daha dikkatli ve kendinden müthiþ emindi ben Boston’da yaþarken Amerikan medyasý...
Boston bir üniversiteler kentidir; sýnýrlarý içerisinde 53 yüksek öðrenim kurumu vardýr. Cambridge mahallesinin bir ucunda MIT diðer ucunda Harvard bulunur. MIT’deki ofisim üniversitenin Harvard’a en yakýn noktasýndaydý; yürüyerek onbeþ dakikada öteki uca gidebiliyordum.
Maratonda patlayan bombalar yüzünden iptal edilen bir etkinliðe Harvard câmiasý yanýyordur. Ülkemizin ilk kültür bakaný Talat Halman anadili Ýngilizce olanlarý bile kendisine hayran býrakacak kadar o dile vâkýftýr. Geçtiðimiz salý günü Harvard’ýn Ortadoðu Araþtýrmalarý Merkezi’nde ‘Türk’ün gönlünde Shakespeare sanatý’ baþlýklý bir konferansta, Osmanlý döneminde ve sonrasýnda Shakespeare’in yeriyle ilgili bir konuþma yapacaktý Halman...
Sanýrým, daha ilk andan, maratonda patlayan bombalarýn suçlularýný kentin en iyi iki üniversitesi yakýnýnda bulmayý düþünmüþ polis...
Öteki gazeteler ilgilerini yitirmiþken ben ýsrarla üzerinde duruyorsam, bunun bir sebebi sonunda eylemin bize fatura edilebileceði endiþemse, bir diðer sebebi de kiþiseldir.