‘Barikay-ı hakikat müsâdemey-i efkârdan doğar'

Devlet Bahçeli beyin DEM ile tokalaşarak başlattığı sürecin oluşturduğu gündem canlılığını hâlâ koruyor.

Seküler kesimde de Cumhur İttifakı'nda da konu gündemden düşmüyor.

Kürt Sorunu'nun varlığından tutun Türk-Kürt kardeşliğine varıncaya kadar konu her yönüyle tartışılıyor.

'Barikay-ı hakikat müsâdemey-i efkârdan doğar' misali bazı gerçekler artık gün ışığı gibi netleşiyor.

Bu konuda Devlet beyin yaklaşımlarının büyük payı olduğunu söylemek gerekir.

'Üstünlük ancak takvadadır.' ayetini okuyarak konuya İslami bir ölçü ile yaklaşması ve Türk Kürt kardeşliğine vurgu yaparak 'Kürdü sevmeyen Türk Türk değildir. Türk'ü sevmeyen Kürt Kürt değildir!' ifadeleri, Türk'ün Kürd'ü Kürd'ün Türk'ü sevmesinin farz olduğunu söylemesi; cumhurbaşkanının onu teyit etmesi birleştirici ve bütünleştirici bir rol oynamış ve ülkedeki inanç birliğinin tezahürüne yol açmıştır.

Nitekim MAK danışmanlık şirketinin 2-12 Kasım tarihleri arasında yaptığı bir araştırma toplumdaki kardeşliğin ne denli güçlü olduğunu göstermiştir.

25'i büyük şehir 41 ilde yüz yüze yapılan ankete katılan 3200 kişiye, 'Türk-Kürt kardeşliğini savunuyor musunuz?' diye sorulmuş, '%88'i Evet savunuyorum' demiş, sadece '%5'i hayır savunmuyorum' demiş.

Onca yozlaşmaya rağmen toplumun kardeşlik bilincini hâlâ muhafaza ettiği görülüyor.

Kimi siyasi çevrelerin iddia ettiği gibi Kürtlere karşı ırkçılık yapılmadığı da ankete yansıyan önemli bulgulardan biri.

Yine 'Size göre; ülkemizde Kürt vatandaşlara yönelik ırkçılık yapılıyor mu?' diye sorulan soruya sadece %9'u evet demiş; %82'si ise hayır cevabını vermiş!

'Kürt kökenli vatandaşlara ayrımcılık yapıldığını düşünüyor musunuz?' sorusuna da sadece %8'i evet cevabını vermiş; %83'ü ise hayır demiş.

Toplum Türk -Kürt kardeşliğini içselleştirmiş ama terör ve şiddet karşısında da açık tavır koymuş!

Bu kardeşlik öyle kökleşmiş ki, Türkiye'nin en önemli sorunları arasında Kürt Sorunu yok mesela.

'Türkiye'nin en önemli sorunu nedir?' sorusunun cevapları şöyle: Ekonomik sorunlar %32, işsizlik %11, ahlaki sosyal sorunlar %14, adaletsizlik %10, göçmen mülteci sorunu %5, terör %5, eğitim sistemi, %3, şiddet olayları, %7, Kentsel dönüşüm deprem %4.

Terör örgütüne destek olmak siyasi uzantısıyla işbirliği yapmak gibi konularda vatandaşın tavrı da çok net görünüyor.

Mesela terör örgütü liderinin TBMM'de konuşması teklifine ankete katılanların %78'i karşı çıkıyor, sadece %12'si onaylıyor!

Dahası onlarla işbirliği görüntüsüne bile toplum tepki gösteriyor. Mesela 'Sayın Özgür Özel'in, Selahattin Demirtaş'ı ziyaret etmesini doğru buluyor musunuz?' sorusuna %32'si evet derken %55'i hayır diyor.

Dahası var sadece CHP'ye oy vereceğine söyleyen deneklere sorulan 'CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel'in son dönemde yaptığı Kürt politikasına yönelik açıklamaları destekliyor musunuz?' sorusuna yalnızca %29'u evet demiş, %62'si hayır desteklemiyorum cevabını vermiş!

Vatandaşın terör meselesinde son derece hassas olduğu çok net görülüyor.

Terör örgütünün ve siyasi uzantısının Türk Kürt kardeşliğini düşmanlığa çevirme politikasının toplum tarafından kabul görmediği bu ortamda bin yıllık kardeşlik hukukunun hatırlatılması önemlidir.

Ahiret inancı olan bir Müslümanın ebedi hayatta vereceği hesabı düşünerek hareket etmesi esas olandır.

Kavimler Allah'ın ayetleridir. Farklılıklar üstünlük meziyeti değil zenginlik unsuru olabilir.

İslam inancı rengine diline kökenine bakmaksızın müminleri kardeş kılar!

Müminlerle beraber yaşayan diğer din mensuplarının da hukukunu korur. Öyle ki Hz. Peygamber, 'Bir zimmiye eziyet eden bana eziyet etmiştir.' buyurarak bir gayr-i Müslime yapılacak eziyet peygambere yapılmış gibi kabul edilir.

İslam ahkâmı ve ahlâkı bir toplumda ne kadar güçlüyse o toplum o kadar güçlü olur.