Geçtiðimiz 17 Eylül, Baþbakan Adnan Menderes’in idam edilmesinin 55. sene-i devriyesiydi.
Adnan Menderes, 1961 yýlýnýn 17 Eylül’ünde 27 Mayýs darbesini yapan subaylar tarafýndan idam ettirilmiþti.
Adnan Menderes’in idamýnýn ardýndan 11 yýl geçmiþti.
Bu kez de Deniz Gezmiþ, 1972 yýlýnýn 6 Mayýs’ýnda 12 Mart darbesini yapan subaylar tarafýndan idam ettirildi.
Adnan Menderes iki bakanýyla, Deniz Gezmiþ iki arkadaþýyla birlikte idam edilmiþti.
Deniz Gezmiþ ve iki arkadaþýnýn idamýnýn ardýndan 14 yýl geçmiþti.
1986 yýlýydý; o güne kadar Adnan Menderes’in eþi Berin Menderes hiçbir gazeteciye deðil anýlarýný anlatmak, tek cümle bile etmemiþti.
Menderes ailesine en yakýn gazetecilerin bile görüþme isteklerini hep geri çevirmiþti.
O tarihte, þimdi Milliyet gazetesi yazarý olan Güneri Civaoðlu’nun Genel Yayýn Yönetmeni olduðu Güneþ gazetesinde genç bir gazeteciydim.
Berin Menderes’ten bana anýlarýný anlatmasýný istedim.
Hiç tereddüt etmeden “Seksen yaþýndayým; bugüne kadar hiçbir gazeteciyle konuþmadým. Ama sana anýlarýmý anlatacaðým; çünkü ancak sana güvenebilirim” dedi.
Güneþ gazetesinde yayýnlandýðý tarihte büyük yanký uyandýran “Berin Menderes anýlarýný ilk kez anlattý” yazý dizisi böylece gerçekleþti.
Berin Menderes bir ay boyunca bana anýlarýný anlatýrken, zaman zaman baþka konulardaki görüþlerini de öðrenmek isterdim.
Bir gün kendisinin Deniz Gezmiþ ve arkadaþlarýnýn idamý hakkýnda ne düþündüðünü öðrenmek istedim.
Bana özetle þunlarý söylemiþti:
“Deniz Gezmiþ idam edildiðinde aðlamýþtým; onun ailesinin acýsýný yüreðimde hissetmiþtim. Çünkü ben bu acýnýn ne demek olduðunu iyi bilirim. Onun içindir ki sadece eþimi asan 27 Mayýs darbesine deðil, Deniz Gezmiþ’i asan 12 Mart darbesine de çocuk yaþtaki gençleri asan 12 Eylül darbesine de karþýyým. Ben ayrým yapmaksýzýn bütün darbelere karþýyým.”
Ardýndan da eklemiþti:
“Bütün darbelere karþý olduðum için, 27 Mayýs gününü resmi bayram olmaktan çýkartmalarýna raðmen, 12 Eylül darbecilerinin hazýrlattýðý darbe anayasasýna da hayýr oyu verdim.”
Berin Menderes’in bu anlayýþý, darbelere karþý alýnmasý gereken tutum konusunda ne kadar da öðreticiydi.
Tam bir ders niteliðindeydi.
Darbeler arasýnda ayrým yapanlarýn, bazý darbelere karþý çýkýp bazý darbelere destek olanlarýn Berin Menderes’ten alacaklarý çok ders vardý.
Berin Menderes, yaþadýðý onca acýdan sonra pekala kindar bir insan olabilirdi.
Eþini idam eden darbeye karþý çýkýp eþinin karþýtlarýný asan darbeye destek olabilirdi.
Kaldý ki 27 Mayýs darbesi sonucunda sadece eþini de kaybetmemiþti.
Babalarýnýn idamýnýn oluþturduðu travmadan kurtulamayan iki oðlunu da kaybetmiþti.
Oðullarýndan büyüðü intihar etmiþti.
Onun ardýndan ortanca oðlunun ölümü gelmiþti.
Berin Menderes, buna raðmen kindarlýðýn girdabýna düþmemiþti.
27 Mayýs darbecilerinin resmi bayram yaptýðý 27 Mayýs gününü, 12 Eylül darbecilerinin bayram olmaktan çýkartmasý bile, onu tüm darbelere karþý olmaktan vazgeçirememiþti.
Demokrat olmak, tutarlý olmak iþte böyle bir þeydi.
Berin Menderes’e bir kez daha helal olsun...
Darbeler arasýnda ayrým yapan, bazý darbelere karþý çýkýp bazý darbelere destek çýkanlara da yuh olsun!