Berlinale’deki dört Türkiye yapýmý

65. Berlin Film Festivali’ne dört Türkiye yapýmý seçildi. Kutluð Ataman’ýn “Kuzu”su Panorama Special bölümünde gösterilecek. Forum,  Melisa Önel’in ilk filmi “Kumun Tadý”ný aldý. Son yýllarda Türkiye’den filmlere kucak açan Generation bölümü ise hem Hüseyin Karabey’in “Were Denge Min / Sesime Gel” filmini hem Zeynep Dadak ile Merve Kayan’ýn “Mavi Dalga”sýný tercih etti.

Hep yönetmenlere itibar ediyoruz ama yapýmcý Yamaç Okur’un (Bulut Film) da adýnýn altýný çizmeli çünkü gerek “Kumun Tadý” gerek “Mavi Dalga”da onun imzasý var. Son yýllarda “Tatil Kitabý”, “Bizim Büyük Çaresizliðimiz”, “Tepenin Ardý” (yapýmcý Enis Köstepen) ve “Hayatboyu” (yapýmcý Nadir Öperli) filmleri Berlinale’ye seçilen bir þirket olarak Bulut Film’in hakkýný teslim etmeli. Kolay bir iþ deðil dünyanýn kodaman þirketleri arasýndan sýyrýlmak...

Bu yüzden “Kumun Tadý” hariç Berlinale’ye seçilen filmlerimizin hepsi Avrupa ülkeleriyle ortak yapýmlar. “Kuzu” Almanya, Türkiye; “Sesime Gel” Türkiye, Almanya, Fransa ve “Mavi Dalga” Türkiye, Almanya, Hollanda, Yunanistan ortak yapýmý. Kutluð Ataman, dünya çapýnda bir sanatçý ve yönetmen, “Kuzu” da izleyenlerin ondan bekleyeceði nitelikte bir film. Oðullarýnýn sünnet düðününü yapmak için para bulamayan bir köylü ailesinin yaþadýklarýný anlatan film, Türkiye’nin tarihten bugüne çeþitli temel insan haklarý meselelerinin sürprizlerle dolu bir metaforu. Çocuk oyuncularýnýn performanslarýnýn olaðanüstülüðünden kadýn karakterlerinin güçlü rollerine, tarihi göndermelerinden kavramsal çaðrýþýmlarýna dek sorgulayan ve þaþýrtan, yalýn öyküsünün katmanlarýnda barýndýrdýklarýyla kompleks hale gelen bir film.

Hüseyin Karabey, daha ilk uzun metrajlý filminden baþlayarak siyasi açýdan militan yanýný ve yapýmcý olarak kabiliyetini ortaya koydu. “Sesime Gel” Karabey’in dengbej geleneðinde kurguladýðý, anlatý içinde bir anlatý. Oðlu gözaltýna alýnan yaþlý bir kadýnýn, öksüz torunuyla birlikte onu kurtarma çabalarýný ele alýyor. Doksanlý yýllarda Doðu Anadolu kýrsalýnda Kürtlere yapýlan baskýyý masallaþtýrarak, naif bir dille anlatýyor. Masalý anlatan dengbejler bir noktada onun kahramaný da oluyor. Gezgin dengbej geleneðinin oluþumunu da bu þekilde aktarýyor “Sesime Gel”.   

Ataman ve Karabey deneyimli yönetmen ve yapýmcýlar olarak zaten bir baþarý grafiðine sahip. Ama beni asýl sevindiren Türkiye’nin gencecik kadýn yönetmenlerinin böyle önemli bir etkinlikte ortaya çýkmalarý. Antalya Altýn Portakal Film Festivali’nde En Ýyi Ýlk Film Ödülü’nü alan, bu hafta Rotterdam Film Festivali’nde, Berlinale ertesinde de !f Istanbul’da yarýþacak olan “Mavi Dalga” iki genç kadýn yönetmenin imzasýný tanýyor. “Bu Sahilde” adlý belgesel filmleriyle Türk sinemasýnda kendilerine özgü bir yol çizeceklerini müjdeleyen Zeynep Dadak ile Merve Kayan’ýn hem ulusal hem uluslararasý platformdaki baþarýlarý hakikaten kaydadeðer. Ýki genç kýzýn hayatlarýnýn önemli bir dönüm noktasýnda yaþadýklarý karmaþayý aktarýyor “Mavi Dalga”. Bir taþra kentinde yaþayan iki kýzýn üniversite öðrenimini hangi dalda göreceklerine karar verememelerini, ilk aþklarýný, kendilerini birey olarak kanýtlama çabalarýný anlatýyor.  Ama bunu ille büyük çatýþmalar içeren bir olay örgüsüne gerek duymadan, bir mesele yerine bir ruh halini, bir dönemin atmosferini tercih ederek yapýyor.  

Melisa Önel’in “Kumun Tadý” adlý filmiyse günümüzün çok önemli bir meselesi olan insan ticaretine odaklý. Önel de Dadak ve Kayan misali bir biçem denemesinden bulunuyor. Yoðun biçimde atmosferik bir film olan “Kumun Tadý”nýn kahramaný bir kaçakçý. Onun iç dünyasý, “iþi” ve iliþkileri üzerinde doða olaylarýnýn etkisiyle yoðrulan film kurulduðu yýllarda deneysel filmlere aðýrlýk verdiði için Genç Sinema Forumu adýný taþýyan, sonralarý kýsaca Forum diye anýlan bölüme son derece uygun.