Bernard Henry Levy’ye açık mektup

Cumhuriyet gazetesine verdiğiniz mülakatın başında, Mısır’daki askeri darbenin arkasında İsrail’in olduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan için “...sayıklıyor. Fransa’da aklını kaybettiği ve saçmaladığı konuşuluyor. Fransa’da ve ABD’de herkes ona gülüyor artık” demişsiniz.

Mezkûr mülakattaki sayıklamalarınız, ortaya koyduğunuz akılsızlık ve inanılmaz saçmalıklarınız üzerine asıl biz size gülüyoruz, Mösyö!

***

Müslüman Kardeşler’in iktidarını niçin kabullenemediğinizi anlatırken, “kadınlardan ve tüm özgürlüklerden nefret eden sakallı İslamcılar” vurgusu yapmışsınız. Onların muhalefete ve azınlıklara saygı duymadığını da ileri sürmüşsünüz.

Pakinam Şarkavi ismini duymadınız mı hiç? Mısır tarihinde cumhurbaşkanı yardımcılığına getirilen ilk kadın. Semir Morkos ismini de mi duymadınız? Mısır tarihinde cumhurbaşkanı yardımcılığına getirilen ilk Hıristiyan. İhvancı Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin yardımcıları bunlar. Yanına ayrıca iki kadın danışman da almıştı Mursi. Ayrıca bir de Hıristiyan danışman. Muhalefetten, mesela liberallerden de danışmanlar...

Müslüman Kardeşler’in bu kadın / azınlıklar / muhalefet açılımından haberiniz olmadığına göre, Mursi’nin yönetimindeki Mısır’da basının belki yüzde 80’inin Müslüman Kardeşler aleyhtarı olduğunu ve Mursi’ye muhalefetini özgürce icra ettiğinize de duymamışsınızdır.

Unutmadan: “Sakallı İslamcılar” diyorsunuz ama Müslüman Kardeşler’de sakalsız erkekler de var. Hatta kadınlar bile var! Harekette belki de çoğunluğu teşkil eden kadınları yok sayıp “Sakallı İslamcılar” deyişinizi nasıl yorumlayalım? Kadın düşmanı mısınız, nesiniz?

Bu arada, sakala yüklediğiniz ‘öcü’sel manayı psikologlara havale ediyoruz.

***

“(Müslüman Kardeşler’in) Gittikçe totaliterleşen bir din devleti kuracaklarını ve... en sonunda da onları iktidara taşıyan demokrasiyi ortadan kaldıracaklarını” ileri sürmüşsünüz. “Müslüman Kardeşler hep böyleydi. İslamcılar hep böyleydi” diye de eklemişsiniz.

“Hep böyleydi” dediğiniz Müslüman Kardeşler’in veya herhangi bir İslami hareketin demokratik seçim yoluyla iktidara gelip demokrasiyi ortadan kaldırdığına dair bir tek örnek gösterebilir misiniz?

Haydi, bir tek örnek!

*** 

“Nazi görüşünün Avrupa’ya özgü olduğu anlatılır fakat bu yanlıştır. Arap Nazizmi de vardı ve ortaya çıkışı ilk Müslüman Kardeşler zamanında El Benna ile olmuştur” diye ahkâm kesmişsiniz.

Kavmiyetçiliği reddeden Müslüman Kardeşler, Filistin topraklarının İngiliz idaresi tarafından Avrupalı yerleşimcilere / işgalcilere açılmasına ve bu topraklarda İsrail devletinin kurulmasına karşı çıktıkları için mi “Nazi” oldular? “Ama efendim, çokça Arap vurgusu yaptılar!” diyorsanız; varolma hakkını savunmaya doyamadığınız Siyonist işgal rejiminin Yahudi vurgusu, Yahudi milleti fanatizmi, “Herkes Yahudi devletine bağlılık bildirecek” dayatmasına varan Yahudi despotizmini nasıl içinize sindirebiliyorsunuz?

***

Başbakan Erdoğan’ın Kürtleri ezdiğini, Ermenistan’ı boğduğunu, acayip milliyetçilik yaptığını, diktatörce davrandığını vs, vs, vs, iddia etmişsiniz.

Cumhuriyet tarihinde Kürtlere reva görülen mezalim için özür dileyen, “Milliyetçilik ayaklarımızın altındadır” diyerek Türkiye’deki bütün etnik kimliklere saygılı olduklarını ilan eden ve bunun gereğini yapan, sayısını unuttuğumuz kadar çok demokratik açılıma imza atan, anti-demokratik derin devlet unsurlarıyla kelle koltukta kavgaya tutuşan ve onları milletin ensesinde boza pişiremez hale getiren Erdoğan hakkında bunları söyleyebilmek çok cahil olmalısınız.

Belli ki, gayrimüslim azınlıklardan gasp edilen vakıf mallarının Erdoğan iktidarı sayesinde onlara iade edildiğinden, ayrıca Erdoğan’ın Ermenistan’la ilişkileri düzeltmeye yönelik hamlesinden ve bu uğurda aldığı büyük siyasi riskten de haberiniz olmadı.

***

Kemalizm’e sadakat göstermediği için Erdoğan’ı ayıplamışsınız; ama Kemalizm’e sadık kalsaydı Erdoğan’a yönelttiğiniz o suçlamalar haklı olacaktı.

***

Bir de, İslam birliği fikrini eleştirmişsiniz. “Müslüman ülkeler niye birleşsin ki?” diye sormuşsunuz.

Pardon, siz Avrupa için “siyasi birlik” ve “federalizm”i militanca savunan Bernard Henry Levy değil misiniz?

Bizim coğrafyamız sözkonusu olunca emperyalizmin “Böl, parçala, yönet” tezgâhı size daha sevimli görünüyor demek.

***

Bir de tavsiyem olacak: Türkiye’de Sözcü diye bir gazete çıkıyor. Tam ağzınıza layık. Komik filozofluk iddianızdan vazgeçip orada yazsanıza.