Beþ gün ders görmek þart mý?

Bendeniz de bir öðretim üyesiyim, baþka bir ifadeyle eðitim-öðretim süreçlerinin tam da içindeyim, yaþamýmda bu sektör dýþýnda da baþka hiçbir sektörde ana uðraþ olarak çalýþmadým, çünkü bu sektörü, öðretim sektörünü seviyorum.

Ama, belki de “ama” gereksiz, tam da bu nedenden, bu sektörün sorunlarýný çok iyi biliyorum, en azýndan öyle zannediyorum ve/ama sektörün iþleyiþine büyük itirazlarým var.

Ýtirazlarým öyle aþamaya geldi ki, mesela, bir yerde kar yaðdýðý için on gün okullar tatil edildiðinde, bu açýðýn telafisi için ek derslerin devreye girmesini býrakýn gerekli bulmayý, zararlý bile olduðunu düþünüyorum, bu eðitim-öðretim süreçlerine en az maruz kalmanýn çok daha yararlý olduðunu düþünmeye kadar götürüyorum iþi.

Ve aklýma, bu çerçevede, biraz da küresel örneklere bakýp, baþka alternatifler takýlýyor.

Mesela haftada beþ gün okula gidip ders yapmak çok mu anlamlý?

Mesela, Çarþamba günleri, hafta ortasý, öðrencileri okul dýþýnda baþka uðraþýlara yönlendirmek neden düþünülmüyor?

Bu süreçler, yani okul dýþýnda gerçekleþecek haftada bir günlük yan süreçler, kütüphaneler, yüzme havuzlarý, tenis kortlarý, gönüllü yardým aktiviteleri, illaki de tenis, yüzme gibi kaynak isteyen sporlar da olmayabilir, doða yürüyüþleri, toplu sinema-tiyatro gösterimleri okullarýn yönetimlerinin denetiminde düþünülemez mi?

Beþ gün görülen o derslerin marjinal faydasý ile mesela çocuklarýn haftada bir kez bir gönüllü yardým kuruluþunda bulunmasýnýn bile marjinal faydasý mukayese edilse acaba nasýl bir sonuç ortaya çýkacaktýr?

Bunlarýn hiçbiri olamasa bile çocuklarýn Çarþamba günleri evlerinde oturup bir roman okumalarý saðlansa, çocuklar bu romanýn bir özetini öðretmenlerine yazýlý ve sözlü olarak sunmalarý istense acaba çok daha iyi olmaz mý?

Bu yan süreçlerin, özel þartlar öyle gerektiriyor ise, okullarda etüt saatleri olarak ama çok daha gevþek koþullarda yaþanmasý da saðlanabilir.

Burada önemli ve belirleyici olan eðitim-öðretim üreticilerinin kendi üretimlerini alternatifsiz, olmaz ise olmaz görmelerinden vazgeçmeleri.

Türkçe (anadil), ingilizce ve matematik dýþýnda yararlarý çok tartýþmalý dersler yerine çocuklarýn ek süreçlerle polis romanlarý ya da en genelinde roman okumalarý, satranç oynamalarý saðlansa, sadece evet sadece roman ve satrancýn yararlarý acaba tüm o derslerden daha fazla mý olur?

Amerika’yý görmek önemlidir ama Amerika’yý fiilen görmek kolay deðil ise, Amerika’yý ortaöðretim ve lise seviyelerinde üç Faulkner, iki Steinbeck kitabý okuyarak görmek/göstermek çok mu zordur?

Kaç lise öðrencimiz lise mezuniyet aþamasýna kadar Faulkner ya da Steinbeck okumaktadýr?

O berbat lise tarih kitaplarýný öðretmek yerine çarþambalarý çocuklarýn evlerinde ya da etütlerde Evliya Çelebi Seyahatnamesini okumalarý saðlansa daha saðlýklý çocuklarýmýz olmaz mý diye düþünmeden edemiyorum doðrusu.

Ancak, bunlarý yazarken, Türkiye’nin Evliya Çelebi Seyahatnamesini bile kýsmen sansürlemiþ bir ülke olduðunu aklýmdan çýkarmýþým, unutmuþum.

Antoine de Saint-Exupéry’nin “Küçük Prens”inin baþýna gelen sansür skandalý gibi.

Bu tartýþma, bir günü çocuklara daha esnek olarak býrakma fikri bugünlerde Fransa’da “yeni okul ritmi” baþlýðý altýnda yapýlýyor.

Bir de her sýnýfa “Evrensel Ýnsan Haklarý Bildirgesi’nin” zorunlu olarak asýlmasý konusu tartýþýlýyor.

Ne dersiniz?