Amerika Birleþik Devletleri’nin 2008 Baþkanlýk Seçimi’nde Cumhuriyetçi adayý John McCain’in Türkiye üzerinden Suriye’ye geçip Suriye muhalefetinin önemli isimleri ile buluþmasý, bu ülkedeki iç savaþýn geleceði açýsýndan önemli bir iþaret.
McCain’in Özgür Suriye Ordusu Yüksek Konsey Baþkaný Gen. Selam Ýdris ile yaptýðý görüþmelerin devamýnda, Washington’da belirgin bir hareketlenme beklenmeli.
Suriye krizinin baþlangýcýndan bu yana, Amerika’nýn bu ülkeye daha aktif müdahale etmesini savunan John McCain’in, Ýsrail ile yakýn iliþki içinde olan bir senatör olduðu da düþünülürse, konunun, yalnýz bir “Amerikan öyküsü” olmadýðý, artýk, Ýsrail’in de Suriye’den çok ciddi tehdit algýlamasý yaþadýðý anlaþýlýr.
John McCain, 2011 yýlýnýn nisan ayýnda bir anda Libya’nýn Bingazi kentinde ortaya çýkmýþ, devamýnda bu ülkedeki geliþmeler Libya eski lideri Kaddafi’nin ölümüyle sonuçlanan hýzlý bir süreç yaþamýþtý.
Durum, benzer bir senaryonun artýk, Suriye diktatörü Beþar Esed için de hazýrlandýðýný gösteriyor.
Uçuþa yasak bölge
Baþbakan R. Tayyip Erdoðan’ýn son Washington gezisinden sonra, Suriye ile baðlantýlý bütün baþkentlerde ciddi geliþmeler yaþanmasý dikkat çekici...
Geliþmeleri tetikleyen ana unsur, Erdoðan’ýn Washington’a taþýdýðý bilgiler olabilir. Ama, konunun görünen yüzünde, iki geliþme, Batýlý baþkentlerin Suriye politikalarýnda ciddi deðiþime yol açtýðýný iþaret ediyor: 1- Rusya’nýn Amerika (ve tabii ki Ýsrail’den) gelen tüm çaðrýlara karþýn Suriye’ye S-300 uçaksavar füze sistemlerini vermekteki kararlýlýðý, 2- Ýran’ýn bölgedeki askeri gücü olarak kabul edilen Hizbullah’ýn Suriye iç savaþýnda açýkça yer almasý.
Amerikan Dýþiþleri Bakanlýðý’nýn özellikle Rusya’yý uyaran son açýklamalarýna Moskova’nýn tepkisiz kalmasý, bir anda, Washington’da, Suriye’de uçuþa yasak bölgenin oluþturulmasý çalýþmalarýna hýz vermiþ durumda.
Amerikan baþkentinden akan bilgiler, Obama’nýn, Suriye’de gerçekleþtirilecek uçuþa yasak bölge uygulamasýnda Ýngiltere ve Fransa ile birlikte çalýþma arzusunda olduðunu gösteriyor. Bu, Libya’daki askeri planlamanýn Suriye’de de uygulamaya konulduðunu açýk göstergesi kuþkusuz...
Muhalefete silah desteði
Ýngiltere ve Fransa baþkentlerinden yapýlan son resmi açýklamalar ise, her iki ülkenin Suriye muhalefetine geliþmiþ silah sevkiyatý konusunda, Avrupa Birliði Dýþiþleri Bakanlarý’nýn bu konuda yapacaklarý 1 Aðustos tarihindeki toplantýyý beklemeden harekete geçecekleri yönünde...
Londra ve Paris, “henüz silah sevkiyatý” ile ilgili bir karar almadýklarýný fakat büyük bir saldýrýyla karþý karþýya olan insanlarýn kendilerini savunmalarý için gerekli desteði saðlamakta da kararlý olduklarýný vurguladýlar.
Bu adýmlar, Beþar Esed’i, artýk, nihai bir siyasi çözüme zorlama ve Suriye yönetiminden çekilip gitmeye ikna etme manevralarý olarak kabul edilebilir. Ama, Esed, þu anda sürdürmekte olduðu zaman kazanmaya dönük stratejiyi sürdürmekte kararlýlýk gösterirse, tahmin edebileceðinden çok daha aðýr bir darbeyle karþýlaþacaðýný artýk düþünmek zorunda...
Cenevre’de yapýlacak Suriye toplantýsý sonrasýnda kendi kararýyla veya, önümüzdeki iki ay içinde Amerikan-Ýngiliz-Fransýz liderliðinde gerçekleþecek bir batýlý askeri darbe sonucunda Beþar Esed’in Þam’dan gideceði hýzlý bir sürece girdiðimiz çok açýk.
Tahran’dan stratejik hata
Avrupa Birliði ve Amerika, belli ki, Suriye’nin, Beþar Esed sonrasýnda maceracý unsurlarýn eline geçmemesi için krizin daha fazla sürmesini istemiyorlar. Çünkü, iç savaþ bugünkü þekliyle devam ederse, çok yakýnda Suriye, Þii/radikal Hizbullah ile Sünni/radikal El-Kaide’nin savaþ alanýna dönmüþ olacak. Böyle bir geliþme, Batý’nýn bölgedeki iki müttefiki Türkiye ve Ýsrail’i tehdit eden bir hesaplaþma olarak deðerlendiriliyor.
Bir “Ýslam Cumhuriyeti” olarak Suriye’de dökülen Müslüman kanýna doðrudan eli bulaþan Ýran’ýn, elinde hava kuvvetlerinden baþka hatýrý sayýlýr bir güç kalmayan Beþar Esed’e onbinlerce Hizbullah gönüllüsüyle yardýma koþmasý, belki de sonun baþlangýcý niteliðini taþýyor. Bu ayný zamanda, Tahran açýsýndan da büyük bir stratejik hata... Bugüne kadar Suriye’den uzak durmaya çalýþan Batýlý güçleri, “Hizbullah tehditi” karþýsýnda harekete geçmeye zorluyor...
Kabul edelim...
Türkiye’nin önünde çok sýcak bir yaz var...