Beşiktaş değerleridir öncelik

Transfer politikasının yönü hala netleşmiş değil. En azından ben o izlenimi edinemiyorum. Oynanacak stat, buna bağlı olarak kombineler, o da belirsiz. Slaven Biliç - Önder Özen ikilisi futbolun yönetimi konusunda gereken yetkiyle donanmış, eksiksiz, müdahalesiz bir inisiyatife sahip mi, onu da tam anlamış değilim. Eh, bunca belirsizlik üzerine, söz konusu başlıklarda bugün için bir şeyler yazmak da pek anlamlı değil bana göre.

Ama madem konuyu belirsizlikten açtık, belirsizlik kaldırmayacak birkaç alana değineyim bu sayede. İlk önceliğim Beşiktaş değerleri elbette. Fırsat buldukça bu konuda yazıyorum, Seba sonrası kendi değerlerinden hızla uzaklaşan bir yapıya büründü Beşiktaş. Başkalarına ayak uydurma, varolan rekabete Beşiktaş değerleriyle bağdaşmayacak yollardan dahil olma, başarı saplantısına endeksli bu rekabetin bir parçası haline gelme, popülizm ve ilkesizlik “Halkın Takımı Beşiktaş” tanımını zayıflattı. Beşiktaş’ı farklı ve ayrıcalıklı kılan alanı tahrip etmeye başladı.

“Çarşı vicdandır” haykırışıyla tavır koyan taraftarın bu çabası da yeterli karşılığı bulmadı. Haksızlığa karşı olmanın tescilli sözcüsüydü Beşiktaş. Futbolu çirkinleştiren düzene, ahlakdışılığa, fırsatçılığa, hinliğe, tüketici bir rekabete set çekmekti. Taraftarı müşteri gibi gören, cicileştirmeye çalışan, tribün kültürünü öldüren anlayışa hayır demekti. Kim ne derse desin, kongrede güven tazeleyen Fikret Orman yönetiminin temel önceliği bu olmalıdır bence. Beşiktaş değerlerini restore etmek, Türk futbolunu kalitesizleştiren “anında başarı” saçmalığına direnmek ve tribün kültürünü koruyup kollamak. Yeni stat da bu işe dahil, orada “müşteri mantığı” egemen olursa semt ve tribün kültürü büyük zarar görür.

Buna bağlı olan bir başlık daha var: İlkelilik ve istikrar. Yazının başında Biliç-Özen ikilisine de bu yüzden değindim zaten. Kurumsallaşma ve profesyonel yapılanma sağlanacak, gözde örneğim Arsenal’ı bile kıskandıracak bir futbol kültürü kurulacaksa eğer, hedef gerçekten buysa, gereği eksiksiz yerine getirilmeli ve yerleşik yönetsel hastalıklara izin verilmemeli. Orman yönetimi bu iki alanda kalıcı adımlar atmayı başarırsa, Beşiktaş tarihinde de kalıcı bir yer edinecektir vesselam.