İşin aslı, Beşiktaş’taki son tüzük değişikliğiyle Olağan Seçimli Genel Kurul Toplantısı için Mayıs ayının belirlenmiş olmasını eleştirecektim bugünkü yazımda. Mayıs ayı sezon planlamasının yapıldığı, yapılacağı dönem. Seçimin bu döneme denk gelmesi hem etik hem yöntem açısından sorunlar doğuruyor bence. Artık bu konunun ayrıntılarını bir başka yazıya bırakmak zorundayım, çünkü UEFA’nın Beşiktaş’ı Disiplin Kuruluna sevketmesi üzerine bir şeyler söylemek şart.
Şike soruşturmasının ilk gününden itibaren sert yazılar kaleme aldım. Bunun bir arınma fırsatı olduğunu, heba edilmemesi gerektiğini vurguladım. Soruşturmaya Beşiktaş’ın adının karışmasına da sert tepki verdim. Ancak ilk günden itibaren Beşiktaş’a ilişkin bilgi ve verilerin ikna edici olmadığını da belirttim. Süreç ilerledi, ses kayıtları ve diğer belgeler kamuoyu ile paylaşıldı. Benim Beşiktaş’ın suçsuzluğu hakkındaki vicdani kanaatim değişmedi. Tutuklu üç Beşiktaşlı’yı sonuna kadar savundum. Bugün de Beşiktaş’ın suçsuzluğundan yüzde yüz eminim.
Soruşturma sürecinde, başta Serdal Adalı olmak üzere, tutuklu adlara hem dönemin yönetimi hem camia tarafından yeterince sahip çıkılmadığı kanısındayım. Şimdi önümüzde büyük bir fırsat var. Yönetimiyle, camiasıyla, medyasıyla, taraftarıyla sesimizi gür şekilde duyurmak zorundayız. Beşiktaş’ın adı haksız biçimde, ikna edicilikten uzak kanıt ve belgelerle şike soruşturmasına karıştırılmıştır. Beşiktaş yok yere suçlanmıştır.
Beşiktaş bu süreç boyunca gereksiz biçimde mağdur edilmiştir. İşin odağında tek bir kulüp olmaması için soruşturmaya meze yapılmıştır. Beşiktaş’ın camiası da taraftarı da o kadar duyarlıdır ki işin başında boğazı düğümlenmiş olabilir bu suçlama karşısında. Ama bugün susma değil, haklılığımızı gür sesle duyurma zamanı.
Pazar günkü seçimin Beşiktaş için en hayırlı sonucu doğurmasını diliyorum. Demokratik, camianın kucaklaştığı, Beşiktaş’a yakışır bir kongre olsun. Kongre üyesi tüm Beşiktaşlılara da çağrım var: Lütfen Akatlar’a gelin, oyunuzu kullanın, Beşiktaş’ın geleceğine sahip çıkın.
Gün, 3 Temmuz 2011’den bu yana haksız biçimde yıpratılan Beşiktaşımıza kanat germe günüdür.