Beşiktaş ve FEDA

Beşiktaş FEDA sezonunda, bütün hedeflerine VEDA dedi. Önce UEFA tarafından Avrupa Kupaları’ndan men edildi. Sezon sonunda futbolda ve basketbolda gizli hedef olarak koydukları başarılardan da uzak kalındı.  

 

Beşiktaş’ın konuşulduğu gibi gizli hedefi var mıydı? Sezon başında olduğunu sanmıyorum. Tüm takımların puan kayıpları, ilk üç, puan skalasını geçmiş yılların oldukça altına çekti. Bu da Beşiktaş’ın son 6-7 haftaya kadar şampiyonluk, son iki haftaya kadar da Şampiyonlar Ligi hedefinde kalmasını sağladı.  Son haftalarda üst üste gelen puan kayıpları ile sezon sonu CEFA mı olacak derken, diğer takımların da puan kayıpları ile son iki haftada hem lig üçüncüsü olarak hem de UEFA mali kriterlerini yerine getirerek kaldıkları Avrupa Ligi başarısı  FENA olmadı.

Beşiktaş’ın nitelik ve nicelik olarak eksik olan kadro farkı, G.Saray ve F.Bahçe’nin olağanüstü transferleri ve ardarda gelen sakatlıklar ile ikinci yarı iyice açıldı.

Sezon başında ki konuşmaları hatırladığımızda Beşiktaş’ın sportif başarıyı değil, iyi bir para yönetimini hedeflediği aşikardı.

Beşiktaş’ın bu yıl içinde bulunduğu özel durum tüm kulüpler içinde iyi bir referans oldu. Kulüp yöneticilerinin keyfi davranışları, dev bütçeli asırlık kulüpleri bile ne kadar zor duruma düşürdüğünü gördük. Ancak bir gerçek daha ortaya çıktı. Küçülerek ve tasarruf edilerek sportif başarı hayal. Sanırım beklenmedik bir zamanda seçime hazırlıksız giren başkan, bu durumu göremedi.

Biten yılın ardından Beşiktaş için en büyük kazanç Oğuzhan ve Olcay gibi oyuncuların takıma kazandırılmasıydı. Pektemek’in de yeni sezonda beklenen çıkışı yapacağının sinyallerini verdi. Çok fazla forma şansı bulan, diğer genç oyunculardan beklenen katkının alınamaması ise onlar açısından HEBA oldu.

İdari ve mali disiplin ile futbol takımında yapılan tasarruflar ve sermaye artırımı ile sağlanan nakit girdisi kulübü DEVA oldu.

Şimdi Beşiktaş’ın önünde yeniden yapılanma ve tekrar ligde ve Avrupa’da iddialı hale gelmesi için önünde iki uzun yıl var.  Anladığımız kadarı ile futbolda yeni bir yapılanmaya gidilerek futbol takımı bir sportif direktöre emanet edilecek. Bence çok doğru olan bu değişimle beraber,  bu iki yıllık süre içerisinde dünyanın en iyi lokasyonuna sahip oldukları stadı yenileme, borçlarını azaltma ve kontrol altına alma ve Türk futbolunu bilen iyi bir teknik direktörle, kadro yapısını revizyon etme imkanı var. Umarım bu şansını iyi kullanır, Türk futbolunda hak ettiği yeri alır.

Biten sezon benim açımdan en ilginç olay, ligde gol krallığında üç eski Beşiktaşlı’dan Burak’ın 24 golle gol kralı, Bobo’nun 18 golle ikinci, Nobre’nin 13 golle 7. olması idi. Üç Eski golcüsünün toplamda attığı gol sayısı 55 oldu.